Bakan Vekili: Amaç KDP’yi vurmaktı

12-12-2016
HÊVÎDAR EHMED
Etiketler Irak Maliye Bakanı Vekili Fazıl Nebi Bütçe Irak Abadi
A+ A-

Irak Maliye Bakanlığı’nda 10 yıl içinde önemli görevlerde bulundu ancak Kürdistan Bölgesi’nin bütçesinin gönderilmemesi üzerine birkaç defa görevinden istifa etmek istedi. Şimdilerde ise geçici olarak devraldığı Maliye Bakanlığı koltuğu için isimi geçenlerin en başında geliyor.

 

Irak Maliye Bakanı Vekili Fazıl Nebi, 2017 bütçesinin Kürdistan Bölgesi’nin aleyhine olduğunu belirtti.

 

Fazıl Nebi, Irak Başbakanı Haydar Abadi için, “kuruş hesabı yapan biri” nitelemesinde bulunarak,  “Kendisi de çok iyi biliyor, 2017 bütçesindeki rakam Kürdistan Bölgesi’ne yetmez” dedi.

 

Maliye Bakanı Hoşyar Zebari’nin görevden alınmasını ise Nebi, “Hedef KDP’ydi” diye değerlendirdi.

 

Fazıl Nebi, parlementoda kabul edilen 2017 bütçesiyle ilgili Rûdaw’ın sorularını yanıtladı:

 

2017 bütçe yasasının Kürtlerin yaranına olduğunu düşünüyor musunuz?

 

Irak Hükümeti ile görüşmelerimizde, 2015 yılında varılan anlaşmanın olduğu gibi 2017 yasa tasarısına konmasısını istedik. Evet o dönem bu maddeler uygulanmadı ancak bir güvence oluşturması için konulmasını istedik. İlerde üzerine ittifak sağlanırsa bu bir belgedir. Sağlanamazsa da hiçbir şey olmamasından daha iyidir diye düşündük.

 

2015’ın anlaşması başarısız olacağını baştan itibaren biliyorduk. Buna rağmen 2015’in Haziran ayına kadar devam etti. Başarısız olmasının nedeni, Bağdat’ın Kürdistan Bölgesi’nin Kerkük petrolüyle birlikte 550 bin varil petrol ihraç etmesini istemesiydi.

 

Ancak 2015 yılındaki bütçe tasarısının 9’uncu maddesinde, “Harcamalar, fiili (uygulamaya geçmiş) gelirlerden ödenir” ifadesi yer alıyordu. Yani Irak elde ettiği gelire göre Kürdistan Bölgesi’nin %17’lik payını gönderecekti. Bu madde Kürdistan Bölgesi’ne büyük zarar verdi çünkü Irak o yıl tahmin edilen gelirin sadece %60’nı elde etti. Bu da Erbil’e göndermesi gereken aylık 1 trilyon 200 milyar (yaklaşık 1 milyar dolar) dinardan, sadece 640 milyar dinarı göndereceği anlamına geliyordu.

 

Peki Kürtler bu ifadenin, zararlarına olduğunu sezmedi mi? Neden bütçe tasarısına girmesini kabul etti?

 

Biliyordu ama girmesini kabul etti. Ancak şimdi Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin her şeyi daha iyi tartması lazım. Çünkü petrolün varil fiyatı 40 dolar bile olsa, 550 bin varil 800 milyar dinara tekabül ediyor demektir. Ancak Irak bütçede 500 milyar vaadediyor.

 

Bu nedenle Kürdistan Bölgesi 2017 yılındaki bu rakama çok zor evet der gibime geliyor.

 

Madem ki o “fiili” sözcüğü Kürtlerin çıkarına değildi, sizin gözünüzden nasıl kaçtı?

 

O dönem Maliye Bakanlığı’nda hazırlanan taslakra bu sözcük yoktu, daha sonradan eklendi.

 

2017 yılındaki yasada Kürtler için kötü sayılacak şeyler nelerdir?

 

Eğer gelirler tahmin edildiği gibi normal olarak seyrederse, muhtemelen bu yasalar Kürtlerin yararına olabilir. Tabii Irak o rakamın yüzde yüzünü elde edebilirse. Ki Irak, bütçede öngörülen rakamı elde edecek durumda değildir.

 

2017 bütçesinde geliri 100 trilyon olarak belirtilmiş. Sizce Irak tahmininin ne kadarını kazanabilir?

 

Benim tahminim, bu rakamın en fazla yüzde 60 veya 65’ini elde edebilecek.  

 

Peki 2017 bütçesinde Kürdistan Bölgesi’nin önünde ne tür mayınlar var?

 

Aslında tasarı parlamentoya gidene kadar Kürtler için hiçbir mayın hazırlanmamıştı ancak parlamentoya gittiğinde bilinçli ya da bilinçsiz olarak bayağı mayın döşendiğini gördük.

 

Bazı kişiler kendilerini bu konuda kahraman olarak yansıttı ama bu konuda savunma makanizmalarını ne kadar devreye sokabilirler?

 

Bu kahramanlar bütçe tasarısına 10’uncu maddeyi eklemişler. Maddede şöyle deniyor: “Kürdistan Bölgesi Hükümeti’ni, petrol gelirlerini Bağdat’a göndermeye mecbur edeceğiz.” Asıl bilmeleri gereken şu: bu anlaşma yararlarına mı zararlarına mı? Bu yaptıkları siyasi manevradan başka bir şey değildir. Aksi halde bunun Kürdistan Bölgesi’nin elini kolunu bağlamaktan başka anlamı yok.

 

Ben anlamakta zorlanıyorum. Geçtiğimiz günlerde Londra’da Kürdistan Petrolü Konferansı Sayın Kubad Talabani’nin başkanlığında gerçekleşti. Kendisi Başbakan Yardımcısıdır ve Sayın Celal Talabani’nin oğludur. Üstelik Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB), hala Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nde yer alıyor.

 

O zaman Bağdat’ta yapılanlar ne anlama geliyor? Neden Kürdistan Hükümeti’ni Kürdistan halkının yararına olmayan bir konuda mecbur bırakımak istediler?

 

Üstelik Bağdat’ın vereceği paranın memur maaşlarını karşılamaya bile yetmediğini biliyorlar. Aynı zamanda Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin gelirlerinin bu vaadedilenin daha üstünde olduğunu da biliyorlar. Bu nedenle 10’uncu madde değil mayın, büyük bir bombadır.

 

Kürdistan Bölgesi’nin bu maddeye bağlı kalmama gibi bir şansı var mı?

 

Evet çünkü yasada “fiili” sözcüğü kullanılmış yani fiili olarak ne kadar gelir elde edilirse, hesaplar ona göre dönüyor. Bu nedenle eğer Kürdistan Bölgesi bu paranın üstünde bir gelir elde ettiğini gösterirse bu maddeye bağlı kalmama şansı var.

 

Bu olanlarda Maliki’nin parmağının olduğunu düşünüyor musunuz?

 

Maliki parlamento içerisinde çok güçlüdür, bu bir gerçek. Çok sayıda kişi ona bağlı ve çok şey yapabilir. Ama ben bu konulara girmek istemiyorum, bu siyasi bir meseledir. İsterseniz tekrar ekonomiye geri dönelim.

 

Bildiğimiz kadarıyla Abadi’ye bu aralar yakınsınız. Kürdistan Bölgesi hakkında ne düşünüyor?

 

Son zamanlarda Kürdistan’a karşı tutumu çok olumlu. Özellikle Başkan Mesud Barzani’nin Bağdat’ı ziyaret edip Musul operasyonunda IŞİD’le savaşa destek vereceğini belirtmesinden sonra. Asıl parlamento içerisindeki güçlü taraflar Nuri Maliki, Meclis Başkanı Selim Cuburi ve KYB üçgenidir. Bu Maliye Bakanı Hoşyar Zebari’nin görevden alınması isteminde açık bir bşekilde ortaya çıkmıştı. Çünkü bu bir siyasi meseleydi, iktisadi değil. Vurmak istediler ama aslında Hoşyar Zebari Bey’e değil. Amaç Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) idi. Aslında Abadi ve yanlıları bunu desteklemiyorlardı.

 

20 Aralık’ta Hoşyar Zebari hakkında mahkeme karar verecek. Kendisi şikayetini sunmuştu ve görevine geri dönmek için umutlu.

 

Peki Abadi Kürdistan Bölgesi’yle nasıl bir anlaşma sağlanmasını istiyor?

 

Aslında Abadi 2015 anlaşmasının hayata geçmesini destekliyordu. Baştanda belirttiğim gibi özellikle IŞİD’le savaşta peşmerge ile yapılan işbirliğinden gayet memnun. Bu nedenle her toplantıda en az 15 dakika Kürdistan Bölgesi hakkında övgü dolu sözler sarfediyor.

 

Abadi ekonomi konusunda çok zeki biri. Bu bütçenin Kürdistan Bölgesi’nin lehine olmadığını biliyor.

 

Abadi aynen böyle mi düşünüyor?

 

Evet tam da dediğim gibi. Abadi ekonomi konusunda çok zeki, özellikle Irak ekonomisini iyice hazmetmiş ve biliyor. O kuruş hesabını yapan bir kişi.

 

Ne Bağdat’ın Erbil’e tek kuruş göndereceği, ne de Erbil’in Bağdat’a petrol gelirlerini vereceği söyleniyor. Sizce anlaşmazlıklar “herkes kendi evinde” mantığına kadar geldi mi?

 

Evet bu aşamada iki taraf da aynı düşüncede. Herkes kendisini idare etsin düşüncesinde.

 

Şimdiki Bütçe yasalarına göre peşmerge maaşları Kara Kuvetleri Komutanlığı bütçesinden mi ödenecek, bu konu tam olarak nasıldır?

 

Peşmergeye 38 milyar dinar ödenecek, konu bu.

 

Peki 2017 bütçesinde Heşdi Şabi’ye ne kadar ayrıldı?

 

Geçtiğimiz 10 ay içerisinde Heşdi Şabi’ye sadece maaş için 1 trilyon 300 milyar dinar (1 milyar dolar) ödendi. 2017 bütçesinde 122 bin Heşdi Şabi üyesinden söz ediliyor. Önümüzdeki sene 3 trilyon dinarlık bir ödeme yapılacağı belirlendi.

 

Irak’ın uluslararası kaynaklardan büyük mikdarda borç alıyor. Bu borçlardan Kürdistan Bölgesi’ne pay veriliyor mu?

 

Irak’ın borç aldığı 19 trilyon dinardan, Kürdistan Bölgesi’ne tek kuruş göndermedi.

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli