UNITAD Başkanı: Ezidi Kürtlere soykırım yapıldığını belgeleyecek yeterli kanıt var
IŞİD Tarafından İşlenen Suçların Hesap Verilebilirliğini Desteklemek Üzere Teşkil Edilen Birleşmiş Milletler Soruşturma Ekibi (UNITAD) Başkanı Christian Richer Şengal’de Ezidi Kürtlere yönelik saldırıyı yasal olarak soykırım ilan etmek için yeterli belge ve kanıt bulunduğunu söyledi.
Irak’taki siyasi sürecin çalışmalarını etkilediğini kaydeden Richer, “Hala bizim için çok yararlı olacak uluslararası ceza hukuku mevzuatı bekliyoruz. Aksi takdirde bu suçlamaları savaş suçu, insanlığa karşı suç veya soykırım olarak kovuşturamazsınız” dedi.
Topladıkları belgeleri dijitalleştirdiklerini ve gerektiğinde talep eden ülkelere soruşturmalar için gönderdiklerini anlatan Richer, “Bu nedenle, suçluların geldiği yani yabancı terörist savaşçılar denilen kişilerin geldiği ülkelerle sürekli temas halinde olmalıyız” diye konuştu.
Christian Richer, Irak’ta IŞİD’in gerçekleştirdiği katliamlar ve kurbanların sayılarına ilişkin hala net bir rakama ulaşamadıklarını da belirtti.
UNITAD Başkanı Christian Richer Rûdaw TV’de yayınlanan söyleşide Nwêner Fatih’in sorularını yanıtladı.
Rûdaw: UNITAD dört yıl önce faaliyetlerine başladı, IŞİD suçlarını ve katliamlarını araştırma konusunda genel olarak hangi sonuçlara ulaştınız?
Richer: UNITAD, bahsettiğiniz gibi 4 yıl önce faaliyete başladı. Bu işin başlangıcıydı, yani her şeye sıfırdan başlamamız gerekiyordu. Kısa bir süre sonra, sözde İslam Devleti veya IŞİD'in saldırılarından etkilenen farklı Iraklı toplulukları dikkate alarak iş içinde birkaç şube oluşturduk. Şimdiye kadar, IŞİD’in, ister dini ve ister etnik azınlıklar olsun, Irak'taki hemen hemen tüm topluluklara karşı soykırım, savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar gibi uluslararası suçlar işlediklerine dair kanıtlar bulduk. Hala ayrıntılı bir şekilde o dönemde neler yapıldığını araştırıyor, bu suçları işleyenlerin bulunması ve isimlerinin bulunarak yargılanması için çalışıyoruz.
Rûdaw: Bu soruşturmanın BM tarafından yönetilmesi neden önemli? Örneğin Irak hükümeti tarafından yapılsaydı ne fark ederdi?
Richer: Sanırım Irak hükümeti bu soruşturmayı yürütmek için Birleşmiş Milletler ve uluslararası toplumdan yardım istedi çünkü çok sayıda IŞİD suçlusu yabancıydı ve burada IŞİD'e katılmıştı. Elbette çok sayıda şüpheli de Iraklıydı. Yani burada yaşanan IŞİD'in suçlarının büyük bir küresel etkisi var. Bu nedenle, tüm dünya ülkelerini kapsayan Birleşmiş Milletler aracılığıyla bu vahşi suçla mücadele etmenin meşru olduğunu düşünüyorum.
Rûdaw: Kaç suç soykırım olarak sınıflandırılabilir?
Richer: Bu ayrı bir soru. Soykırım yasal bir terim değildir. Soykırım diyebileceğimiz onlarca, yüzlerce hatta binlerce suç olduğunu düşünüyorum.
Rûdaw: Irak’ta mı?
Richer: Irak'ta bile. Daha da önemlisi, yasal sınıflandırma içindir. İnsan topluluklarını etkileyen saldırılar, sivillere yönelik kitlesel sistematik saldırılar gibi insanlığa karşı suçlar gördük. Elbette savaş suçlarının yanı sıra uluslararası hukuk kapsamında korunan insanlara yönelik saldırılar, köleleştirme, çocuk askerlerin kullanımı hakkında da aynı suçların işlendiğini gördük. Bunların hepsi savaş suçudur. Kuzey Irak'ta Şengal bölgesinde Ezidilere karşı işlenen soykırım suçlarını kayıt altına aldık.
Rûdaw: Soykırımın yasal bir terim olmadığını söylediniz, belgelediklerinizden kaçı soykırım olarak kabul edilebilir? Uluslararası alanda yani?
Richer: Soykırım mı? Evet, Şengal’de Ezidi Kürtlere yönelik saldırıyı hukuken soykırım olarak tanınması için gerekli belgeleri topladık. Bunun uluslararası alanda yansımaları oldu. Almanya'nın Frankfurt kentinde bir Irak vatandaşı Ezidi halkına karşı soykırım yapmaktan mahkum edildi. Bence bunun soykırım olduğu kanıtlanabilir. Irak'ta etkilenen diğer topluluklara gelince, bunun soykırım veya en azından soykırıma teşvik olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceğini araştırıyoruz. Soykırım, bir grup insanın kasten yok edilmesidir ve ispatı kolay değildir. Bir grup insanı tamamen yok etmek, sadece insanları zor yaşam koşullarına sokmak değil, hepsini yok etmek istediğiniz anlamına gelir. Bu yasal olarak çok yüksek bir standarttır. Bu nedenle çok hassas bir şekilde davranıyoruz ancak henüz sonuna gelmedik.
Rûdaw: Ancak Ezidilerden bahsettiğinizde gerekli belgeleriniz var diyorsunuz...
Richer: Evet.
Rûdaw: Bu davanın uluslararası düzeyde soykırım olarak tanınması için Irak hükümetinin çaba ve isteği olması gerekiyor. Irak hükümetiyle nasıl çalışıyorsunuz?
Richer: Başta yargı olmak üzere Irak'taki tüm kurumlarla, Irak'ın merkezinde ve burada Kürdistan Bölgesi'nde soruşturma hakimleriyle birlikte iyi bir çalışmamız var. Örneğin soykırımı, savaş suçlarını veya insanlığa karşı suçları belgelemek için soruşturmalarımda gerekli olan herhangi bir şeyi İçişleri Bakanlığı’ndan alabiliyoruz. Etkilenen tüm insan grupları, Ezidiler, Hıristiyanlar, Şiiler, Sünniler ve Kakailer ve Şebekler gibi azınlık toplulukları hakkında devam eden araştırmalarımız var. Kültürel mirasın tahribatına ilişkin sürekli araştırmalarımız var ki bu çok önemli çünkü medyada gördüğümüz gibi, örneğin Musul müzesinde binlerce yıllık eserler IŞİD tarafından yok edildi. Bu nedenle, tüm bu devlet kurumlarıyla, örneğin toplu mezarları kazarken Toplu Mezarlar Ofisi ile veya kalıntıları tanımlarken adli tıpla birlikte çalışıyoruz.
Rûdaw: Mevcut durum, özellikle de Irak’taki siyasi durum göz önüne alındığında, bu işinizi etkilemiyor mu?
Richer: Evet, bu bizim işimizi etkiledi, çünkü burada, Irak'ta uluslararası ceza hukuku ile ilgili mevzuatı bekliyoruz. Yeni Meclisin önceliğinin bu olacağı söylendi ama bildiğiniz gibi bekliyoruz.
Rûdaw: Bir yıl geçti ama...
Richer: Evet, bazı siyasi engeller var ve hala bizim için çok yararlı olacak uluslararası ceza hukuku mevzuatı bekliyoruz. Aksi takdirde bu suçlamaları savaş suçu, insanlığa karşı suç veya soykırım olarak kovuşturamazsınız. Tecavüz, cinayet veya soygun gibi daha düşük seviyeli suçlamaları kovuşturabilirsiniz, ancak yağmayı değil, bu farklı. Elbette terörle mücadele yasaları var, yani terör örgütü üyeliği suç olarak kabul edilebilir, ancak UNITAD'ın amacı, uluslararası cezai suçlamaları yetkili mahkemelere taşımak ve mağdurları dahil etmektir. Terör örgütüne üye olmak yoruma çok açıktır. Birisi terör örgütüne üye olabilir ama kurbanı olmaya bilir. Bu çok açık; Ancak uluslararası hukuk tarafından korunan birini öldürerek bir savaş suçu işlediyseniz, mahkemede tanıklık edebilecek ve hikayelerini anlatabilecek akrabalarınız, tanıklarınız olur. Bu bizim hedefimiz. Fark bu.
Rûdaw: Fark derken Almanya'nın Frankfurt kentindeki mahkemede kurbanın konuşmasını mı kastediyorsunuz?
Richer: Evet.
Rûdaw: Engellerden bahsettiniz, işinizde karşılaştığınız engeller ve zorluklar nelerdir? Sanırım Irak'ta altı yerde çalışıyorsunuz.
Richer: Evet. Bahsettiğim gibi, uluslararası ceza hukukunun olmamasından kaynaklı yasal engeli var. Diğer engeller ise örneğin bazen soruşturmalarımızın belirli yerlerinde olay yeri çok uzakta oluyor, bu yüzden tanıklarla güvenli bir yerde röportaj yapmak için oralara gittiğimizde lojistik sorunlarla karşılaşıyoruz. Tanıklara göz kulak olmamız gerekiyor ve tabii ki tanık korumaya adanmış bir birimimiz var. Uluslararası suçları soruştururken engellerle karşılaşmanın doğal olduğunu söyleyebilirim çünkü tanıklar ve mağdurlar için özellikle tanıklık etmek ve yaşananları anlatmak her zaman zordur. Çünkü bu vahşi suçları hatırlamak kolay değildir. Tabii ki çalışanlarımızı da korumalıyız. Örneğin toplu mezar kazarken güvenlik izni almalı ve Iraklı meslektaşlarımızla bu mezarı kazabilecek miyiz diye bakmalıyız. Ya da hangi yolu açmalıyız? Bunlar pratik engeller ama sonuçta Kürdistan Bölgesi de dahil olmak üzere Irak'taki ilgili tarafların işbirliğiyle görevi tamamlayacağımıza ve gerekli kanıtları elde edeceğimize inancım tamdır.
Rûdaw: Kanıtlardan bahsettiniz; YouTube'da bir UNITAD videosu izledim, uluslararası standartlara göre kanıt toplamanızdan bahsediyorsunuz. Uluslararası standartlara göre kanıt toplamak ne anlama geliyor?
Richer: Evet. Bu görevin bir parçası. Yani sadece kendimizin değil, Irak'taki ve dünyanın başka yerlerindeki yargı kurumlarının da gerektiğinde her davada kullanabileceği şekilde delil topluyoruz. Bizim ulaşmak istediğimiz şey bu. Dokümantasyon konusunda bir takım görev ve sorumlulukları yerine getirmemiz gerekiyor, yani milyonlarca sayfalık dokümantasyondan oluşan devasa bir bürokrasi. Örneğin, başka bir ülkeye bir davada kullanmak üzere bir belge vermek istiyorsanız, bunun usulüne uygun olarak elde edildiğini kanıtlamalısınız, yani mahkemede delil olarak kullanılabilmesi için nereden geldiğini veya tüm ayrıntılarını söyleyebilmelisiniz. Bizim ulaşmak istediğimiz şey bu. Son olarak, örneğin Avrupa Birliği'nin yardımıyla bu belgeleri dijitalleştirebildiğimiz için çok gururluyuz. Irak yargısıyla birlikte şu anda milyonlarca belgeyi dijitalleştiriyoruz ki araştırıp saklayabilelim. Aksi takdirde kağıt yanabilir ve çok bu çok tehlikeli, ama dijitalleştirirsek arşivleyip mahkemede kullanabiliriz.
Rûdaw: Mahkemelerden bahsetmişken IŞİD’e katılmış onlarca ülkenin vatandaşından bahsediyoruz, onları adalete teslim etmenin kolay olmadığını biliyorum Suçluları adalete teslim etmeyi zorlaştıran nedir?
Richer: Bu iyi bir soru. Elbette Irak, ürünlerimizden yararlanan ilk ülke. Bu görevin bir parçası ve biz buna bağlıyız, bu nedenle Iraklı meslektaşlarımızın uluslararası suçları soruşturmasına ve yasa çıkarıldıktan sonra kovuşturma başlatmasına yardımcı olmak için kapasite geliştirme ve kovuşturma konusunda Irak yargısıyla yakın işbirliği yapıyoruz. Tanık görüşme metinleri de dahil olmak üzere gerekli delillerin, faillerin yargılanmaları için menşe ülkelerine gönderilmesi diğer bir engel. Bu nedenle, suçluların geldiği yani yabancı terörist savaşçılar denilen kişilerin geldiği ülkelerle sürekli temas halinde olmalıyız.
Rûdaw: UNITAD bir çok yerde çalışıyor. Şu ana kadar belgelenmiş kaç kurban var.
Richer: Binlerce.
Rûdaw: Irak hükumeti tarafından belirlenmiş bir rakam var mı?
Richer: Hayır, belirlenmiş bir sayı yok. Tikrit Hava Akademisi'nde Şii askerlere Haziran 2014’teki gibi bir katliamda bile bir günde 1000'den fazla kişi öldürüldü. Dolayısıyla Şengal’deki Ezidilerden bahsedecek olursak binlerce insan var. Birçoğu hala kayıp. Bu suçlar çok acımasızca işlenen suçlar, bu yüzden size başlangıçta soykırım işlendiğini söyledim. Yani bir soykırımı ele alıp burada 10 kişi öldü dersek, çok daha büyük bir sayıda kurbanla karşılaşırız.
Rûdaw: Topladığınız tüm kanıtlar bize IŞİD hakkında ne söylüyor?
Richer: Bu bize IŞİD'in medeniyetin tüm kazanımlarını yok ettiğini söylüyor.
Rûdaw: Bu bize her şeyin planlı olduğunu mu söylüyor?
Richer: Bir bakıma evet diyebilirim. Arkasında bir plan vardı. Plan, hiçbir zaman İslami olmayan bu sözde İslam devletinin bedeli ne olursa olsun kendi diktatörlüğünü kurmaya çalışmasıydı. Uluslararası ceza hukukunda sayılan suçların neredeyse tamamını işlediler.
Rûdaw: Kanıtlar bize IŞİD'in bir etnik gruba diğerine kıyasla sempati duyduğunu söylüyor mu?
Richer: Hayır, hayır. IŞİD'e karşı olan herkes IŞİD'in saldırısına uğradı. Şii, Sünni, Hristiyan veya Ezidi olması fark etmez. Önüne çıkan herkese saldırdı.
Rûdaw: Araştırdığınız alanlardan biri de mali konular, IŞİD nasıl para transfer edebildi? Çünkü bu kolay değildi.
Richer: Evet, IŞİD, suçlarını işlemek için mali kaynak sağlamak, inandıkları bir tür devlet kurmak için çok akıllı bir ağ oluşturdu. Devlet olduklarını söylediler. İnsan kaçakçılığı ve kara para ile milis toplamak istediler. Ayrıca para gönderme yollarını da belirlediler; Bu parayı takip etmek için bir mali suç birimimiz var, çünkü bu aynı zamanda soruşturmamızın bir parçası, aşağıdan yukarıya ve yukarıdan aşağıya doğru gidiyor.
Rûdaw: Bahsettiğiniz bu karanlık ekonomide para Avrupa'ya gönderiliyor ya da oradan buraya gönderiliyor değil mi?
Richer: Çok fazla ayrıntıya giremem, üzgünüm ama Irak dışında başka ülkelere para gönderildiğini öğrendik.
Rûdaw: Şimdiye kadar, yarısı kadın olmak üzere kaçırılan 2.700 Ezidi kayıp. Akıbetleri hakkında ne biliniyor?
Richer: Bu konuda çok araştırma yapıyoruz. Mayıs ayında Duhok'u ve mülteci kamplarını ziyaret ederek kamplarda yaşayanların ailelerini gördüm. Çok sayıda Ezidi'nin hala kayıp olduğuna dair tanıklık ettiklerini duydum. Bu kayıp kişilerin peşine düşmek UNITAD'ın gündeminde yok ama araştırmalarımızla yardımcı olmaya çalışıyoruz, örneğin toplu mezarlarda kimlerin olduğunu öğrenmek için yakınlarından kan örnekleri alıyoruz. Kayıpların bulunması ile ilgilenen başka kurumlar var.