Mehmet Kaya: Nusaybin kapısı açılmadıkça, Rojava ile istediğimiz düzeyde ticaret yapamayız
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kaya, ekonomik kalkınmada barış sürecinin önemine dikkat çekti. Kaya, 2013-2015 yıllarındaki barış süreci döneminde Türkiye'nin ihracat ve gayri safi milli hasıla verilerinin zirve yaptığını belirterek, barış ortamının hem bölgesel hem ulusal düzeyde ekonomik büyümeyi desteklediğini ifade etti.
Kaya, Türkiye ile Kürdistan Bölgesi arasındaki ihracatın 2014 yılında 14 milyar dolara ulaştığını, ancak bu rakamın 2022'ye kadar tekrar yakalanamadığını vurguladı. Barış süreçlerinin özellikle istihdam ve kalkınmaya olumlu etkilerini hatırlatarak, ekonomik kalkınmanın yeniden sağlanması için bölgesel sorunların barışçıl yollarla çözülmesinin önemine değindi.
Mehmet Kaya, Nusaybin sınır kapısının kapalı olmasının bölgedeki ticareti olumsuz etkilediğini belirtti. Diyarbakır, Mardin ve Batman gibi illerin Rojava ve Suriye ile ticaretinde stratejik bir öneme sahip olan bu kapının açılması gerektiğini ifade etti. Kaya, "Nusaybin kapısı açılmadıkça, Rojava ile istediğimiz düzeyde ticaret yapamayız. Bu konuda hükümetle görüşmelerimizi sürdüreceğiz" dedi.
Kaya, Türkiye’de geçmişte Kürdistan Bölgesi ile benzer kaygıların dile getirildiğini ancak bugün Irak ile güçlü ticari ilişkiler kurulduğunu hatırlatarak, "Benzer bir dostane ilişki Rojava ile de kurulabilir. Bu tür korkular ekonomiyi engelliyor ve Türkiye’yi ihracat kaybına uğratıyor" diye konuştu.
Ekonomik potansiyel 50 milyar doları aşabilir
Kaya, Türkiye'nin güney komşularıyla geliştireceği ekonomik ilişkilerin yıllık ihracatı 50 milyar doların üzerine çıkarabileceğini ifade etti. Bu süreçte sınır kapılarının açılmasının yanı sıra bölgedeki iş insanlarına Suriye'nin yeniden inşasında öncelik verilmesi gerektiğini belirtti.
DTSO Başkanı Kaya, barış ve ekonomik kalkınmanın birbirini desteklediğini bir kez daha vurgulayarak, "Geçmiş deneyimler, barışın ekonomiyi ne kadar geliştirdiğini net bir şekilde ortaya koyuyor" dedi.
Rûdaw Tv’de Hevidar Zana’nın sunduğu haber bültenine katılan Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kaya soruları yanıtladı:
Rûdaw: Yeni bir barış ve çözüm süreci ihtimalinde ticaretle uğraşanlar ve ekonomik güçler arasında ve özellikle sizler arasında nasıl değerlendirilebilir?
Mehmet Kaya: Tabii bu süreçle ilgili özellikle ekonomik anlamda artılarını aslında 2013-2015 yıllarındaki rakamlara baktığımızda görebiliyoruz. Yani gerek Irak'la özellikle Kürdistan Bölgesi’yle ihracat rakamımız 2014'te 14 milyar dolar civarındayken biz 2014 rakamını ancak 2022'de yeniden yakalayabildik. Türkiye'nin gayri safi milli hasılasının da 900 milyarın üzerine çıktığı dönem yine o dönemlerdir. Yani barış süreci oluştukça bunun en fazla faydasının ekonomiye, istihdama, kalkınmaya olduğunu Türkiye geçmiş barış süreç deneyimleriyle net olarak gördü. Onun için böyle bir adımın atılması, özellikle bölgesel anlamda Kürt sorununun barışçıl bir yöntemle çözülmesinin bölgedeki tüm ülkelere ekonomik anlamda büyük faydalarının olacağını sadece bölge iş insanları değil, Türkiye'deki iş insanları, Kürdistan’daki iş insanları, dönüp baktığınız zaman Suriye'deki iş insanları da bunun çok farkında. Çünkü yaşadığımız bir geçmiş deneyim var. Bu rakamlarla bizim önümüze barışın ekonomiyi ne kadar geliştirdiğini net olarak ortaya koyuyor.
Rûdaw: Sayın Kaya Suriye’den bahsettiniz, sizin Rojava ve Suriye ile ticari ilişkileriniz hangi seviyede? Malumunuz orada yeni bir hükümetin kurulması için çalışmalar yürütülüyor, orada Kürtler de var, onların da durumunun iyi olması öngörülüyorken bu seviye geçmişte ne kadardı? Şu anda hangi seviyede? (Suriye ve Rojava) ile bağlantınız var mı?
Mehmet Kaya: Maalesef halen Rojava ile ilgili ticareti Irak'ta, Kürdistan Bölgesi üzerinden iş insanlarımız Irak'a girdikten sonra oraya geçiyorlar. Ama dönüp baktığımızda, yaklaşık 10 yıldan fazladır modern hale getirilen Nusaybin kapısı maalesef kapalı. Yani bizim bölgenin özellikle Diyarbakır, Mardin, Batman gibi illerin Rojava ve Suriye ile ticaretlerinin önemli kapısı Nusaybin kapısıdır. Nusaybin kapısı açılmadığı sürece bizim bölge olarak Suriye ile ticareti üst noktalara istediğimiz rakamlara taşıma şansımız yok. Biz bu ara bölge odaları olarak bir araya gelip Nusaybin kapısının bir an önce açılmasıyla ilgili hükümet yetkilileriyle görüşeceğiz. Sorun maalesef Türkiye'de. Türkiye'de Ticaret Bakanlığı ile görüşüp, bir an önce bu kapı açılmadığı sürece biz Rojava ile istediğimiz ticareti yakalayamayız. İşte şu an bir nispeten de olsa bir hükümet yeni bir ortam oluştu ve şu an en önemli gereksinim Suriye'nin kalkınması ve Suriye'nin kalkınmasında da bölge illerinin bu kalkınmadan faydalanması, bölge illerdeki iş insanlarının, bu Türkiye'dekiler bölge insanı olabilir, Irak olabilir. Ama sonuçta yıllar boyunca bu çatışmalardan dolayı önemli bir ekonomik kayba uğrayan bölge iş insanlarının bundan faydalanması gerekiyor. Biz bunu hükümete ortak olarak ileteceğiz. Bu kadar mağduriyet yaşadıktan sonra Suriye'nin onarımında bölgedeki iş insanlarının öncelik verilecek şekilde özellikle Nusaybin kapısının bir an önce açılması gerekiyor. O açılmadığı sürece biz Kilis üzerinden veya Hatay üzerinden ticaret yapma olanımız maalesef yok. Bizim için Nusaybin kapısı olmazsa olmaz ticareti geliştirme anlamında.
Rûdaw: Siyasi çekişmeler ve krizler olmazsa, Rojava ile ticari potansiyelsiniz ne kadardır?
Mehmet Kaya: Bakın burada Türkiye maalesef biraz dejavu yaşıyor. Yani hiç unutmayalım. Yani bir 10-15 yıl önce bugün Rojava ile ilgili ifade edilen tehlikeler Kürdistan Bölgesi içinde, Kürdistan Bölgesel yönetimiyle ilgili de ifadeler ediliyordu askeri vesayetin ülkeye Hakim olduğu dönemlerde. Ne oldu şimdi? Dönüp baktığımızda özellikle Irak, Kürdistan Bölgesi’yle Türkiye'nin sadece Diyarbakır değil, Türkiye'nin bütün illeriyle olan ticarette Irak (Kürdistan Bölgesi dahil) her zaman en çok ticaret yaptığımız ilk beş ülke arasında. Yani geçmişten gelen o beka korkuları en çok ticareti engelliyor ve Türkiye bu engellenen ticaretten dolayı da önemli bir ihracat kaybına uğruyor. Bugün Irak'ta yakalanan ve hızla artan son rakamlara baktığımızda bu yılın rakamlarına baktığımızda neredeyse 15 milyar doları aşan ticaret ihracattan bahsediyoruz. Demek ki o korkular aşıldığı takdirde biz hep ifade ediyoruz. Kürdistan bölgesiyle karşılıklı anlaşmayla açılacak ikinci ve üçüncü kapılar, Nusaybin kapısı gibi kapılar açıldığı takdirde Türkiye, güneydeki komşularıyla yıllık 50 milyar doları aşacak, ihracatı çok rahatlıkla yapabilir. Bu yapıldığı sürece de aslında bugün ifade edilen korkuların yersiz ve anlamsız olduğu görülecektir. Çünkü tarihte de biz bunu yaşadık. Ama şimdi Irak, Kürdistan Bölgesi’yle dostane bir ilişki nasıl oluşmuşsa aynı şekilde süreç içerisinde Rojava'da oluşacak bir yapıyla da o şekilde bir dostane ilişki ve ekonomik ilişki hızla gelişebilir.
Rûdaw: Bu gelişmeler işsizlik rakamlarını yüzde kaç etkileyebilir? Yani ekonomik gelişmeler ile ticari hacminin artması işsizliği nasıl etkileyebilir?
Mehmet Kaya: Bakın bizim bölgede özellikle genç işsiz nüfusunda OECD ortalamasının neredeyse iki katından fazla işsiz gencimiz var. Şu an dünyada en önemli sermaye, beşeri sermaye. Yani genç nüfusunuz, eğitim verdiğiniz genç nüfusunuz. Bu gençlerimiz hızlı bir şekilde maalesef Avrupa'ya, Amerika'ya, yurt dışına giderek iş olanaklarını yaratıyorlar kendilerine. Çünkü Avrupa'nın da artık genç nüfusa ihtiyacı var. Fakat zamanla biz burada çalıştıracak, işçi bulamayacak hale geleceğiz. Bizim bu gençlerimizi Batı'ya kaptırmak yerine burada istihdam etmemiz gerekiyor. Bunun da altyapısı tamamen Güney komşularımızla iyi bir ticaret bölgenin sanayisinin gelişmesine sebep olur. Bakın artık lojistik önemli bir gider. O önemli giderin ortadan kalkması için yakında üretim, yani bölgeden üretilerek Irak, Kürdistan'ına, Rojava'ya, Suriye'ye ihracat, buradaki istihdama da çok önemli katkılar sağlayacaktır.
Rûdaw: Yarın Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Ak Parti kongresine katılmak üzere Diyarbakır’a gelmesi bekleniyor, siz Türkiye Cumhurbaşkanı’na barış ve çözümün oluşması ve bölgenin ekonomik kalkınması için nasıl bir mesaj vermeyi düşünüyorsunuz?
Mehmet Kaya: Doğrusu tabii ki bir önceki barış sürecinde ki Sayın Cumhurbaşkanı tam da bu sürecin konuşulduğu bir dönemde ve doğrusu yürütülen Milliyetçi Hareket Partisi Başkanı Bahçeli'nin Öcalan'a çağrı yaparak yürüyen süreçte şu ana kadar net olarak barış sürecinin yönünü tarif eden bir toplumsal destek arayışıyla ilgili açıklamaları pek olmadı. Daha çok işin terör boyutunu konuşarak bir şekilde mesajları silah bırakmaya yönelik bir dili kullanmayı tercih etti. Tabi Diyarbakır'a her gelişinde özellikle bu konuyla ilgili toplumsal destek sağlamak bölgenin gelişimi, savaşın bitmesiyle, barışın sağlanmasıyla bölgede elde edilebilecek kazançları ifade eden ve bölge insanının desteğini alacak açıklamalar bekleniyor. Çünkü işin bir başarısızlığa uğramış bir çözüm sürecinden sonra yeni bir çözüm sürecinin ilk adımlarıyla birlikte Diyarbakır'a ve Şanlıurfa'ya geliyor bölgenin iki tane önemli merkezi. Burada doğrusu vereceği mesajlar çok çok önemli. İnsanlar barış sürecinde güven unsurunu daha çok öne koymuş durumdalar. Bakın ilk defa hem milliyetçi kesimin güvenini kazanan bir Milliyetçi Hareket Partisi'nin genel başkanının açıklaması hem de Kürtlerin güvenini kazanan Abdullah Öcalan'ın açıklamaları ister istemez toplumda provokasyonları minimum seviyeye getirdi. Bu süreç içerisinde yakalanmış en önemli gelişmelerden ve durumlardan bir tanesi. Burada Cumhurbaşkanımızdan beklenen bu süreci daha da güçlendirecek açıklamalar yapması ve bu sürecin bir şekilde kefili olacağı yani sahipleneceğiyle ilgili halka güven vermesi. Şu an toplumun beklediği tam da bu.
Rûdaw: Diyarbakır Ticaret ve Sanayi odası Yönetim Kurulu Başkanı sayın Mehmet Kaya konuğumuz olduğunuz için teşekkür ederiz.
Mehmet Kaya: Ben de teşekkür ederim iyi günler dilerim.