Irak Türkmen Cephesi (ITC) Politbüro Üyesi Aydın Maruf, Kürdistan Bölgesi Hükümeti'nin Başbakan Neçirvan Barzani başkanlığında Erbil ile Bağdat arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için iyi şeyler yapabileceğine inandığını söyledi.
Erbil - Ankara arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için kendilerinden arabuluculuk talebi gelmediğini dile getiren Aydın Maruf, “Referandumdan sonra da Türkiye'nin tavrı çok iyiydi. Ankara'nın halkı cezalandıracak şeyler yapacağını zannetmiyorum” dedi.
Türkmen siyasetçi, Mesud Barzani'nin yetkilerini hükümet ve parlamentoya devretmesini iyi ve olumlu bir adım olarak değerlendirdi.
Aydın Maruf, IŞİD’in ortaya çıkışıyla peşmergenin ayrım yapmadan bütün bileşenleri korumasını kutsal gördüklerini söyledi.
Maruf, Türkmenler olarak Kerkük'ün bir bölge yapılmasını arzu ettiklerini ifade etti.
Aydın Maruf, Rûdaw'ın sorularını yanıtladı:
Geçtiğimiz günlerde Kürdistan Bölgesi ile Irak Türkmenlerinden oluşan üst düzey bir heyet Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi. Bu hassas dönemde yapılan toplantının mesajı neydi?
Türkmenler olarak her zaman, Türkiye - Bağdat ve Türkiye - Erbil ilişkilerinin iyileştirilmesi konusunda destek ve hayırlı bir vesile olduk. Türkiye Cumhurbaşkanı ile yapılan söz konusu toplantıda sadece Türkmen Cephesi yoktu, Irak'taki Türkmen partileri ve şahsiyetlerinin büyük bir bölümünü içeren Türkmen Yüksek İşbirliği Heyeti de vardı. Ağırlıklı olarak IŞİD sonrası tahrip olmuş Türkmen bölgelerinin yeniden inşası ve göçzedelere yapılan yardımların ve onların evlerine dönmesi konuşuldu. 2014'te IŞİD’in ortaya çıkmasıyla birlikte Türkiye hükümetine bağlı bazı hayırsever örgütler göçzedelere kamplar kurarak yardımda bulundu.
Türk Kızılayı, Kürdistan Bölgesi ve diğer bölgeler için 20 milyon dolar harcadı, TİKA Duhok'ta 3 kamp kurdu ve göçzedeler için 50 milyon dolar harcadı. AFAD ise Musul operasyonu için Hazır ve Hasan Şam kamplarına 6 milyon dolar harcadı. Ayrım yapılmadan bütün göçzedelere para yardımında bulunuldu. Türkiye, göçzedeler için büyük miktarda para harcadı, Irak hükümetiyle işbirliği içinde tahrip olmuş bölgeleri inşa etmelerini bekliyoruz.
Güney Kürdistan'da yapılan referandumdan dolayı, Erbil - Ankara ilişkileri çok kötü bir duruma geldi. İlişkilerin normalleşmesi için çalıştınız mı?
Kimse bizden arabulucu olma talebinde bulunmadı. Referandumdan dolayı Kürdistan Bölgesi ile Türkiye ilişkilerinin bozulduğu açık, bu konudan Türkiye değil, Bölge sorumludur. Buna rağmen Türkiye'nin Kürdistan Bölgesi'ne karşı tavrı çok iyi. Çünkü büyük baskı yapmadı. Türkiye'nin Kürtlerle hiçbir sorunu yok. Geçmişte sürekli Kürtler ve bütün bileşenleri destekledi. Biz Erbil - Ankara ve Bağdat - Ankara arasında iyi ilişkileri destekliyoruz. İlişkilerin normalleşmesi için Kürdistan Bölgesi adım atmalı.
Kürdistan Bölgesi Hükümeti referandum sonucu askıya alma önerisinde bulundu. Başka hangi adımlar atılmalı?
Referandum sonucunun bu dönemde dondurulması iyi bir adımdı ve olumlu karşılandı. Ancak Türkiye, sonucun feshedilmesini talep ediyor. Kürdistan Bölgesi Başkanı makamının dondurulması da iyi ve uygun bir zamanda yapıldı. Bağdat'ın Kürdistan Bölgesi ile diyalog şartı referandum sonucunun feshedilmesidir. Ancak Kürdistan Bölgesi Hükümeti'nin attığı adımlardan sonra, karşılıklı anlayışın sağlanması için Bağdat'ın da adım atması gerekiyor. Biz sorunların anayasa yoluyla çözülmesinden yanayız. Ama bana sorarsanız, kamu menfaati için referandum sonucu feshedilmeli ve feshedileceğini tahmin ediyorum.
Türkiye İbrahim Halil Sınır Kapısı'nı Bağdat'a teslim etmeyi planlıyor. Sizce bu Kürdistan Bölgesi'nin cezalandırmak değil mi?
Türkiye hükümeti ve halkı, Kürtler başta olmak üzere Irak'ın bütün bileşenlerine karşı merhametlidir. Türkiye'nin, Kürdistan Bölgesi'nin halkını cezalandıracak bir şey yapacağını zannetmiyorum. Türkiye'nin kızgınlığı halka karşı değil.
Sizce 16 Ekim'de yaşananlar, yasaların dayatılması mıydı yoksa işgal miydi?
Kürdistan Bölgesi ile Bağdat arasında, uzun zamandan beri Kerkük ile ilgili sorun mevcut. Türkmen Cephesi olarak söz konusu gerginliklerin bir parçası olmadık. Kürt tarafı da bizi sorunun bir parçası olarak görmedi. Kerkük'te Türkmen halkı, haklarından mahrum kalmıştır. Biz savaş ve gerginlikten yana değiliz. Türkmen Cephesi'nin Kerkük ile ilgili projesi ortada; Kerkük'ün bölge haline getirilmesi ve kentin bütün bileşenler tarafından yönetilmesidir. 2003'ten soran Kerkük'teki siyasi partiler arasında güven kalmadı. Kerkük'teki ihtilaf, bileşenlere büyük zarar verdi.
Kerkük'te 150 bin Kürt evinden edildi. Bu işgal değil mi?
Hiçbir bileşen ve hiçbir insana zulmedilmesinden yana değiliz. Bu kadar halkın evinden olması büyük bir günah. Kendi şehirlerine ve evlerine dönmeliler. Kentin koruması için ortak güvenlik ve polis gücü kurulmasını öneriyoruz. Kerkük'ün yönetilmesiyle ilgili Mam Celal'in projesi çok iyiydi. Biz başından beri destekledik. Kerkük'te peşmerge komutanları arasında ihtilaf vardı. Kerkük, Telafer ve diğer bölgelerde ayrım yapamadan halkı koruyan peşmergenin tavrını kutsal olarak görüyoruz. Ancak şunu da unutmamak lazım, Irak ordusu resmi bir güç ve peşmerge de o ordunun bir parçasıdır. Bir ay önce peşmerge ile Irak Ordusu birlikte IŞİD'e karşı savaştı. O iki ordunun birbirini vurması doğru değil. Irak ordusu ile peşmergenin birbirine karşı savaşmak istemediğine inanıyorum. Çünkü bu savaş sadece IŞİD'e hizmet ediyor.
Tuzhurmatu'da Kürtlere karşı yapılanlar konusunda tavrınız nedir?
Tuzhurmatu'da yaşananları tasvip etmiyoruz. Belli ki daha önce güçler arasında ihtilaf vardı ve son olaylara bunların yansımasıydı.
Heşdi Türkmeni, Kürtlere karşı suç işliyor. Neden sessizsiniz?
Heşdi Türkmeni'nin bizimle ilgisi yok, Türkmen Cephesi silahlı bir güç değil ve Heşdi Şabi içinde bulunan hiçbiri bizi temsil etmiyor. Irak Ordusu ile Heşdi Şabi'nin Kerkük ve bölgeye gelmesi konusunda ne bize danışıldı ne de soruldu. Aksine peşmergenin bir bölümüyle anlaşmışlar, biz o anlaşmanın bir parçası değiliz. 2014'te peşmerge Kerkük'e geldiğinde de bize sorulmadı. Mezhepçi projelere karşıyız, milleti esasına göre, milliyet esasına göre Türkmenlerin hakkını talep ediyoruz. Çünkü Sünni - Şii meselesi olursa biz bölünürüz.
Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Kerkük Valiliği'nin kendi hakkı olarak görüyor. Valilik makamının Türkmenlere verilmesi yönünde bir girişim var mı?
Bu yönde yapılan bir girişimden haberim yok. Ama sorun ne ki? Bir Türkmen vali olsun. Bir Türkmen'in vali olmasını arzu ediyoruz. Ama gerçeği de okuyoruz. Kerkük Valisi, Yardımcısı ve İl Meclisi Başkanlığını kapsayan üç ana makamın Türkmen, Kürt ve Araplar arasında paylaşılmasından yanayız. Türkmen ve Kürt halkı arasındaki iyi ilişkiler halen mevcut. 2003'ten sonra kentteki Kürt yetkililerin tavırları Kerkük'te yaşanan değişikliklerin sebebiydi.
Barzani'nin kendi yetkilerini devretmesi adımını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Olumlu ve iyi bir adım olarak değerlendiriyoruz. Çünkü 2015'te siyasi partiler arasında ilişkilerin bozulmasına yol açan konu Kürdistan Bölgesi Başkanlığı meselesiydi. Şimdi söz konusu sorun çözülünce tarafların bahanesi kalmadı. Goran ile Komel'in parlamentonun son oturumuna katılması parlamentoyu normalleştirdi. Bu yıl diplomatik ve ılımlı bir şahsiyet olan Neçirvan Barzani ile yardımcısı başkanlığında Kürdistan Bölgesi Hükümeti'nin Erbil ile Bağdat arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için iyi şeyler yapacağına inanıyorum.
Neden Kürdistan Parlamentosu'nda 5 sandalyeye sahip Türkmenlerin, Erbil ile Ankara arasındaki ilişkilerde rolleri zayıf kalıyor?
Arap ve Kürt kardeşlerimiz, temsiliyetin iradeyle yapıldığını anlamışlar. Türkmen Cephesi, Türkmen halkının gerçek temsilciliğini yapıyor. Türkmen partilerin başka uluslar tarafından kurulmasından yana değiliz. Türkmenler ve Kürtler bölgenin iki önemli ulusudur, kaderimiz beraberdir. Kürt partileriyle de ilişkilerimiz iyidir. Erbil ile Ankara arasındaki ilişkiler daha çok referandumla ilgilidir.
Kerkük'te Kürdistan bayrağına yapılan hakaretler karşısında hissiyatınız nedir?
Hiçbir bayrağa karşı değiliz, hiçbir bayrağa hakarette bulunulmasından yana değiliz. Binamızda 4 bayrak var, (Irak, Kürdistan, Türkmen halkı ve Türkmen Cephesi) en demokratik teşkilat binası bizimkidir. Biz ne Kürdistan, ne de Irak ne Türkmen bayrağına hakaret edilmesinden yanayız. Çünkü bayrak her bileşen nezdinde kutsaldır. Şahsen Kürt kardeşlerimin yaralanmasını arzu etmiyor ve kabul etmiyorum.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın