Bekaroğlu: CHP tam bir sosyal demokrat parti gibi davranmalı

Türkiye’nin anamuhalefeti Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) yeni Parti Meclisi (PM) üyesi Mehmet Bekaroğlu, Kürt sorununun çözümüne ilişkin kamuoyunda partisine dair yanlış bir algı oluştuğunu belirtti. Bekaroğlu, “CHP bu konuda da tam bir sosyal demokrat parti gibi davranmalı ve öyle davrandığını da göstermeli” dedi.

 

CHP’nin 18’inci Olağanüstü Kurultayı’nın en çok tartışılan isimlerinden biri de Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu oldu. İslami gelenekten gelen ve “Müslüman solcu” olarak tanınan Bekaroğlu, neden CHP’yi tercih ettiğini, CHP’nin Kürt sorununa yaklaşımını ve Ortadoğu’yu tehdit eden IŞİD’i Rûdaw’a değerlendirdi.

 

Tamamen farklı bir siyasi gelenekten geliyorsunuz. Neden CHP’yi tercih ettiniz?

 

Türkiye kutuplaştı ve bundan dolayı da giderek geriliyor. Kimlik siyaseti Türkiye’nin bütün sorunlarını öteliyor. AK Parti iktidarı da bütün siyasetini kimlik üzerine kuruyor. Bu durum beni ürkütüyor. Bunun bozulması gerekiyor.

 

CHP’yi bu konuda çözümün adresi olarak gördüğünüz için mi katıldınız?

 

CHP bütün bu sorunların ortaya çıkmasında tarihi itibariyle en önemli aktörlerden biri. CHP, sosyal demokratlık iddiasının içine doldurursa, eşitlikçi bir parti , özgürlükçü bir parti olursa Türkiye’deki  kimlik siyaseti de aşağı düşer. O zaman Türkiye’nin gerçek gündemlerini konuşabiliriz. Örneğin; Soma’da 301 madenci öldü, önceki gün İstanbul’da asansörde10 işçi öldü. Bunlar toplumun esas sorunları ancak kimlik siyasetleri bunları örtüyor ve bunları konuşamıyoruz.

 

Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun bunların aşılması için gayretleri olduğunu görüyorum. CHP’nin tam bir sosyal demokrat parti olması için çalışıyor. Yapılacak daha çok şey var. Benim için radikal bir karar başka bir siyasi gelenekten geliyorum. Yanlış olan sağ - sol siyaset ayrımını da böylece ortadan kaldırmak gerekiyor.

 

Kurultayın en çok tartışılan isimlerinden biri oldunuz. Delegeler tarafından seçilemeyeceğiniz kaygısıyla Genel Başkan tarafından Bilim Kurulu’na aday gösterildiniz ve oradan Parti Meclisi üyesi oldunuz. CHP delegesi sizi istemiyor mu?

 

Benim dışımdaki parti içinde hesaplaşma vardı. Genel Başkan’ın partiyi sağa kaydırdığı suçlaması yapılıyordu. Bu çerçevede ben de güya sağdan geliyormuşum gibi takdim edildim. Bilim Kurulu üzerinden Parti Meclisi’ne girmem CHP Genel Başkanı’nın tercihiydi. Ben diğer üyeler gibi aday olmayı ve seçimlere girmeyi tercih ettim. CHP delegelerinin bana farklı bakacağını düşünüyorum. Bugüne kadar “niye geldin” diye bir tepki almadım.

 

Kürt sorununun çözümüne ilişkin başlatılan bir çözüm süreci var. CHP’nin hem Kürt sorununa hem de çözüm sürecine mesafeli yaklaştığına dair bir algı var? Sizce böyle mi? CHP ne yapmalı?

 

Kamuoyunda öyle bir algı var. Genel Başkan’ın bu algının kırılması için bir gayreti de var. En son çerçeve yasayı engellemediler, oy verdiler ama bu anlatılamıyor. CHP bu konuda da tam bir sosyal demokrat parti gibi davranmalı ve öyle davrandığını da göstermeli.

 

İslami hareketleri yakından takip eden biri olarak IŞİD’i nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

IŞİD olayı bölgede vekaleten yapılan savaşların son perdesi diye düşünüyorum. Sadece Kürt bölgesine değil bütün bölgeye ve Türkiye’ye yönelik ciddi bir tehdit. Bir sürü yanlış politikalar IŞİD’in bu noktaya gelmesinde etkili oldu. IŞİD’in çok kalıcı olduğunu düşünmüyorum. Çünkü bölgedeki dinamikleri temsil etmiyor. Konjonktürel bir örgüt.

 

 

Mehmet BEKAROĞLU / PORTRE

 

Rize doğumlu. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdi. Psikiyatri uzmanı. Karadeniz Teknik Üniversitesi anabilim dalı başkanlığı yaptı.

 

Refah Partisi’nden (RP) Rize Milletvekili seçilerek siyasete atıldı. İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyeliğinde bulundu. Özellikle F Tipi cezaevlerindeki uygulamalar ile ve açlık grevlerinin önüne geçilebilmesi için büyük çaba harcadı.

 

RP'nin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmasının ardından bu partinin devamı olan Fazilet Partisi’ne geçti. FP’nin de kapatılmasıyla Saadet Partisi’ne geçti. Daha sonra kamuoyunda "Müslüman sol" olarak bilinen hareketi kurdu.

 

Birlikte hareket ettiği Ertuğrul Günay’ın AK Parti’ye katılması üzerine bu hareket son buldu. Tekrar Saadet Partisi’ne ardından da daha sonra kapatılan Has Parti’ye katıldı.

 

“Doğu Konferansı” adlı bir hareketin başkanlığını da yürüten Bekaroğlu gazete ve dergilere yazılar yazıyor.