Litvanya Dışişleri’nden Rûdaw’a: Mülteciler ülkemize gelmekle hata yapıyor

Yaklaşık bir haftadır Avrupa’ya ulaşmak için yola çıkıp Belarus'a ulaşan ve oradan da Litvanya'ya geçmeye çalışan mültecilerin gerçekleştirdiği zor ve çok tehlikeli yolculuğa dair görüntü ve haberler Rûdaw TV ekranlarına yansıdı.

Litvanya ilk defa böyle bir mülteci akını ile karşı karşıya kaldı. Bu konuda Avrupa’dan yardım isteyen ülkenin yetkilileri, mültecilere karşı da sert önlemlerle gündeme geliyor.

Litvanya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mantas Adomenas, ülkeye ulaşan mültecilerin durumu, ülkenin mülteci polisikası ve aldıkları kararları anlattı.

Adomenas, Rûdaw TV’de moderatörlüğünü Bestun Osman’ın yaptığı “Rûdawî Emro” programına konuk oldu.

Rûdaw: Sayın Adomenas, yaynımıza katıldığınız için öncelikle çok teşekkür ediyorum. İlk olarak Litvanya sınırında bir Irak vatandaşının öldürüldüğü şeklinde çıkan haberleri sormak istiyorum. Bu haberin doğru olduğunu onaylıyor musunuz?

Mantas Adomenas: Maalesef bu haberi teyit edemiyorum. Çünkü bizim tarafımızda sınır muhafızları hazır ve çok sayıda göçmen grubun geçişini engelliyor, ancak herhangi bir şiddet olayı yaşanmadı. Belarus'tan gelen haberler çoğu zaman doğru değil.

Rûdaw: Ama, Litvanya hükümeti olarak sınırdaki güvenlik güçlerine göçmenlere karşı güç kullanma talimatı verdiniz mi?

Mantas Adomenas: Göçmenlerin Litvanya topraklarına girmesini önlemek için her yolu kullandık. Ama ne silah ne de şiddet kullanılmadı.

Rûdaw: İnsanların topraklarınıza girmesini engellemek için hangi yolları deniyorsunuz?

Mantas Adomenas: Balarus’a geri dönmelerini mi kastettiniz?

Rûdaw: Sorum şuydu, göçmenlerin ülkenize gelmesini engellemek için güç kullanma sınırınız veya ölçünüz nedir?

Mantas Adomenas: Zorla durdurmak, yakalayıp geldikleri sınıra geri göndermek; bu.

Rûdaw: 4 Ağustos Çarşamba günü Kızılhaç, Litvanya'nın göçü önleme çabalarının uluslararası hukuka uymadığını duyurdu. Bu konudaki açıklamanız nedir?

Mantas Adomenas: Uluslararası hukukun durumunu yorumluyoruz, daha önce İspanya'nın Melilla bölgesinde olduğu gibi, Litvanya topraklarına ulaşmanın tek yolu sınırdaki resmi kapılardan geçiyor. Sığınma talebinde bulunmak isteyen tüm göçmenlerin ayrıca bir sınır kontrol ofisi formu doldurmaları ve Litvanya'ya yasadışı yollardan gelmemeleri gerekir. Çünkü hukuka göre suçtur ve yasalara aykırıdır. Avrupa Birliği (AB) sınırlarını korumak da bizim görevimizdir. Göçmen akınını önlemek yasalar dahilindedir ve Kızılhaç bu tür açıklamalar yapmamalıdır.

Rûdaw: Sınırlarınızda kaç sığınmacı olduğuna dair bir rakamınız var mı?

Mantas Adomenas: Aslında elimizdeki tüm rakamlar sadece tahmin. Çünkü bize Belarus tarafından bilgi verilmedi ve dünyanın her yerinden daha fazla göçmeni sınırlarımıza getirmeye çalışıyorlar. Aynı zamanda bu göç dalgasını Avrupa hükümetlerine karşı bir silah olarak kullanıp onlara baskı yapmaktadırlar. Bu nedenle bu göç dalgası başka hiçbir dalga gibi değil. Bu, göçmenleri Avrupa ülkelerine yerleşmek üzere Litvanya'ya göndermek isteyen Belarus rejiminin işidir. Sığınma talebinde bulunan bu göçmenler, bir suç rejiminin elinde alet oluyorlar. Belarus'un Minsk şehrinde binlerce göçmenin bulunduğunu ve ayrıca çok sayıda kişinin de sınırı geçerek Belarus sınır muhafızları ve özel kuvvetleri tarafından sınırı geçmelerine izin verilmesini beklediğini tahmin ediyoruz. Belarus özel kuvvetlerinin ve diğer resmi makamların bu sürece katılımı belgelenmiştir. Bu seferki göçmen akını kendiliğinden değil, organize bir göçtür ve Belarus rejimi tarafından denetlenmekte, uygulanmaktadır ki bu da bir suçtur. Irak halkına tavsiyemiz bu suça ortak olmamasıdır.

Rûdaw: Belarus'u bu göç sürecini organize etmekle suçluyorsunuz ve buna sıradan değil, organize bir göç diyorsunuz. Sizce Belarus'un ülkeniz için bu akını organize etmesinin amacı nedir?

Mantas Adomenas: Bunlar, insan hakları ihlalleri, seçim hileleri ve insanların siyasi nedenlerle tutuklanmasının ardından AB'nin Belarus'a uyguladığı yaptırımlara misillemedir. O ülkede on binlerce insan karalandı, tutuklandı ve bastırıldı. Bu yüzden AB o ülkeye yaptırım uyguladı. Belarus diktatörü Lukaşenko bu nedenle hemen göçmen dalgasının Avrupa'ya yönlendirildiğini  açıkladı. Litvanya, Belarus ile AB arasında uzun bir sınıra sahip. Bu nedenle kolayca hedef alındı. Bu, hükümetlere AB yaptırımlarını kaldırmaları için baskı yapmaya yönelik siyasi bir girişimdir. Bu yaptırımlar Lukaşenko rejimine zarar verdi. Çaresiz göçmenler de bu siyasi çabanın çarkına kapıldılar.

Rûdaw: Meselenin sadece ülkenizle ilgili olmadığını, AB ile de ilgili olduğunu söylüyorsunuz. Bu konuyla ilgili olarak ülkenize AB veya AB ülkelerinden herhangi bir destek var mı?

Mantas Adomenas: Elbette. Yardım için başvurduğumuz andan itibaren AB bize yardım etti. Göçmen çadırlarının yapımı konusunda yardımlar ulaştı, çünkü bizim için en büyük engel onları nereye yerleştireceğimiz konusuydu, tabii ki özgürce hareket etmelerine izin vermiyoruz. Şimdi tutuklu olanlar sığınma başvuru formunu dolduruyor ve çoğu reddediliyor. Geçen sene Belarus'tan gelen göçmenlerin 74’ü sınır dışı edildi. Ama bu yıl şu ana kadar 4 bin sınır dışı yaşandı, bu sadece bu yılın ilk 6 ayı için geçerli bir rakam. Bunların çoğu da geçen ay geldi. Tabii ki tüm bu insanlar için gerekli ikamet yerimiz yok. Ne yazık ki bu sığınmacıların durumu burada iyi değil ama AB bize yeni çadırlar kurmamıza yardım ediyor, çok hızlı kurmamız gerekiyor. AB ayrıca sınırı daha iyi kontrol etmemiz için bize sınır güvenlik güçleri ve gözetleme teknolojisi gönderdi. Avrupa'dan başka yardım türleri de yolda.

Rûdaw: Yani size uluslararası desteğin iyi olduğumu mu söylüyorsunuz?

Mantas Adomenas: Gerçekten de en iyi uluslararası destek, bu göç suçunu durdurmak için Lukaşenko rejimine yapılacak baskıdır. Bu bizim için en iyi destek olur. AB ülkelerine yönelik saldırılarına yanıt olarak bu rejime daha fazla yaptırım uygulama tartışması kesinlikle zaman alacak.

Rûdaw: Sizde AB Belarus’un bu baskısına karşı soğuk davranacak mı?

Mantas Adomenas: Hayır. AB'nin, uluslararası hukuku ihlal eden tacizci bir devletle karşı karşıya olduğumuzun gayet iyi farkında olduğuna inanıyorum. Sadece göçmen gönderen ve insanları politik bir araç olarak kullanan bir rejimden bahsetmiyorum. Rejime karşı olan bir gazeteciyi tutuklamak için 4978 numaralı Ryanair uçağının Yunanistan'dan kaçırılması da var. Bu, hava yolları kanunu ve uluslararası hukuk kurallarının açık bir ihlalidir. Belarus bunun için ciddi şekilde cezalandırıldı. Şimdide Belarus'taki hileli seçimin yıl dönümüne yaklaşıyoruz. AB, Belarus rejiminin devrilmesi, siyasi mahkumların serbest bırakılması ve özgür ve adil seçimler yapması için baskı yapma konusunda daha kararlı olunması gerektiğini her zamankinden daha fazla anlıyor.

Rûdaw: AB'ye karşı göçmen ve mültecileri silah olarak kullanan sadece Belarus mu yoksa bu konuda Belarus'u destekleyen başka ülkeler var mı?

Mantas Adomenas: Şöyle anlatayım; senaryo bir Rus senaryosu ve ilk kez 2015 yılında, binlerce göçmenin aniden sınırı aşarak Finlandiya ve Norveç'e geçip her iki ülkeyi de Rusya'ya karşı tutumlarından geri adım atmaya ve Vladimir Putin ile diyaloga girmeye zorladığı zaman kullanıldı. Rusya bu girişimde başarılı oldu. Bu, göçmenlerin siyasi bir silah olarak kullanılmasına bir örnekti. Aynı senaryonun Belarus tarafından da uygulandığına inanıyoruz. Rusya'nın doğrudan müdahalesiyle ilgili bazı spekülasyonlar var, ancak kanıtlar henüz doğrulanmadı ve araştırma devam ediyor.

Rûdaw: 2015'te Rusya'nın Finlandiya ve Norveç'ten istediğini almakta başarılı olduğunu söylediniz. Sizce bu sefer de zafer Belarus’un mu olacak?

Mantas Adomenas: Böyle olmayacağına dair tam bir inancım var. Tüm üye devletlerin en üst düzeyden AB adına dile getirdiği büyük bir endişe var.

Rûdaw: O döneme göre şu an değişen nedir?

Mantas Adomenas: Sanırım değişen şey, teröristlerle müzakere yapmanın boşuna olduğunun farkına vardığımızdır. Bu sadece bize karşı ellerine daha fazla silah verdi. Tavrımızda diretmek, potansiyelimizi kullanmak, stratejik hareket etmek ve çözüm bulmak için çok önemli.

Rûdaw: Sınırlarınızdaki göçmenlerin ülkeniz için ne gibi sorunlar oluşturduğunu detaylı olarak anlatır mısınız?

Mantas Adomenas: Her şeyden önce, sınırın yasadışı geçişi bir suçtur. Biz de bunu engellemeliyiz. AB sınırını korumak bizim görevimizdir. Bu da ekstra insani çabayı gerektirir. Bu nedenle sınıra ordumuzu ve askeri birliklerimizi yerleştirdik. Polis de sınırda ve göçmenleri izliyor. Elbette bunun için ülkenin diğer bölgelerine de polis göndermemiz gerekiyor, insan kaynaklarımızın azalmasının nedenlerinden biri de bu. Daha sonra onlara kalacak ve besleyecek bir yer bulmalıyız ki bu bizim için büyük sorunlardan biri. Ardından onların sığınma taleplerini karşılayacak önlemler almalıyız. Eskiden onlarca sığınmacı talebimiz vardı, şimdi binlercesi var. Bu, hükümetimizde ve diğer departmanlarda göçmenlerle ilgilenmek için yeni personel almamız gerektiği anlamına geliyor. Tabii bir diğer sorun da daha sonra bunlara ne yapacağımızı bilmememiz. Batı Avrupa'ya ulaşmaları mümkün olmadığı için geri dönene kadar mülteci kamplarında kalacaklar. Yollar kapalı. Polonya sınırını da tam kontrol altına aldık. Bir bakıma bu onların sonu. Minsk'ten Avrupa'ya kolayca ulaşabileceklerini söyleyenler onları aldatmış oluyor. Bu göçmenler, Almanya'ya, İsveç'e ya da başka ülkelere ulaşabilmek için her biri 10-15 bin avro ödeyerek geliyor ancak boş çıkıyor. Kış mevsiminde çok kötü hallere düşüyorlar. Onlar için gerçekten üzülüyorum ama bunu denememeli ve başkalarına da denetmemeliler.

Rûdaw: Göçmenlerin çoğu Irak'tan mı geliyor yoksa aralarında başka ülke vatandaşları da var mı?

Mantas Adomenas: Bizdeki toplam 4 bin göçmenden 2.800'ü Irak vatandaşıdır.

Rûdaw: Peki ülkenizdeki 2800 Iraklının akıbeti nedir?

Mantas Adomenas: Çoğu, iltica sürecinde isimlerini kaydettirdi, ancak hak kazanmak için gerçek koşullara sahip değiller. Çünkü göçmenler savaşın olduğu ülkelerden gelmiyor. Litvanya'ya geldikleri ülkede hakları ihlal edilmedi. Belarus'tan gelenler sadece hakları ihlal edilen o ülkenin vatandaşlarıdır. Onlara sığınma hakkı verilmesi mümkün değil. Bu nedenle iltica başvuru formunu doldurduklarında eminim ki çoğu reddedilecektir. Daha sonra haklarında yasal yollara başvurulur; Sanık olarak, çünkü iltica prosedürü sona erdiğinde, yargılanıp yasaya göre Irak'a sınır dışı edilmeleri veya kendi başlarına dönmeleri ihtimali de var. Elbette Batı Avrupa'ya ulaşmalarının bir yolu yok.

Rûdaw: Ama elimizdeki haberlere göre ülkenizde mülteciler çok zor koşullarda yaşıyor. Bazıları Irak'a dönmek istiyor, buna izin verilmiyor veya başka bir ülkeye gitmesine müsaade edilmiyor. Siz de başka seçenekleri olmadığını da söylediniz. Hükümetiniz sığınma süreci bitene kadar onların daha iyi koşullarda barınmalarına yardımcı olmak için ne yapıyor?

Mantas Adomenas: Irak'a dönmek istiyorlarsa elbette onlara yardım edeceğiz. Onlara da bilet de temin edeceğiz. Bunun bizim için yeni bir sorun olduğunu ve onları nereye koyacağımızı bilmediğimizi size açıkça belirttim. Onları bir yere koymuşsak ve durumları iyi değilse niyetimiz onlara zarar vermek değildir. Ancak bunun tek nedeni, ülkemize aniden gelen binlerce insan için kalacak yerimizin olmamasıdır. O yüzden ne yazık ki şu anda ülkelerine dönmek istiyorsa dönerler, aksi takdirde ülkelerindeki durumdan çok daha kötü bir durumda yaşamak zorunda kalırlar.

Rûdaw: Geçen ay dışişleri bakanınız Irak'taydı. Iraklı yetkililerle bu mülteci krizi konusunda herhangi bir anlaşmaya varıldı mı?

Mantas Adomenas: Diyaloğa başladık. Ben de heyetin bir parçasıydım. Yapıcı bir yanıt aldık ama elbette yasal bir sözleşme zaman alır. Iraklı yetkililerin yardımımıza gelerek mültecilerin ülkelerine geri dönmesi için önlemler almamızı sağlayacak bir anlaşmaya varacağımız, binlerce mültecinin sorununa bir çözüm bulacağımız konusunda büyük umutlarımız var. Öncelikle halkı uyarmak isterim ki Belarus rejimine alet olmasınlar. İnsan hayatını hiçe sayan Belarus rejimi kendi halkına şiddet uyguluyor. Sadece göçmenleri silah olarak kullanıyor. Bu yüzden güvende kalsınlar. Belarus'a giderek Avrupa'ya ulaşmanın kolay bir yolu yok.

Rûdaw: Göçmen akını nedeniyle krizin süreceğini tahmin ediyor musunuz?

Mantas Adomenas: Kaçınmak istediğimiz şey, Akdeniz veya diğer yollar gibi Avrupa'ya ulaşmanın yeni bir yolunu yaratmaktır. Bu yüzden kendimizi sınırlamamız önemlidir. Biz de kimsenin geçemeyeceği şekilde tel örgü yerleştirmek gibi çeşitli araçlar kullanarak sınırı tamamen kapatmaya başladık. Sınırı tamamen aşabilmeleri için epey zamana ihtiyaçları var. Sınırı geçebilenlerin tecrübesi de bunun kolay bir yol olmadığını gösteriyor. Kendileri de tanıdıklarına Avrupa'ya göç etmek için buranın kolay bir yol olmadığı mesajını veriyor. En iyisi yasal yolu takip etmektir.

Rûdaw: AB'ye yardım için başvurduğunuzu söylediniz. Peki ya NATO? NATO'dan sınırlarınızı korumanıza yardım etmesini istediniz mi?

Mantas Adomenas: NATO askeri tehditlerle ilgilenir. NATO'daki müttefiklerimizin duruma tam bir endişe ve ciddiyetle bakıyor ancak şu anda NATO müdahalesini gerektiren bir askeri durum yok. Ancak Belarus rejimi durumu ağırlaştırmak isterse, NATO'daki müttefiklerimizden yardım isteyeceğiz.

Rûdaw: 2015'ten bu yana ne değişti diye sorduğumda cevaben, teröristlere hiçbir şey vermemeyi öğrendiğimizi söylediniz. Teröristler derken özel olarak kimi kastediyorsunuz?

Mantas Adomenas: Aleksandr Lukaşenko rejimini kastediyorum. Bir yıl önce seçimi çalan ve kendi halkına baskı yapmaya devam eden bu gayri meşru rejim. Belarus sadece onu ziyaret edenler için değil, aynı zamanda vatandaşları için de Kuzey Kore'ye dönmüş durumda. İfade özgürlüğünün veya herhangi bir siyasi faaliyetin olmaması baskıyı her zaman artırır. Uçakları kaçırıp insanları sel gibi sınırımıza gönderen de bu rejimdir.

Rûdaw: Son sorum göçmenlerin aileleri, arkadaş ve akrabaları ile ilgilidir. Şimdi onlar sizden gelecek haberleri bekliyorlar, onlara ne demek istiyorsunuz?

Mantas Adomenas: Birinci; bunu denemesinler, Avrupa'ya ulaşamazlar. İkincisi; akrabalarınız ve arkadaşlarınız zor durumdaysa, bu göçmenlerin ailelerine, arkadaşlarına ve ülkelerine dönmeleri için gerekli parayı temin edeceğiz. Onları seve seve getirebilir ve burada korunmalarını sağlayabiliriz. Mülteci kampları güvenli yerler değildir. Belirtildiği gibi, Iraklı bir kişinin Belarus'ta öldüğü doğruysa bu, Belarus güvenli bir yer değildir demektir.

Rûdaw: Sayın Mantas Adomenas, konuğumuz olduğunuz için teşekkürler.