Iraklı eski Bakan: İletişim Bakanlığı’nda yolsuzluğu büyük oranda bitirdik

07-05-2020
Rûdaw
Etiketler Naim Secil Rubayi İletişim Bakanlığı Irak
A+ A-

Irak eski İletişim Bakanı Naim Secil Rubayi, kısa süren bakanlığı döneminde yolsuzluğu önlediklerini, borçlu devraldıkları bir bakanlığı devletin bütçesine katkı sağlayan bir bakanlık haline dönüştürdüklerini söyledi.

Rubayi, bu sayede eskiden tarafların almak istemediği İletişim Bakanlığı’nın şimdi taraflar arasında çekişme konusu haline gelen bir bakanlığa dönüştüğünü ifade etti.

Teknokrat bir bakan olan Naim Secil Rubayi, “İletişim Bakanlığı, stratejik ve geleceğe yönelik planları ile bunca iyileştirme ve gelişmenin ardından, petrolden sonra devlete en çok gelir sağlayan bakanlıklardan biri olmayı başardı” dedi.

Irak’ta özellikle iletişimde üçüncü nesil teknolojiyi kullandıklarını belirten Rubayi, dördüncü nesile geçiş için altyapı hazırlanması gerektiğini belirtti.

Kendinden sonraki bakana doğru düzgün işleyen bir sistem devredeceklerini dile getiren Naim Rubayi, Rûdaw’ın sorularını yanıtladı.

Bakanlığınızın mali durumu nasıl? Üreten bir bakanlık olabildiniz mi yoksa hala Maliye Bakanlığından mı bütçe alıyorsunuz?

Allah’a şükür, bakanlığımız şimdi gelir sahibi. Önceki dönemlerde İletişim Bakanlığı ve ona bağlı şirketlerin bir kazancı yoktu. Ancak 1 buçuk yıldan fazladır kazanç elde ediyoruz ve gelirlerimizle ayakta kalıyoruz. Bu yıl Maliye Bakanlığından aldığımız borçların bir kısmını ödeyeceğiz. Şu ana kadar 3 milyon 360 bin dolar borç ödedik. Bilinmesi açısından Maliye Bakanlığına 580 milyon dolar borçlu olduğumuzu söyleyeyim.

Irak’ta internet hizmetini nasıl sağlıyorsunuz? Irak internetin kötü olduğu ülkeler arasında mı yer alıyor?

Evet Irak’ta interneti sağlama konusunda istenilen seviyede değiliz ya da öngördüğümüz seviyede değiliz. Özellikle Irak’ın batı bölgelerinde İletişim Bakanlığının altyapısına yönelik bir çok saldırı ve bombalama yapıldı. Ayrıca TİSK FTTH’in kablo döşeme işini tamamlanamadı. Şu anda aktifleştirmeye başladık ve güneyde 200 bin hat var ve Bağdat’ın iki yakasında 350 bin hat var. Ayrıca Japonların döşemesi için 150 bin hatlık teklif var. Tüm bu projeler tamamlanacak ve toplamda 5 milyon kablo döşemesi ile her eve internet hatı çekilecek. Yatırım çalışmaları yeni hükümet kurulmasından sonra başlayacak. İletişim sektörünün geliştirilmesi için bütün bu projeler hazır.

Ayrıca altyapıyı malzeme ve teçhizat açısından da geliştirdik ve bu yönde çalışmalara başladık. Ancak protestoların başlaması ve hükümetin geçici olması nedeniyle şartlar elverişli olmadı. Üstüne bir de dünyayı etkisi altına alan virüs salgını çalışmalarımız etkiledi. Ama biz Irak genelinde internet hizmetini geliştirmeyi ve çevre ülkelere göre yüksek olan fiyatları düşürmeyi amaçlıyoruz.

Korek, Asyacell ve Zeyn gibi iletişim şirketleriyle ilgili değerlendirmeleriniz nelerdir?

Bildiğiniz gibi bu şirketler bizim bakanlığa bağlı değil, Ulaştırma ve İletişim Komisyonuna bağlılar. Ama pazarda bu şirketlerin fiyatları ve hizmetleriyle ilgili şikayetler dillendiriliyor. Kendileriyle dostça konuştuk ve bize bağlı olmadıkları için herhangi bir talimat verme durumumuz söz konusu değil. Ulaştırma ve İletişim Komisyonuna dostça bir şekilde bu şirketlerin performanslarını arttırlamaları gerektiğini ve sektörlerini geliştirmeliler ki üçüncü nesilden dördüncü nesile kadar teknoloji kalitesi yükselsin. Halk kaliteli internet hizmeti alsın.

Bu konuda araştırma yapılması gerekiyor. Kart ücretleriyle ilgili şikayeti olanlar var. Bizden talep edilenleri gündeme aldık. Bizden ve Ulaştırma ve İletişim Komisyonu Başkanından araştırılması istenen iki konu var. Birincisi İletişim Bakanlığıyla ilgili olan, altyapının güçlendirilmesi, internet ücretlerinin düşürülmesi ve hızının arttırılması konusu. İkincisi ise mobil kartı ve mobil şirketlerinin fiyatları düşürmesiyle ilgili. Sağlık ve ekonomi ile ilgili zor bir durum yaşandığından dolayı bunları sağlık kuruluna sunacağız. Fiyatların araştırılması ve sunulan hizmetlerin takip edilmesi gerekiyor ki gelecekte hizmetler uygun fiyatlarla sunulsun ve Irak vatandaşlarının isteklerine cevap verebilelim.

Yolsuzluğun ortadan kaldırılmasıyla ilgili neler yaptınız?

Her kurumdaki yolsuzluk farklı seviyelerde. Bir çok farklı yolsuzluk çeşidi var. İdari, mali ve malzeme ve teçhizatların göz ardı edildiği tekniki yolsuzluklar. Yine kaçak frekans kullanımı ve altyapı konularında da yolsuzluklar vardı. İletişim Bakanlığında yolsuzluğun boyutunu ortaya çıkardık. Büyük bir oranı ortaya çıkardık. Bakanlığın izni dışında özel sektörle çalışan memurların tutumu bakanlığımızın zarar etmesine yol açmıştı. Şirketlerin biriken borçları verilmemiş, bazı sözleşmeler de vehmi yapılmıştı.

Bazıları hakkında mahkemede suç duyurusunda bulunduk ve bazılarını Temizeller Komisyonuna verdik. Bu konuda önemli ilerleme sağladık. Ama aynı zamanda önümüzdeki plan, proje ve işlerimize bakmamız gerekiyor. Sadece yolsuzluklara yoğunlaşmamız lazım. Rafa kaldırılan ve 15 yıldır üzerinde çalışılmayan dosyaları şimdiki geçici hükümet döneminde çözmemiz lazım. Bundan dolayı mahkeme ile ilgili dosyaları mahkemeye ve temizeller komisyonu ile ilgili olan dosyaları da temizeller komisyonuna gönderdik. Ulaştırma sektörü aracılığıyla ülkemizin ekonomisine desteklemek için stratejik planlarımızla ilgili önemli bir mesafe katettik.

Ama rakam ve veri olarak da soruyorsanız, Bakan olarak iletişim sektöründe yolsuzluk ve rüşvet meselesini yüzde 50’den fazla oranda çözdük. Yolsuzluk oranı önemli oranda azaldı ve öncesine göre çok fark var. Her ne kadar ödenek yokluğundan dolayı projelerimizi gerçekleştiremediğimiz için gelirimiz azalsa da gelirlerimizi artıracak projelere başladık.

Ulaştırma Bakanlığı makamı neden yeni kabinede tartışma konusu oldu? Sizce İletişim Bakanlığındaki yolsuzluk hangi oranda? Neden bu süreçte gündeme getiriliyor?

Önemli bir sebepten dolayı. Bakan olarak kendimden başlıyayım. İletişim Bakanlığıyla çıkar ilişkisi içinde olanlar benim dönemimde zarar etti. Kaçak bir şekilde çalışan gizli şirketlere ve yasal olmayan anlaşmalara izin vermedim. Borçlu olan ve işlerini aksatan şirketlerin çalışmasına izin vermedim. Sadece temiz ve resmi olup, halka dengeli, güzel ve uygun fiyatla hizmet sunan şirketlerle çalıştım. Elbette bunun bazılarına zararı dokundu. Çünkü daha önce İletişim Bakanlığı diye bir şey kalmamıştı. Borçlarından ötürü hükümette yer alan gruplar bu bakanlığı almak istemiyordu. Bakan 700 milyar dinar borcu olan bir bakanlığa ne yapsın? Bu nedenle siyasi tarafların almayı istemediği, yada birbirlerini razı etmek için teklif ettikleri bakanlıklardan biriydi.

Bu siyasi bir çekişme değil ve ben siyasi meselelere müdahil olmuyorum. Ben teknokrat bir şahsım ve hiçbir siyasi tarafa bağlı değilim. Fakat size meselenin bilimsel yönünden bahsediyorum. İletişim Bakanlığı, stratejik ve geleceğe yönelik planları ile bunca iyileştirme ve gelişmenin ardından, petrolden sonra devlete en çok gelir sağlayan bakanlıklardan biri olmayı başardı. Bu nedenle şimdi tüm gözler bu bakanlığın üzerinde. Bu daha önce siyasi taraflara ve halka anlatılmamıştı, göz önünde bulunmuyordu. İletişim Bakanlığı’nın gelirleri ya yolsuzluğa kurban gidiyordu yada hayali projelere, kişisel çıkarlara gidiyordu.

Sonuçta bakanlık faaliyetleri bir çıkmazdaydı ve hizmet düzeyi oldukça düşüktü. Bu sayede bakanlık en kötü bakanlık haline gelmişti, halka herhangi bir hizmet sunmaıştı. Fakat görevim boyunca bakanlıktaki diğer gönüllülerle bu tabloyu değpiştirdik. Şeffaf bir plan ve strateji ile çalışarak çalışanlarımıza güven verdik. Bin 200 kadar sözleşmeli veya günlük çalışan istihdam ederek işleri sürdürdük. Üniversite ve yüksek okullarda dereceye giren 725 genci işe aldık. Tüm bunların yanında Bağdat, Divaniye ve Necef’te inşa edilen sitelerde çalışanlarımızı konut sahibi ettik.

Ayrıca çalışanlarımızın haklarının savunulması sağlandı. Tayin ve terfi bekleyen 5 bin kişi haklarına kavuştu. Posta teşkilatı kurduk, posta işimce cihaz kullanımına geçtik. Salgın döneminde halka destek amacıyla 5512 hattı üzerinden ücretsiz yemek ve gıda dağıttık. Ayrıca bir dizi gönüllü çalışma ile bakanlığımızın çalışmalarını görünür kıldık.

Bugün bir applicationın açılışına katıldım, Irak’ta kendi alanında bir ilk olma özelliği taşıyor. Elektronik imza ile ilgili bir application ki bu elektronik sistem üzerinden diğer bakanlıklarla İletişim Bakanlığı arasındaki iletişimi sağlıyor. Parantez içerisinde belirteyim şu ana hükümet kurumlarının büyük oğu toplantılarını video konferans yolu ile gerçekleştiriyor. Toplantı tutanaklar için elektronik imzaya ihtiyaç var. Hazırlanan application sayesinde telefonlar üzerinden ilgili devlet bakanlıkları ile de iletişime geçip işlemlerinizi halledebilirsiniz.

Koronavirüs salgınına karşı mücadelede İletişim Bakanlığı nasıl bir rol oynadı? Bu süreçte internet kalitesi ve fiyatlarına ilişkin eleştiriler var, bunun nedenleri nelerdir?

Evet, açıkça başta da ifade ettiğim gibi, halka hizmet için döşenen ağın istenen kalitede değil. Altyapının daha da güçlendirilmesi ve yapılandırılması için stratejik bir çalışma başlattık. Fakat salgından önce internet kullanıcılarının sayısı 11 milyon iken bu sayı yasaklar döneminde 20 milyona ulaşmıştır. İletişim ağının güçlendirilip geliştirilmesi gerekiyor. Çünkü WF ağına dayanıyor, bu nedenle vatandaşların tüm alanlarda ihtiyaçlarını karşılamıyor. İnternet ücretlerini yüzde 25 düşürdük ve bu süreçte vatandaşlara ücretsiz frenaks verdik. Yine tüm hastanelere ve karantina merkezlerine karşılıksız internet ve iletişim hizmeti sağladık. Tüm bu sebeplerden ötürü İletişim Bakanlığı’nın çalışmaları biraz daha görünür oldu. İnternetin yavaş olmasının sebebi bundan kaynaklanıyor.

İletişim Bakanlığı neden bu süreçte halka daha fazla hizmet etmeleri için şirketlere çağrıda bulunmadı?

Doğrusu yönetmeliklere uymayan şirketlere karşı ağır cezalar uygulanıyor. Biz Sağlık Yüksek Komisyonu’nun inceleme ve onayını bekliyoruz. İnternet ücretlerinin indirilmesi ve frekans hizmetlerinin genişletilmesi için gerekli talimnameler hazır, önümüzdeki günlerde uygulancak.

Öğrenciler için internet hizmeti sunuyoruz. Şimdi İletişim Bakanlığı ağı üzerinden tüm öğrenciler elektronik sınıflara girebiliyor. Bu ağ Eğitim Bakanlığı ile koordinasyon halinde sağlanıyor. Yalnızca üniversiteler kalıyor. Üniversitelerin de kendilerine has özellikleri ve eğitim programı var. Bu nedenle üniversiteler için özel bir portal bulunuyor. Biz kendimizi İngiltere gibi bir ülke ile kıyaslamıyoruz. Çünkü biliyorusunuz Irak son 40 yılını savaş içerisinde geçirmiş bir ülke, IŞİD savaşından kısa süre önce çıktık. Bu savaşlar Irak’ın altyapısının yıkılmasına ekonomisinin zarar görmesine yol açmış. Ülke istikrara kavuşmuş değil, peşpeşe felaketler yaşamış, sürekli dış müdahalelere maruz kalmış. Patlamalar sürüyor, bu da istikrarı etkiliyor. İstikrar sağlandığında ülke kalkınır ve diğer alanlarda da hizmet kalitesi artar.

İletişim Bakanlığı’nın Irak’ta 5G’ye geçme gibi bir planı var mı?

Evet, açıkça dördüncü nesil teknolojiden bahsetmemiz gerekiyor. Şu ana kadar biz üçüncü nesli kullanıyoruz. Şu anki hükümetin (Adil Abdulmehdi hükümeti) programında dördüncü nesil teknoloji konusunda şu an mevcut üç şirketle yarışabilecek şirketlerle anlaşma gibi bir çalışma vardı. Bildiğim kadarıyla şu an bazı özel şirketlerin süresi doluyor. Fakat biz henüz dördüncü nesile geçmekten bahsediyoruz. Beşinci nesle geçmemize çok var.

Irak’taki iletişim iletişim şirketlerine çok eleştiri var. Mobil hatların kalitesinden şikayet ediliyor, parazitli olduğu söyleniyor. Bunun nedeni nedir sizce?

Size mobil hizmetleri ile ilgili şirket çalışmalarının İletişim Bakanlığı’na değil, Telekomünisyon Kuruluna bağlı olduğunu hatırlatmak istiyorum. Fakat bildiğiniz gibi daha önce IŞİD savaşı ve patlamalar nedeniyle devlet kurumlarının ve yabancı temsilcilik binalarının önüne beton bariyerler kurulmuştu. Tüm bu bariyetlerde frekans karıştırıcı cihazlar bulunuyordu. Bu cihazlar patlayıcı yüklü araçların uzaktan kumanda ile patlatılmasını engellemek için parazit üretiyordu. IŞİD’in yenilgiye uğratılması ve işgal edilen yerlerin kurtarılmasının ardından bu bariyerlerin bir çoğu kaldırıldı ki bu cihazlar mobil iletişim kalitesini de etkiliyordu. Hala bazı yabancı ülke temsilciliklerinde binaların önü bu bariyerlerle korunuyor.

Tabi bunlar sıradan bilgiler, bu konuda sorumluluk da enformasyon ve telekomünikasyon kurullarına bağlı. Fakat buna rağmen de telekomünikasyon şirketlerine eleştiri var, mobil hatlara aşırı yüklenildiği, çok sayıda kullanıcı olduğu ve mevcut hatların bunu kaldıramadığına dari. Dolayısıyla bu ağların da geliştirilmesine, güçlendirilmesine, yenilenmesine ihtiyaç var. Bu nedenle şirketlerin kendi durumlarını gözden geçirmesi, vatandaşların ihtiyaçlarına, talplerine karşılık verebilmesi gerekiyor. Aynı zamanda ücretlerini düşürerek Irakllılara yük teşkil etmesini önlemeleri gerekiyor.

Şii taraflar arasında İletişim Bakanlığı makamı için çekişme yaşanıyor. Sizce bu çekişmenin nedeni nedir?

Sadece İletişim Bakanlığı değil, diğer birçok bakanlık konusunda taraflar arasında anlaşmazlık var. Tüm bakanlıklar yeni kabine ile birlikte yeniden düzenlip paylaştırılıyor. Freaksiyon ve gruplar üzerindeki paylaşımında da değişiklik olduğunu görüyoruz. Örneğin İletişim Bakanlığı daha önce siyasi bir kütleye verilmişti şimdi başka bir kütleye veriliyor. Benden sonra kim bu göreve gelecek, hangi siyasi tarafa bağlı olacak, yada iki siyasi kütlenin ortak adayı mı olacak, ben şahsen bu tür tartışmaların içerisine girmiyorum. Bu tür siyasi tartışmalardan haberdar değilim zaten. Çünkü yeni kabinede yer almayacağım. Gözüm yeni kabinede yer almakta da değil.

Başkalarına da sıra verip rol oynamalarını sağlamalıyım.  Benim rolüm sadece sayın Adil Abdulmehdi’nin kabinesi ile sınırlıydı ki o da sona erdi. Yeni kurulacak kabine görevleri üstlenecek. İletişim Bakanlığı konusunda yaşanan çekişmeye gelince, bu bakalıkların paylaşımı ile bağlantılı bir durum. Aynı zamanda bakanlığımızda yolsuzluğun azalması ile de alakalıdır. Bakanlık çalışmalarını kendine bağlayan taraflara uygulanan baskı netice verdi. Borçlu olan tarafların borçlarını aksatması, şirketlerin çalışmalarındaki gevşeklik, sözleşmeli tarafların ulusal görevlerini layıkıyla yerine getirmemesi gibi tüm bu meseleler bakanlığın bütçesini yoruyordu.

Tüm bu konuların üzerine gittik, inceledik, ceza ve yaptırımlar getirdik, yasal işlemler uyguladık ve böylece bakanlığın nefes almasını sağladık. Böyle şirketler vardı, belki de diğer siyasi taraflarla bağlantısı olan şirketler de olmuş olabilir. Ve mevcut bakan bu şirketlerin çıkarlarına zarar vermiş olabilir. Veya gizlice yolsuzluk yapmalarını önlemiş olabilir.

İletişim Bakanlığı konusu şimdi tüm sosyal medya kanallarında en çok tartışılan konuların başında geliyor. İletişim Bakanlığı’nın satılacağı, alınacağı hatta çalınacağı dahi söyleniyordu. Böylece bakanlıüımız üzerinde büyük bir teşir ve karalama faaliyeti yürütülüyordu. Fakat benim böyle bir işe tamahım olmadı. Hatta mağdur, yağmalanmış, 700 milar dinar borca batmış, zarar etmiş bir bakanlığı devraldım. Şimdi üreten ve hizmet veren bir bakanlığa dönüştü. Bakanlıkla çalışan şirketler gevçekti, şimdi üreten şirketler haline geldiler. Kazanç sağlayıp devlet bütçesine katkıda bulunuyorlar. Doğru yola gelmiş ve üretici projelere sahip olmulşar. İş düzenlemesi konusunda stratejik planlar yapıyorlar. Parlamentoya sunduğumuz yasa önergesi görüşmeye başlanmış, onaylanmak üzeredir. Şimdi bir temelimiz ve üzerinde inşa edebileceğimiz bir yapı var. Bu haliyle öncülük yapan bir bakanlık olabilir, devlet bütçesine katkıda bulunabilir.

Tüm bunlar İletşim Bakanlığı’nın elimizde olduğu çok kısa bir süre içerisinde gerçekleştirildi. Kim bakan olarak atanırsa atansın doğru düzgün işleyen ve herşeyin düzenli hale getirildiği bir bakanlıkla karşılaşacak. Elde olan araştırmalar ve stratejik planlar sayesinde ilk günden itibaren ileriye doğru adım atabilecek.

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli