Sertaç Bucak: Öcalan'ın açıklamaları açık ve makul
Erbil (Rûdaw) - Kürdistan Demokratlar Platformu (PDK-Bakur) Genel Başkanı Sertaç Bucak, HDP ile Kürdistani partilerin 31 Mart Yerel Seçimlerindeki ittifakına ilişkin, “Kürt tarihinde önemli bir adım olan Kürdistani İttifak geleceğe umutla bakmamızı güçlendirdi" dedi.
Bucak, "Kürdistanlılar bu seçimlerde bahsini ettiğiniz özelliklede Büyük Şehirlerde seçimdeki tavırları ile Türkiye’de değişimin önemli bir siyasi aktörü olduğunu ispatladı" diye konuştu.PKK’nin tutuklu lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarının bugün yaptığı açıklamada Öcalan’ın, “Türkiye’nin hatta bölgenin sorunlarını, başta savaş olmak üzere, fiziki şiddet araçları ile değil, yumuşak güç ile yani akıl, politik ve kültürel güçle çözebiliriz” ifadelerini, Bucak, "Bence oldukça açık ve makul" tanımını yaptı.
Sertaç Bucak, Rûdaw’ın sorularını yanıtladı…
Kürdistan Demokratlar Platformu olarak 31 Mart Yerel Seçimlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Nerelerde belediye başkanı ve meclis üyeleriniz var?
31 Mart 2019 yerel seçimleri diğer seçimlerden farklı idi. Bu seçimlerde AK Parti ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı, CHP ve İYİ Partinin oluşturduğu Millet İttifakı yanı sıra Kürdistani Parti ve hareketlerin HDP ile oluşturduğu Kürdistani İttifak Kuzey’de yer aldı. Kürt tarihinde önemli bir adım olan Kürdistani İttifak geleceğe umutla bakmamızı güçlendirdi.
Halkımız bu ittifakı sıcak karşıladı. Geçmişin kimi hatalarından dolayı uzak duran insanlarımız bu kısa süreçte siyasete yeniden ısınmaya başladı. Seçim eşitsiz koşullarda, ana akım medyanın yanısıra, devlet kanalları tümden tek yanlı olarak Cumhur İttifakının başarısı için yoğun çaba harcadı. Bizim bölgede hiçbir ortak mitingimiz ve “Diyarbakır Newrozu” adı geçen medya kuruluşlarının ekranlarına yansımazken Kürt düşmanlığı özellik ile MHP eli ile ayyuka çıktı. Bu ekilen düşmanlık tohumlarının onarılması zaman alabilecek yaralara yol açtığını düşünüyorum.
Bu olumsuz koşullara rağmen ittifakın başarılı çıktığını düşünüyorum. Ve bu ittifak’ın önümüzdeki dönemde de dışarıda kalan kimi partileri de kucaklayarak yeni bir süreç başlatmasını istiyorum. Seçim sonrası ortak değerlendirmelerde de siyasi taraflar bu istemlerini ortak basın toplantısında deklare ettiler. İttifak yeni bir deneyim idi. Eksiklikleri de oldu, bizler bunu olgunluk ile aştık. Ancak mutlaka kimi şeylerin düzelmesi ve güven artırıcı çabaların yoğunlaşması gerekiyor.
Bizim arkadaşlarımız Dicle’de (Pîran) Belediye Başkanlığına aday idi. Bu bizim için ulusal anlamı yüklü kentte kazanmak için arkadaşlarımız çok yoğun bir çaba içinde oldu. Hergün sahada yoğun çalıştılar. İttifak yapılan HDP’li kardeşlerimiz ile birlikte Pîran gerçek sahiplerine döndü. Seçim sonrası yapılan kutlama töreninde halkla bütünleşen coşku gerçekten görülmeye değerdi. Kayyım eski görevine geri gönderildi ve halkımızın iradesi tecelli etti. Biz başta arkadaşlarımız olmak üzere tüm ittifak güçlerine teşekkür ediyoruz. Bunun dışında Diyarbakır, Cizre, Mardin ve Batman’da arkadaşlarımız önemli görevler üstlendiler. Buralarda ortaklaşa halkımıza hizmeti gerçekleştirecekler. Ancak zorluklarda olacak. Çünkü Kayyımlar maalesef Belediyeleri borç batağında bırakıp gitmek ile kalmadılar, Belediyeler tabiri caiz ise talan edilmiş durumda.
İttifak halinde olduğunuz HDP, Türkiye metropollerinde muhalefeti destekledi, bu yaklaşımı nasıl değerlendiriyorsunuz? Kürtlere faydası veya zararları neler olabilir?
Kürtler demokrasi mücadelesinin de bilincinde olmalıdırlar. Bizim çabalarımızın ve siyasetimizin başarısı için demokrasinin işlemesi önemlidir. Demokratik bir ülkede Kürdistan halkının hak arama, kendi kendisini yönetme arzusunun gerçekleşmesi, müvadelenin ivme kazanması açısından önemlidir. Onun için metropollerde ve Türkiye’nin batısında Kürdistanlılar niteliklerini ve kimi şoven yaklaşımları bilmelerine rağmen sandık başında önemli bir siyasi mesaj vererek Cumhur İttifakı partilerinin başarısız olmasında önemli bir rol oynadılar.
Özellikle İstanbul ve diğer metropollerindeki seçim sonuçlarına bakıldığında, Kürt siyasal hareketlerinin etkileri nasıl değerlendirilebilir?
Kürdistanlılar bu seçimlerde bahsini ettiğiniz özelliklede Büyük Şehirlerde seçimdeki tavırları ile Türkiye’de değişimin önemli bir siyasi aktörü olduğunu ispatladı.
Yani Kürdistanlıların desteği ve çabası olmadan ne değişim, nede demokrasi olanaklıdır. Halkımız önemli bir siyasi aktördür. Türkiyede siyaset bunu ilerde mutlaka göz önüne alacaktır. Zira Kürdistanlı seçmen olmadan değişim olmaz!
Yerel seçimler sonrası Kürt kentlerindeki siyasi ve toplumsal durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Seçimler de durum kötü idi şimdi de öyle. Fakat halkımızın inancı ve kararlılığını kimi yerlerdeki kayıplara rağmen gördüm. Siyaset boşluk kabul etmiyor. Çözüm Kürdistan siyasetinin çoğulculaşmasındadır diye düşünüyorum. İttifak politikası da önemlidir. Bizler bu alanda önemli tarihi bir adım attık. Halkımızın tahammülünün zorlanmaması gerektiğini düşünüyorum.
Hem seçim döneminde hemde sonra açlık grevleri olumlu gelişmeleri geciktirdi. Taleplerini tartışmıyorum. Ancak zamanlaması yanlıştı diye düşünüyorum. Bu satırları yazarken Asrın Hukuk Bürosu avukatlarının PKK lideri ile görüşme yaptıkları haberini aldım. Bundan sonra siyasette normalleşmenin ve anagündem maddesine dönmenin olanaklı olacağını düşünüyorum. Hepimizin mücadelesi ve kavgası halkımızın yaşaması ve her anlamda eşitlik ve refahın olduğu bir ortama kavuşması içindir. Ölmek için değil yaşamak için mücadeleyi yükseltmeliyiz.
Ekonomik ve siyasi kriz hepimizi etkiliyor. Buna ek olarak her gün pompalanan Kürt düşmanlığı halkımızı etkiliyor. Bu hali ile yol almanın zorluklarının bilincinde olarak siyasal, sivil ve demokratik mücadeleye önem vermeliyiz. Belediyelerde halkımıza hizmette kusur etmiyecektir, etmemelidir.
Öcalan'ın bugün açıklanan açıklaması, açlık grevleri ve asker ölümlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Öcalan’ın avukat görüşmesi sonrası açıklamasının siyasetin normalleşmesine katkı sunacağını düşünüyorum.
“Çatışma kültüründen uzak” bir çözümü yineliyor burası açısından. O açıdan güvenlik politikasını öne çıkaran iktidarın bu açıklamayı ciddiye alması gerekir. Güvenlik politikası çıkmaz sokaktır. Suriye’ye ilişkinde “bütünsel bir çözümden” yana olduğunu ve Türkiye’nin “hassasiyetlerinin” dikkate alınması genel anlamda çözüme hizmet eden açıklamalardır.
Açlık grevlerinin insan sağlığını tehdit ettiğine vurgu yapan Öcalan “onların akli, fiziki ve ruhi sağlıkları herşeyin üstündedir” tespiti ile grevlerin durdurulmasını ve onlar için “tavır koyan” herkese teşekkür ediyor. Öcalan sorunun demokratik çözümünden yana tavrının netliğini birkez daha ifade ediyor. Önemli olan dışarıdaki arkadaşlarının Öcalan’ın açıklamalarını doğru yorumlayarak siyaset yapmasıdır. Öcalan’ın “Türkiye’nin hatta bölgenin sorunlarını, başta savaş olmak üzere, fiziki şiddet araçları ile değil, yumuşak güç ile yani akıl, politik ve kültürel güçle çözebiliriz” diyor. Bence oldukça açık ve makul.