Kemal Kerkuki: Kerkük’te uyuyan IŞİD hücreleri var
Kerkük (Rûdaw) – Kürdistan Bölgesi Peşmerge Güçleri Kerkük Batı Cephesi Sorumlusu Kemal Kerkuki, kentte IŞİD’in uyuyan hücreleri olduğunu söyledi.
Kerkük’te Şii Heşdi Şabi milislerini kabul etmediklerini söyleyen Kerkuki, “Bu adım Kürdistan ve Irak halkına karşı işlenen bir suçtur. Onlarca IŞİD’linin aralarına sızdığı o milisler çok tehlikeli” dedi.
Aynı zamanda Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Politbüro üyesi olan Kerkuki, Rûdaw’ın sorularını yanıtladı.
IŞİD Kerkük merkezine ne kadar uzak? Örgütün kent üzerindeki tehditlerini engellemek için neler yapılmalı?
IŞİD örgütü Kerkük’ten bazı yerlerde 24 kilometre, bazı yerlerde ise 26 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Tehditleri azaltmak için örgüt, Kürdistan Bölgesi sınırlarından tamamen temizlenmeli. Bunun dışında IŞİD gibi bize karşı saygı duymayanlar da Kürdistan Bölgesi topraklarından çıkmalı. Şimdi Kerkük’ün istikrarını sağlamak için şehirden 32 kilometre uzaklıktaki “petrol kavşağı” diye bilinen bölgeye kadar temizlik operasyonu yapılmalı.
29 Ocak’ta yaşananların tekrarlanmaması konusunda garanti veriyor musunuz?
Bu bir savaş, kimse bu konuda garanti veremez. IŞİD vahşi bir düşman. Örgütün elinde Irak Ordusu’nun sayısız silahı ve cephanesi var. Musul ve Rakka bankalarının yüklü miktarda paraları ellerine geçmiş durumda. Bölgedeki petrolden faydalanıyorlar. Bu nedenle onları küçümsememek lazım. Ayrıca bölgede bulunan bazı Araplar da onlara rehberlik ediyor. Bu konuda tek garantimiz onları Kürdistan Bölgesi’nden atmaktır.
Halkımıza gece gündüz gözümüzü dört açarak eksikliklerimizi tamamlayacağımıza dair garanti veriyoruz. Düşman hakkında bilgi toplayarak mevzilerini bombalamaya devam edeceğiz.
Siz bölgedeki Araplar’dan da endişe duyuyor musunuz?
Hepsi değil ama bir bölümünden endişe duyuyoruz. Son savaşta arkadan peşmergelere ateş açan Araplar oldu. Araplar, Habaza bölgesine birkaç dakika içinde IŞİD’i getirdi.
IŞİD’in Kerkük cephesindeki ilerleyişinin sorumlusu kim?
Ben bundan kimseyi sorumlu tutmuyorum. Biz yan yana olan iki cephedeyiz. Tugaylarımız ortak. Birinci tugayın komutanı Şerko Fatih’in şehit düşmesi diğer cepheyi de etkiledi. IŞİD o cephede ilerledi. Daha sonra Mele Abdullah köyünde zırhlı araçlarla saldırdılar. Tilwerd, IŞİD’in iki cephesi arasında kaldı. Bundan dolayı çekilmek zorunda kaldık. Diğer bir sorun ise Mele Abdullah’da IŞİD’le aramızdaki mesafe 50 ile 80 metreye kadar düştü. Hava koşulları da başka bir etkili faktördü.
IŞİD’in Kerkük’te saldırıya geçeceği konusunda bilginiz var mıydı?
Evet bilgimiz vardı. Hatta savaş uçaklarını IŞİD’in zırhlı araçlarla saldırıya geçeceği konusunda bilgilendirdim. Verdiğimiz bilgiler fayda etmedi, bundan dolayı da bir kızgınlık oluştu. Peşmerge Bakanlığını cephelerin daha fazla güce ihtiyacı olduğu konusunda bilgilendirdim, bu da bir işe yaramadı.
IŞİD son saldırısının amacı Kerkük’ü işgal edip orada kalmak mıydı?
IŞİD’in takip ettiği bir strateji var. Onlar petrolü olan bölgeleri işgal edeceklerini belirtiyor. Böylece Batı’nın politikasını etkilemek istiyorlar ki etkiliyorlar da. Bundan dolayı Kerkük için tüm çabalarını ortaya koydular ama peşmerge bu planı bozdu.
Peki nasıl Kerkük’ün içine ulaştılar?
Kerkük içinde mülteci ve Şii Heşdi Şabi milisleri adına birçok kişiye yer verilmiş. Bu insanlarla beraber teröristler de gönderilmiş ve milis gruplar oluşturulmuş. Kerkük’te olanlar, son savaşta kente gelenlerin işi değil.
IŞİD’in Kerkük’te uyuyan hücreleri var mı?
Evet kesinlikle IŞİD’in Kerkük’te uyuyan hücreleri var. Bir kentte bu oranda dışarıdan insan girerse kuşkusuz hücreler de olur. Bunları önlemek için mültecileri kentten şehir dışına tahliye ederek orada kamplar kurulmalı.
Peşmergenin Tilwerd’de güçsüz olduğu yönünde iddialar var. Hatta bu nedenle IŞİD son birkaç kezdir oradan saldırıyor. Bu doğru mu?
Hayır, doğru değil. Tilwerd, IŞİD’in işgal altındaki Havice, Rıyaz ve Reşad gibi yerlerin anayolu üzerinde yer alıyor. Bölgede bulunan bir köprü bu sorunun kaynağıdır. Ama ben IŞİD’in oralarda kalmayacağı konusunda halka teminat veriyorum.
IŞİD’in son saldırısında çok sayıda Kürt de yer aldı. Örgütün içindeki Kürt sayısı hakkında bilginiz var mı?
Kesin bir sayı elimizde yok ama Kürtçe konuşmalara şahit olduk.
IŞİD’in bu saldırısını kim yönetiyordu?
O savaşta IŞİD’in 4 emiri öldürüldü. Ramah ismindeki komutanları yaralandı. Henüz IŞİD’in işgali altındaki bölgelere dönmemiş. Onu arıyoruz.
Savaştan kaçtığınız yönünde iddilar var…
Bazıları bu tür söylentilerden haz alıyor. Ben Tılwerd savaşında, oradaydım. Daha sonra Mele Abdullah ve Tılwerd bölgelerinin kurtuluşunda da oradaydım. Tümgeneral Hüseyin Mansur’un şehit düştüğü anda yine oradaydım.
Savaşta etkisiz hala getirilen IŞİD’lilerin cesetlerinin Kerkük’te araba arkasına bağlanarak çekilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizin kararınızla mı yapıldı? Bu durum peşmerge ismini kötü anlamda etkilemez mi?
Ben düşmandan korkulmamasından yanayım. Güçsüzlere karşı insanca davranmak gerek. Esirleri yakalayınca da kötü davranmadım. Onlara, sadece mahkemeye verileceklerini söylüyorum.
Biz kimsenin böyle davranışlarda bulunmasını istemiyoruz. Başkan Mesud Barzani, IŞİD’li esirlerle cesetlere kötü muameleyi asla kabul etmeyeceği konusunda uyardı.
Bu davranış çok çirkin ve uygunsuz bir davranış olmasına rağmen, bütün dünya bunun Kürt liderliğinin, parlamentosunun ve hükümetinin politikasını yansıtmadığını biliyor. Uluslararası toplantı ve diyaloglardan bizim tavrımızı görüyorlar. Bir kişinin yaptığı yanlış, bir ülke veya tüm peşmergeye mal edilemez. Peşmerge ülkesini koruyarak kan dökülmesini engellemeye çalışıyor. Biz insanları aşağılamak için cepheye gelmedik.
Kürdistan Bölgesi Başkanı sizi aradığında neler söyledi?
Sayın Başkan sürekli Kerkük cephesindeki savaşı ve gelişmeleri takip ediyordu. Savaş günleri de peşmergeye cesaret vererek, peşmerge ve komutanlarını tebrik ederek, “Tüm peşmergelerin gözlerinden öperim” dedi. Çok sakin duruyordu ama Tuğgeneral Şerko’nun şehit düşmesine çok üzüldü. Onu öz kardeşi gibi görüyordu.
İki peşmerge komutanın şehit düşmesi cephede bir sorun olduğunu anlamına gelmez mi?
Edindiğim bilgilere göre, Şehit Şerko bir alayın yardımına giderken, o cephenin peşmergenin kontrolünde olmadığını bilmiyormuş. İlerlerken, açılan ateş sonucu şehit düşmüş.
Cephede bir sorun yoktu ama büyük bir kayıptı. Savaşta şehit de, olur yaralı da.
Kerkük’te Şii milis varlığını destekliyor musunuz?
Hayır, kesinlikle kabul etmiyoruz. Heşdi Şabi, Kürdistan ve Irak halkına karşı işlenen bir suçtur. Tanınmayan birilerine silah verilmesi, onlarca IŞİD’linin aralarına sızdığı kimselere kolaylık sağlanması çok tehlikeli ve kabul edilmez.
Ama Hurmatu ve Sadiye’de Heşdi Şabi milislerivar. Onlar orada kalıcı mı?
Biz toprak için savaşıyoruz. Birilerinin işgal ettiği toprakları sen karış karış kan dökerek kurtarıyorsun. Kontrol edilmesinde birileri yardım ederse, o da kalmak ister ve bunu kendi hakkı olarak görür. Bundan dolayı kurtarma operasyonlarına bir tarafın katılması yanlıştır.
Oraya gelen güçler o toprakları terk ederek, Kürdistan Bölgesi’nde kalmamalı.
Bu bir sorun oluşturacak mı?
Evet, sorun oluşturacak. Geçmişten beri Kürtler’e zulmedilmiş. Zorla Irak’a yapıştırılmışız. Bunun sonucu olarak Enfal edildik ve kimyasal silahlarla katledildik. Daha sonra da “Araplar’la kardeş olduğumuz” iddia edildi, bunu baskıyla yaptılar. Bunlar doğru değil. Çünkü Kürtler ve Araplar’ın dili, kültürü, tarihi, toprağı ve doğası birbirinden farklıdır.
Eğer bunun aksini iddia eden varsa şuna cevap versin: Birinin kendi kardeşini, yeğenini ve yengesini kaçırarak başka ülkede sattığı nerede görülmüş?