Narin Nadirova: Çocuğa vatan sevgisini veren annedir

Ünlü Kürt bankacı ve aktivist Narin Nadirova, Kürt toplumunda kadına verilen değerin her zaman için örnekle gösterilecek seviyede olduğunu söyledi.

Kazakistan ve dünya çapında ofis ve şubeleri bulunan Home Credit Bank’ın CEO’su Narin Nadirova, Kürt kadınlarına tavsiyelerde bulunarak, “Kürt kızlarının eğitimlerine verilen önemin daha da artırılması. Anne çocuğunun ağzına anadili koyandır. Kadın ailenin ocağı ve her şeyidir. Unutulmamalıdır ki çocuğa vatan sevgisini veren de annedir” dedi.

Kazakistan’a sürgün edilen Kürtlerin uzun yıllar çok zor şartlar altında yaşadıklarını belirten Nadirova, Kürtlerin şu an ülkedeki diğer bütün halklar ile barış ve kardeşlik içerisinde çok daha iyi koşullarda yaşamakta olduklarını kaydetti.

Nadirova, “Kazakistan Halklar Asamblesi’ çatısı altında faaliyet yürüten ‘Kazakistan Kürtler Birliği – Berbang’ kurumu ve Nadir Nadirov ve Kinyazê Îbrahim Mirzoyev gibi dünyaca ünlü akademisyen ve profesörlerin öncülüğünde çok değerli çalışmalar daha önceden yapıldığı gibi halen de yapılmaktadır. Kürt dil çalışmaları, Kürtçe öğretim kursları, gazete, dergi ve kitap çalışmaları olup, kültür, sanat ve edebiyat alanında etkinlikler köy, kasaba ve şehirlerde gerçekleşmektedir” ifadelerini kullandı.

Anavatandan uzak Kürtlerin en zorlu süreçlerde bile ülke ve toprakla olan bağlarının hiç kopmadığını dile getiren Nadirova, “Gelenek ve görenekler, beslenme şekilleri, nişan ve evlilik, doğum ve ölüm ritüelleri Serhad ve Kafkasya’daki yaşantıyla çok benzer özelliklere sahip. Bütün ailelerde ve birbirleriyle olan sosyal yaşantıda Kürtçe hala birinci dil olarak kullanılmakta” diye konuştu.

Kazakistan Halk Meclisi’nin (Asamble) ilk Kürt kadın üyesi Narin Nadirova, başarılı iş hayatı ve Kazakistan’daki Kürtlerin durumuna ilişkin Rûdaw’ın sorularını yanıtladı.

Narin Nadirova nasıl bir aile ortamında büyüdü. Hangi okullara gitti. Başarınızı neye borçlusunuz?

Yurtsever ve ulusal bilinç düzeyi yüksek olan bir ailede doğdu ve büyüdüm. İlk öğrenimini  “Ruskaya Shkola Nomer 4” te yani “4 Numaralı Rus Okulu”da tamamladım. Biliyorsunuz Eski Sovyetler Birliği ülkelerinde okullar genelde sayılarla belirtilirdi. Doğup büyüdüğüm şehirde farz edelim 15-20 okul mu vardı, bir tanesi Rusça eğitim veriyordu. Babamın ekonomik durumu iyi olduğundan ve de yüksek yerlerde çalıştığından dolayı, kardeşim Hamid ile birlikte Rusça eğitim aldık. Tabii Ermenice eğitim ve öğretimin yanında.

Daha sonraları 1987 yılı itibariyle hayatımı Kazakistan’da sürdürmek zorunda kaldım ve eğitimime orada devam ettim. İki üniversite bitirdim: El Farabi Üniversitesi ve Ekonomi ve Finans Akademisi Bankacılık Bölümünü başarıyla bitirdim. Bundan sonrasında ise bildiğiniz gibi bankacılık hayatım başladı. Uzun yıllar Kazakistan Alma Ata’da Türkiye Ziraat Bankası’nda ve International Bank ‘ta çeşitli bölümlerde çalıştıktan sonra, Home Credit Bank serüvenim de başlamış oldu.

Ekonomi ve finans alanını seçmenizin nedenleri?

Çocukluğumda matematik derslerim her zaman için iyiydi. Aynı zamanda ekonomi, finans ve bankacılık sektörleri de sürekli dikkatimi çekmiştir. Kazakistan’a gelmem bu alanı seçmem konusunda daha fazla imkanlar sundu ve bende istediğim alanda okuma fırsatı buldum. Tam da geldiğim dönemlerde bankacılık sektörü Kazakistanda ilk adımlarını da atıyordu.

Ekonomi ve bankacılık, dünyada sürekli olarak trendi yükselen alanların başında geliyor. Bu alanları seçmemin sebebi sadece gönlümden geçen alanlar olması.

Kazakistan'da yasayan Kürt toplumu anavatandan (Kürdistan-Ermenistan) sürgün edilen Kürtlerin oluşturduğu bir toplum. Şu anki durumları nedir ülkedeki bütün topluluklar içerisinde?

Bilindiği gibi Kafkasya Kürtleri, başka bir deyimle Ermenistan ve Gürcistan Kürtleri tarihte iki kez Joseph Stalin’in emri ve Lavrenti Beria’nın bu emri hayata geçirmesiyle Orta Asya çöllerine sürgün edildi. İlki 1937 yılında Ermenistan ve Nahçivan’dan, ikincisi ise 1944 yılında Gürcistan’dan Kazakistan, Kirgizistan ve Özbekistan’a sürgün edildi. Bilindiği gibi bu iki ülkedeki Kürtlerin, başka bir ifadeyle Aras Nehri’nin diğer tarafına Kürtlerin kaçması ve/veya sürülmesi, Şeyh Said Hareketi sonrası olmuştur. Elbette ki bu sürgünler başlı başına bir konu.

Söz konusu Kürtler 80 yıldan fazladır Orta Asya’daki bu ülkelerde yaşamlarını idame ettirmekteler. Elbette ki uzun yıllar çok zor şartlar altında yaşayan bu Kürtler şu an çok daha iyi koşullarda ve ülkedeki diğer bütün halklar ile barış ve kardeşlik içerisinde yaşamaktadırlar.

Kazaksitan’da benim de aktif bir üyesi olduğum “Kazakistan Halklar Asamblesi” veya “Kazakistan Halklar Meclisi” diye adlandırılan kurum ülke yönetiminde çok önemli bir yere sahip. Kazakistan Cumhurbaşkanı’nın başkanlığındaki bu meclis’te Kazakistan’daki bütün halklar nüfusları oranında temsil edilmekte ve bu meclis çatısı altında kurumlara sahip. Kürtlerin de bu meclis çatısı altında “Berbang” ismiyle ve Akademisyen-Profesör Kinyazê Îbrahîm Mîrzoyev başkanlığında temsil edilmekte olduğunu ve birçok alanda söz sahibi olduklarını söylemek isterim.

Kürtler diğer bütün halklar ile beraber bu ülkede eşit ve özgür bir şekilde yaşamlarını sürdürmekte olup ekonomik ve sosyal alanda Kazakistan ülkesinin asli vadandaşları olduklarını gururla söyleyebilirim.

Kürdistan’la ilişkileri ve bağları hiç kesilmedi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz, neye bağlıyorsunuz?

Evet doğrudur en zorlu süreçlerde bile ülke ve toprakla olan bağları hiç kopmadı. Gelenek ve görenekler, beslenme şekilleri, nişan ve evlilik, doğum ve ölüm ritüelleri Serhad ve Kafkasya’daki yaşantıyla çok benzer özelliklere sahip. Bütün ailelerde ve birbirleriyle olan sosyal yaşantıda Kürtçe hala birinci dil olarak kullanılmakta.

Ülkedeki gelişmeler çok yakından takip edilmekte, en apolitik birey bile geçmişte ve günümüzde yaşanmış ve yaşanmakta olan süreçleri ayrıntılarıyla bilmektedir.

Küçüklüğümden beri hatırlarım her Kürd’ün evinde Mele Mustafa Barzani’nin, Ehmedê Xanî’nin, Meleyê Cizîrî’nin resimleri vardı duvarlarda. Erivan Radyosu’na binlerce kilam ve stran bırakmış olmaları, aslında ülkeye ve atalarının toprağına olan bağlılığın bir göstergesiydi ve bu bağlılık ve hasret eksilmeden devam etmekte. Tabiki son 25-30 yılda şartların daha da olgunlaşmasıyla ve Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla ata topraklarına ziyaret, daha da ötesinde siyasi ve iktisadi bağlılığın daha da pekiştiğini söyleyebiliriz.

Çocukken ateş başında, ev sohbetlerindeki yapılan sohbetler şu an gibi aklımda. Tabiki bunda anne babanın rolü çok önemli. Vatan hasretiyle büyümen hiçbir zaman senden eksik olmaz ve bu sadece bende değil, Kafkasya ve Orta Asya’daki bütün Kürtlerde bu durum mevcut.

Kazakistandaki Kürtler için ne tür çalışma örgütlenme ve hizmet faaliyetleriniz var?

Daha önce de belirtmiş olduğum gibi “Kazakistan Halklar Asamblesi” çatısı altında faaliyet yürüten “Kazakistan Kürtler Birliği – Berbang” kurumu ve Nadir Nadirov ve Kinyazê Îbrahim Mirzoyev gibi dünyaca ünlü akademisyen ve profesörlerin öncülüğünde çok değerli çalışmalar daha önceden yapıldığı gibi halen de yapılmaktadır. Kürt dil çalışmaları, Kürtçe öğretim kursları, gazete, dergi ve kitap çalışmaları olup, kültür, sanat ve edebiyat alanında etkinlikler köy, kasaba ve şehirlerde gerçekleşmektedir.

Narin Nadirova tüm dünyada Kürt kadınlarının dünya genelindeki seviyesini nasıl görüyor?

Kürt kadını her zaman için ön plandadır. Hiçbir zaman Kürt erkeğinin gerisine düşmedi. Eksiklikler olmasına rağmen, Kürt toplumunda kadına verilen değer her zaman için örnekle gösterilecek seviyede. Tarihte bunu Kürdistan’ı ziyaret eden gezginlerin yazdıklarında açık bir şekilde görürüz. Günümüzde Kürt kadını hayatın her alanında gözle görülür bir şekilde ön planda olduğunu söyleyebilirim.

Son olarak, Kürt kadınlarına önerileriniz nelerdir?

Benim burada söylemek istediğim Kürt kızlarının eğitimlerine verilen önemin daha da artırılması. Anne çocuğunun ağzına anadili koyandır. Kadın ailenin ocağı ve her şeyidir. Unutulmamalıdır ki çocuğa vatan sevgisini veren de annedir. Evde kadının rolü çok önemli, dolayısıyla eğitimin farkında olmaları ve çocuklarının eğitiminde ve de sosyal hayata atılmalarında rolleri çok büyük.