Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) Genel Başkanı Latif Epözdemir, en yakın seçimde Kürtlerin oylarını alabilecek bir parti kurduklarını, teşkilat çalışmaları yaptıklarını belirterek, “Kürtlerin seçimlerde kendilerine statü tanıyan ve seçime girme hakkı olan bir partiye ihtiyaç duyduğunu bildiğimiz için bir demokratik ve milli görev olarak HAK-PAR’ı seçimlere hazırlamaya çalışıyoruz” dedi.
Kürtler adına bir iddiası olan herkesle, bu koda bir adım atabilecek bütün siyasi partilerle görüşmeyi, iş yapmayı, ittifak kurmayı önemsediklerini belirten Epözdemir, bu konuda bir çekinceleri olmadığının altını çizdi.
“Türkiye’de Kürtlerin seçime girmeye hakkı olan bir partiye ihtiyacı var” diyen HAK-PAR lideri, birlikte hareket etmek için diğer Kürt partilere de çağrıda bulundu.
HAK-PAR Genel Başkanı Latif Epözdemir, Rûdaw’ın sorularını yanıtladı.
Rûdaw: Türkiye’nin mevcut koşullarda erken seçime ihtiyacı var mı?
Latif Epözdemir: Erken seçim Türkiye'nin içinden olduğunu iktisadi ve ekonomik koşullardan bir çıkış yolu olarak gösteriliyor. Olabilir mi, bunu tartışmak gerekir. Başından söyleyeyim ki düşüncem bu yönde değil. Elbette ki seçimler yapılmalıdır, çok şeyinde değişmesine ve yenilenmesine vesile olabilir. Ama Türkiye'deki esas sorun sistem sorunudur, şu iktidarın veya bu iktidarın gelip gitmesi ile değil. Sorunlar bu şekilde de çözülmez.
Sorunuza gelince; her şeyden önce erken seçim için yasaların veya yasal durumun buna uygun olması lazım. Türkiye başkanlık sistemine geçiş yaptı. Başkanlık sistemi ile eski parlamenter sistem arasında fark var. Başkanlık sisteminde seçimin öne alınmasının iki yolu var. Birincisi Meclisin 600 üyesinden 401 üyesinin seçime “Evet” demesi lazım ki tabii bunun için de Meclisten bir yasa çıkması gerekiyor. İkinci yol ise devlet başkanının yani cumhurbaşkanının bizzat erken seçim kararı veya seçimi erkene alma kararı vermesi gerekiyor. Bu durumda parlamentoyu fethetmesi gerekiyor. Kendisi de dahil olmak üzere Meclisin bunu oylaması gerekiyor. Onun bu kararının ardından yasal bir süreç var ve daha sonra erken seçime gidilir.
Rûdaw: Peki bu şartlarda iktidar yani AK Parti-MHP ittifakı erken seçim kararı alır mı?
Latif Epözdemir: Şimdi bu koşullardan iktidarın erken seçim kararı alması biraz güç gibi gözüküyor. Neden zor görünüyor? Muhalefetin Meclisten seçim kararı çıkarabileceği 400 milletvekili yok. Dolayısıyla Meclisten bir şey çıkmayacağı ortadadır. Geriye bir tek ihtimal kalıyor o da Tayyip Bey'in erken seçim kararı alması. Tayyip Bey'in ülkeyi yönetemediği söyleniyor, ekonomik kriz olduğu, döviz buhranı yaşandığı söyleniyor. İşsizlik var, pahalılık var, bir sürü şey var deniliyor ve hatta çeşitli istatistikler oylarının düştüğünü, düşüşte olduğunu da gösteriyor. Böyle bir aşamada bir politikacı, bir parti lideri, bir devlet adamı neden erken seçim kararı alsın ki? Erken seçim kararı alması için bazı koşullar gerekiyor. Nedir bu koşullar? Çok parlak bir durumda olur, gücünü daha çok pekiştirmek için erken seçim kararı alır. Şimdi erken seçim kararı alırsa bu güçsüz haliyle şu anda bulunduğu konumu da kaybedebilir, böyle bir ihtimal var. Dolayısıyla ben şu anda, günümüz itibariyle bir erken seçim ihtimali göremiyorum. Ama koşullar yarın neyi gösterir onu da bilemeyiz.
Rûdaw: HAK-PAR seçime girme hakkı olan Kürt partilerden biri. Parti olarak olası bir seçime hazır mısınız? Kürt seçmenden beklentiniz nedir?
Latif Epözdemir: Biz Kürtlerin oylarını alabileceğimizi tahmin ediyoruz. Kürtçe cephesindeki demoralizasyon yani Kürt seçmenin oylarının tercih yönünün değişmesi biraz biz Kürtlere bağlı. HAK-PAR olarak Kürtlerin seçimlerde kendilerine statü tanıyan ve seçime girme hakkı olan bir partiye ihtiyaç duyduğunu bildiğimiz için bir demokratik ve milli görev olarak HAK-PAR’ı seçimlere hazırlamaya çalışıyoruz. HAK-PAR’ı seçime girme hakkı kazanmış bir Kürt tarafı olarak seçime hazırlamaya çalışıyoruz. Eğer seçimler zamanında yapılırsa bunu da başaracağımıza inanıyorum. Çünkü epey mesafe kat ettik. Türkiye cephesinde diğer partilere gidecek oyların büyük bir kısmının HAK-PAR’a dönebileceği kanaatine sahibiz. Çünkü bu konuda çaba gösteriyoruz. Kürt oylarının kendilerine statü tanımayan partilere gitmemesi gerektiğini söylüyoruz. Oyların HAK-PAR’da toplanması gerektiğini söylüyoruz.
Rûdaw: Seçim konusu ile devam edelim. Anketler iktidarın oy kaybettiği söylüyor. Bu oylar diğer muhalefet partilerine gider mi? Seçim olursa kimi daha şanslı görüyorsunuz?
Latif Epözdemir: Öteki partilerin oy kayıplarında sanıldığı kadar çok yüksek bir rakam yok. Diğer taraftan da Millet İttifakı’nın oy oranında çok ciddi bir artış yok. Bu biraz abartılıyor. Fakat bir gerçek var Tayyip Erdoğan yüzde 51 ile cumhurbaşkanı seçilmişti, bugünkü tabloya bakıldığında bu oranın yüzde 10 ve biraz daha fazla düştüğü ortadadır. Ama iktidarın oyu yüzde 10 düşünce muhalefetin oylarının yüzde 50’nin üzerine çıktığı savunanlar herhalde memleketin gerçeklerini göremiyorlar. Bu realiteler önemlidir. Ama birinci turda seçilemezse bile ikinci turda en fazla oy alan aday kazanacağı için ben şimdilik Millet İttifakı'nın adayı belli olmadığı için Tayyip Bey'in daha şanslı olduğunu düşünüyorum.
Rûdaw: Seçimlerdde HDP veya diğer partilerle ittifak veya işbirliği yapmayı düşünüyor musunuz? Bu konudaki şartınız nedir?
Latif Epözdemir: Biz aynı şeyleri talep etmiyoruz aslında. HDP ile bizim isteklerimiz bir birinden farklıdır. HDP bir Kürt partisi değil, biz Kürt partisi olduğumuzu söylüyoruz. “HDP bir Kürt partisi değil” diyen ben değilim, kendileri söylüyor zaten. “Biz Türkiye partisiyiz” diyorlar, ona göre bir strateji yapmışlar, ona göre bir programları var, böyle bir hedefleri var. Tabii ki bu onların tercihi. Biz de Kürtlerin adına hareket edebilecek bir parti ihtiyacı hesabıyla HAK-PAR’ı bir milli demokratik parti olarak lanse diyor, öyle görüyoruz. Dolayısıyla aramızda bu temel farklılık var. İkincisi birlikte hareket edebilmek için bir ortak akla, ortak bilince sahip olmak lazım, asgari müştereklere sahip olmak lazım. Biz Kürtler adına bir iddiası olan herkesle, Kürtler adına bir adım atabilecek bütün siyasi partilerle görüşmeyi, iş yapmayı, birlikte olmayı, ittifak yapmayı önemseriz, yaparız, bundan çekinmeyiz de. Ama herkesin de elini görmek isteriz. Mesela DEVA Partisi’nin Kürtlerle ilgili hakikaten ciddi, samimi, niyetli ve istekli olduklarını görürsek onlarla işbirliği yaparız. HDP ile yaparız. Başka partilerle yaparız.
Bizim koşulumuz onların Kürt sorununun çözümü konusundaki düşünceleri, düşünceler de yetmez, samimiyetleridir. Eğer samimi görürsek ittifak yaparız, güç birliği yaparız. Kaldı ki şimdi bile bizim kapılarımız hiç kimseye kapalı değil. Biz kendimiz parti olarak bizzat Cumhuriyet Halk Partisi’ni gidip ziyaret ettik, görüşlerimizi söyledik. Kürt sorununu çözeriz demişlerdi kongrede. Çözerseniz sizi destekleriz, koşulsuz olarak da yanınızda oluruz dedik. DEVA Partisi’ne keza söyledik. HÜDA-PAR yeni anayasa ile ilgili bizi ziyarete geldi, genel merkezimizde kabul ettik, onlarla yeni anayasa ile ilgili karşılıklı görüş alışverişinde bulunduk. Öneri ve görüşlerimizi ilettik. Bundan sonra da bizimle görüşme ihtiyacı duyan herkesle görüşebiliriz. Görüşlerimizi kendilerine iletir onların da görüşünü alırız. Bu siyasi partiler arasındaki beşer ilişkilerinin önemini biliyoruz. Dolayısıyla biz parti olarak o çalışmalardan uzak kalmıyoruz. Örneğin yeni anayasa ile ilgili çalışmalar bizi de ilgilendiriyor. Dolayısıyla bu konuda ortaklaşabileceğimiz uzlaşabileceğimiz her parti ile işbirliği yapmaya hazırız.
Rûdaw: Diğer Kürt partilerle ortaklaşma ve bu temelde seçimlere katılma gibi bir düşünce veya girişiminiz var mı?
Latif Epözdemir: Biz çoktan beri bunları konuşuyoruz. Demin söylediğim şeyler onlar için de geçerli. Biz Kürtler adına seçime girmek istiyoruz. Kürtler adına seçime girme hakkı olan bir parti yaratmaya kalkıyoruz. Arkadaşlara diyoruz ki biz Kuzey Kürdistan’da, Türkiye’de Kürtlerin seçime girmeye hakkı olan bir partiye ihtiyacı var ki sandık başına gittiklerinde kendilerini ezen, sömüren partiye oy vermesin. Niye kendi eliyle oy verecek de sonra üstüne bombalar yağacak? O halde ne yapmak lazım? Türkiye’deki en büyük milli görev şudur ki bütün Kürt yurtseverlerin üzerinde hemfikir olması gereken şudur ki Kürtler adına seçime girme hakkı olan bir partiyi yaratmak ve bunu seçime hazırlamak gerekiyor. Biz HAK-PAR olarak bunu yapıyoruz. Arkadaşlarımıza diyoruz ki, siz böyle bir şeyi önemsiyorsanız, sizin böyle bir hazırlığınız varsa, böyle bir çabanız varsa biz bırakalım çalışmalarımızı gelip size yardım edelim ve Kürtlere seçime girme hakkı olan bir parti yaratalım. Eğer sizin ki yoksa, siz o zaman gelin. Partileriniz dursun, örgütleriniz, mücadeleniz olduğu gibi dursun, yine kendi işlerinizi yapın ama gelin Kürtlere el birliği ile bir adres yaratalım diyoruz. Bu teklifi kendilerine sunuyoruz her seferinde.
Şunu da söylüyoruz; bir realite var, şu anda bu konuda hazırlığı olan tek parti PAK-PAR’dır. HAK-PAR 22 teşkilatını kurmuş, 130 teşkilatı hazır, 22 vilayetini kurmuş. 20 tane daha vilayet kurup ona bağlı ilçeleri örgütleyebilir ise seçime girme hakkını elde edebilecek. Buyurun gelin el ele verelim hangi ili, hangi ilçeyi kuruyorsanız gidin kurun, HAK-PAR’la birlikte seçime katılalım, sonra oturup ortak bir proje yapalım diyoruz. Ama şu ana kadar bu konuda bir ortaklaşma olmadı, arkadaşlardan bir adım gelmedi. Mutlaka bildikleri daha iyi bir şey vardır. Seçimlerde nasıl bir tavır takınacaklarını bilemiyoruz. Ama ben vesile ile tekrar sesleniyorum. Sadece o arkadaşlarda da değil, Türkiye’deki bütün Kürt seçmenlere sesleniyor ve diyorum ki, gelin oylarınızı size statü tanıyan bir partiye verin ve gelin böyle bir partiyi oluşturalım. Bu bizim her zaman bıkmadan usanmadan yaptığımız çağrıdır.
Rûdaw: Türkiye’de Kürtler seçimlerin kaderini değiştirebilecek bir potansiyele sahip. Sizce bu durumda Kürt siyasetinin avantaj ve dezavantajları nelerdir?
Latif Epözdemir: Kürt siyasetinin elindeki en büyük avantaj Türkiye’de Kürtlerin artık bir aktör rolü oynamadığı, oyun kurup oyun bozduğu bir faktör olmalarıdır. Kürt seçmenin oy sayısının 12 milyondan fazla bir sayıya ulaşmış olması meselesidir. İkinci avantaj ise Kürtlerin artık eski Kürtler olmadığı, uyandığı ve ulusal bilince varmış olduğu hakikatidir. En büyük dezavantaj ise ne yazık ki bu avantajlar varken bunu sonuca çevirebilecek, ellerinde seçime girme hakkı olan bir yasal milli kurumlarının olmamasıdır.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın