Ankara (Rûdaw) – Ankara merkezli Optimar Araştırma’nın yaptığı son ankette, Türkiye’de 7 Haziran’da yapılacak seçimlerde AK Parti’ye yüzde 49.1, HDP’ye ise yüzde 7.8 oy tahmini çıktı.
AK Parti 2011 seçimlerinde yüzde 49.95 oranında oy almıştı. Araştırma sonuçlarına göre AK Parti’nin oylarında çok küçük bir düşüş yaşanıyor ve 49.1’e geriliyor.
CHP, 2011 seçimlerinde yüzde 25.94’te kalmıştı. CHP için yüzde 30, psikolojik bir baraj olarak görünüyor. CHP’nin 2015 seçimleri için yüzde 35 oy hedeflediği dile getiriliyor. Ancak araştırmaya göre CHP 2011’e göre çok küçük bir oy artışıyla yüzde 26.2’ye yükseliyor.
Anket sonucuna göre, barajı geçen diğer bir parti ise MHP. 2011’de 12.9 oy alan MHP’nin oyu yüzde 0.1 düşerek 12.8’e geriliyor.
Ne kadar oy alacağı en fazla merak edilen parti ise HDP. Kürt siyaseti bir önceki seçimlere bağımsız adaylarla girmiş ve 34 milletvekili çıkarmıştı. Optimar’ın sonuçlarına göre HDP yüzde 7.8’de kalıyor ve barajı aşamadığı için milletvekili de çıkaramıyor.
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 9.78 oy almıştı.
ANKETİN ANALİZİ
Optimar Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Daşdemir’e göre HDP cumhurbaşkanlığı seçiminde toplumun kendisine verdiği krediyi iyi değerlendiremedi. “HDP’siz bir Meclis’i düşünmek bile istemiyorum” dedi.
Hilmi Daşdemir, Rûdaw’ın sorularını yanıtladı.
Türkiye 7 Haziran’da kritik bir seçime giriyor. Seçimde alınan sonuçlara göre Anayasa’nın değişmesi ve başkanlık sisteminin gelmesi bekleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da “400 milletvekili” istedi. AK Parti 400 milletvekili çıkarabilir mi? Çıkarsa bile başkanlık sistemini getirebilir mi?
AK Parti’nin 400 vekil çıkarmasıyla birlikte sistemin de değişmesi bekleniyor. Önceki cumhurbaşkanının “Parlamenter sistemden yanayım” diye açıklaması oldu. AK Parti içinden bazı siyasetçilerin de parlamenter sistemden yana olduklarını ancak bunu çok ifade edemediklerini biliyoruz, duyuyoruz. Net bir durum ortaya çıktığı zaman ne şekilde hareket edeceklerini bekleyip görmek lazım. Demokratikleşme ve Kürt meselesinin çözülmesi için başkanlık sisteminin getirilmesi gerekir.
Kamuoyu başkanlık sistemine nasıl bakıyor? Araştırmalarda nasıl sonuçlar çıkıyor?
Nasıl bir başkanlık sistemi olacağı noktasında bir mutabakat yok. “Türk modeli” başkanlık sistemi deniliyor, bununla ilgili tartışmalar devam ediyor. Tüm toplum katmanlarının katılacağı geniş bir tabana yayılmış bir çalışma oluşturulup, nasıl bir başkanlık sistemi olacağına dair tartışma yürütmek ve karar vermek lazım.
Başkanlık sistemiyle ilgili daha önce yaptığımız araştırmalarda yüzde 37 oranında bir destek çıkıyordu. Sonraki araştırmalarda ise bu oran yüzde 47’lere çıktı. Ancak nasıl bir başkanlık sistemi konusunda insanların kafasında bir şey yok. Önce başkanlık sistemini anlatmak gerekiyor ardından vatandaşlara bu soruyu sormak gerekiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim öncesinde bu konuda yaptığı açıklamaları nasıl karşılıyorsunuz?
Cumhurbaşkanlığının halk tarafından seçilmesi aslında yarı başkanlık sisteminin fiili olarak yaşamımıza girmiş olması anlamına geliyor. Bunun için Cumhurbaşkanı “Ben seçilmiş cumhurbaşkanıyım” diyerek düşüncelerini açıklıyor. Daha önceki cumhurbaşkanlarına göre daha açık görüşlerini ifade ediyor. Seçilmiş olmanın verdiği güç ve referansla hareket ediyor.
HDP BARAJI AŞACAK MI?
Seçimin en merak edilen sonuçlarından biri de HDP’nin barajı aşıp aşmayacağına. Sizin araştırmalarınıza göre HDP barajı aşacak mı?
Yaptığımız araştırmanın sonuçlarına göre HDP’nin yüzde 7.8 oranında bir oy alıyor ve barajı aşamıyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminde HDP’ye bir kredi verilmişti. Barışçı ve kucaklayıcı bir söylem karşılık bulmuştu. Buna devam edebilmiş olsalardı yani 6-7 Ekim olayları olmamış olsaydı, muhtemelen HDP baraja daha yakın olacaktı.
Çözüm süreciyle birlikte HDP’ye gözle görülür bir ilgi var. Bu ilginin seçimlere kadar devam etmesi durumunda aşamaz mı?
Toplum kavga istemiyor, barış istiyor. Çözüm sürecini de insanlar bunun için destekliyor. İnsanlar “daha fazla kan akmasın, bir şekilde bu işi çözelim” anlayışı içindeler. Birçok eleştiri getirilse de süreç destekleniyor. Yine de Nazlı Ilıcak gibi isimler HDP’ye oy vereceğini açıklasa bile barajı aşacağına inanmıyorum.
HDP’siz bir Parlamento nasıl olur? Seçimin meşruiyeti tartışmalı hale gelmez mi?
HDP’nin Parlamento dışında kalmasını düşünmek bile istemiyorum. Seçimin meşruiyetinin tartışılacağını da düşünmüyorum. En azından oyunun kuralı bu. HDP bu tartışmayı başlatırsa oyunun sonucuna itiraz eden bir çocuk durumuna düşmüş olur. Baraj gerekli mi gereksiz mi o ayrı bir konu ama bu barajın olduğu bir sistemde seçimlere girip ardından seçimin meşruiyetini tartışmak ayrı bir konu.
Ayrıca Kürtler’in tek temsilcisi HDP değil. AK Parti içinde de CHP içinde de kimlikleri saklamayan Kürt milletvekilleri var. AK Parti HDP’ye göre Kürtler’den daha fazla oy aldı ve daha fazla milletvekili çıkardı.
Yine de Kürt sorununu çözümü konusunda HDP önemli bir aktör. HDP parlamentoda olmazsa çözüm süreci aksamaz mı?
HDP’siz bir parlamento düşünmek istemememin en temel sebebi bu. HDP’nin baraj dışı kaldığı durumda sokaklar ciddi anlamda terörize edilecektir. Çok hoş sonuçlar doğurmayacaktır.
Seçimler öncesinde üniversitelerde çatışmalar çıktı. Bu çatışmaların HDP’yi baraj altında bırakmak için yapıldığı belirtiliyor. Siz bunları nasıl görüyorsunuz?
HDP içerisinde de, PKK içerisinde de çözümü isteyenler olduğu gibi istemeyenler de var. Bir şekilde çatışmadan beslenenler var. İnsanlar beslendikleri yapının kolay kolay yok olmasını istemiyorlar. Geçmişte 90’lı yıllarda kirli olayların devam etmesinden beslenen polis ve silahlı kuvvetler içindeki çeteler olduğu gibi PKK içinde de çıkar sağlayan gruplar var.
CHP’DE SORGULAMA BAŞLAR
Anketlerinizde CHP’nin oy oranı yüzde kaç oranında görünüyor. Seçimlerin ardından CHP yönetiminde bir değişiklik olur mu?
CHP’nin oyu yüzde 26.2 olarak görünüyor. Kılıçdaroğlu, siyaseti öğrenmeye çalıştı. Milletvekili olarak siyasete girdi şu anda genel başkan. Şu anda ciddi bir kriz içinde.
Kılıçdaroğlu, Baykal’a operasyon yapıp kendisini getiren ekip tarafından belli ölçüde kontrol ediliyor. Ya da siyaseten medet umduğu, telkinleriyle iktidar olabileceğini düşündüğü çevrelerin açmazı içerisinde. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun aday gösterilmesi gibi birçok taktiksel hatanın yapılmasında bunların etkili olduğunu düşünüyorum.
Seçimlerin ardından Kılıçdaroğlu ciddi anlamdan sorgulanır. Seçilmesinin ardından fazla bir zaman geçmemesine karşın muhalifi Muharrem İnce ciddi bir oy aldı. Bu Kılıçdaroğlu’nun ciddi anlamda sorgulandığının en bariz göstergesi. Büyük umutlarla getirdiği ulusalcı kanadın temsilcileri de birer birer istifa etme noktasına geldiler. Bu da ciddi bir kırılma. Partiye sahip olma adına onların gitmesi yeterli olur mu bilmiyorum ama CHP’nin kendisini baştan aşağı sorgulaması gerekiyor.
Sosyal demokrat mı olacak, liberal sol mu olacak bu noktada ciddi bir kimlik problemi yaşıyor. CHP toplumun yüzde 70’i tarafından negatif bir algıya sahip bu negatif algıyı değiştirmek de çok mümkün değil. Yani CHP’nin adını değiştirmesi lazım ki AK Parti tabanından oy alabilsin.
Seçimlerin ardından Bahçeli’nin konumunda bir değişiklik olur mu?
Bahçeli seçimlerin hemen öncesinde kongre yapıyor. Dolayısıyla seçim sonrasında herhangi bir yenilgiye kongreyi önceden toplayarak partiye hakim olmak istiyor. Partiye hakim olduğu için bir genel başkan adayı da çıkamıyor. MHP’nin baraj sorunu yok.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın