Hilal Petrol Şirketi: Kürdistan Bölgesi’nde karbon salınımını yüzde 90’dan fazla azalttık
Birleşik Arap Emirlikleri merkezli Hilal Petrol Şirketi CEO’su Abdullah el-Kazi, Kürdistan Bölgesi’nde karbon salınımını yüzde 90’dan fazla azalttıklarını açıkladı.
Rûdaw’da Muhammed Şeyh Fatih’in sorularını yanıtlayan Birleşik Arap Emirlikleri merkezli Hilal Petrol Şirketi CEO’su Abdullah el-Kazı, Irak ve Kürdistan Bölgesi’nde devam eden enerji ve petrol çalışmalarına ilişkin soruları yanıtladı.
Abdullah el-Kazi, Irak’ın Diyala ve Basra bölgelerindeki petrol sahalarıyla ilgili 20+5 yıllık anlaşmalar yaptıklarını, Kürdistan Bölgesi’ndeki anlaşmalarının ise 2049 yılına kadar devam ettiğini belirtti.
Irak’taki yeni petrol ve gaz projeleri
Abdullah el-Kazi, 2023 yılı sonunda Irak hükümetiyle bir dizi doğal gaz sahası anlaşması imzaladıklarını ve Diyala’daki Kışm al-Ahmar ve Incana sahalarında çalışmalara başladıklarını söyledi. Ayrıca Basra’daki bir başka petrol sahasında da çalışmaların devam ettiğini ifade etti.
Kürdistan Bölgesi’ndeki projeler
Kürdistan Bölgesi'ndeki KM-250 (Kor Mor 250) hakkında konuşan Abdullah El- Kazi, “KM-250 projesi, geçtiğimiz dönemde bazı zorluklarla karşılaştı ve bu durum projenin tamamlanmasını erteledi. Aslında, geçen yıl üretime başlamayı planlamıştık, ancak bazı engeller nedeniyle bu mümkün olmadı. Şu anda bu sorunları aştık ve ilk genişletme aşamasını tamamlamaya odaklanıyoruz. Hedefimiz, bu yılın sonuna veya önümüzdeki yılın başına kadar projeyi tamamlayarak üretime geçmek. Bu sayede, Süleymaniye, Erbil, Duhok, Salahaddin ve diğer bölgelerde elektrik üretimi için ek doğal gaz sağlayacağız” dedi.
Kormor 250 projesini geciktiren en büyük zorluklardan biri COVID-19 salgını olduğunu söyleyen Abdullah el- Kazi,” 2020 yılında sözleşmeyi imzalamış ve çalışmalara başlamaya hazırlanıyorduk. Ancak pandemi nedeniyle süreç ertelendi” açıklamasında bulundu.
Rûdaw: 2024 yılında Irak hükümeti ile doğal gaz sahaları için birçok anlaşma imzaladınız. Bu sahalarda çalışmalara başladınız mı?
Abdullah el-Kazi: Evet, şirketimiz bu sözleşmeleri ilk olarak 2018 yılında ön anlaşma olarak imzalamıştı. Ancak Irak’ta hükümet değişikliği nedeniyle imzalar 2023 sonunda atıldı. Şu anda Diyala’daki Kışm al-Ahmar ve Incana sahalarında ile Basra’daki bir sahada çalışmalarımıza başladık. Çalışmaların hızlandırılması için yoğun çaba sarf ediyoruz. Sahada bazı zorluklar var ancak tecrübemiz ve Irak’taki petrol şirketleriyle olan iyi ilişkilerimiz sayesinde birçok engeli aştık. Önümüzdeki dönemde olumlu sonuçlar almayı umuyoruz.
Rûdaw: Sahadaki çalışmalar ne zaman tamamlanacak?
Abdullah el-Kazi: Hem Diyala hem de Basra’daki sahalarda çalışmalara başladık. Ancak petrol ve doğal gaz sektörü, ciddi hazırlık gerektiren bir süreçtir.
Rûdaw: Özellikle doğal gaz projelerinde süreç daha karmaşık, değil mi?
Abdullah el-Kazi: Kesinlikle. Doğal gaz sahalarının geliştirilmesi uzun vadeli çalışmalar gerektirir. Örneğin, Diyala’daki Kışm al-Ahmar sahasında sismik araştırmalara başladık. Bu, herhangi bir geliştirme sürecinin ilk aşamasıdır. Bu sahalar daha önce keşfedilmiş olsa da tam anlamıyla geliştirilmemiştir. Öncelikle sahadaki gaz ve petrol rezervlerinin türünü, miktarını ve ticari potansiyelini değerlendirmemiz gerekiyor. Ardından, en uygun üretim yöntemlerini belirleyerek çalışmalara devam edeceğiz. Bu süreç birkaç aşamadan oluşur ve tamamlanması zaman alır. Ancak bazı süreçleri hızlandırabiliriz. Örneğin, beş yıl sürecek bir aşamayı üç yıla indirebiliriz veya bir yıl sürecek aşamayı altı aya çekebiliriz.
Rûdaw: Irak’taki gaz sahalarındaki projelerinizi tamamlama konusunda belirli bir zaman sınırı var mı? Belirlenmiş bir süre var mı?
Abdullah el-Kazi: Her sözleşmenin belirli bir süresi vardır. Örneğin, Diyala ve Basra'daki Petrol Bakanlığı ile yaptığımız sözleşmeler 20 yıl sürelidir ve tarafların anlaşmasıyla 5 yıl daha uzatılabilir. Kürdistan’daki sözleşmelerimiz ise 2049 yılına kadar devam edecek. Önümüzde 25 yıl daha var, ancak bu süre içinde doğal kaynakların en uygun şekilde kullanılması ve bu son derece umut verici sahaların en iyi şekilde geliştirilmesi için çalışıyoruz.
Rûdaw: Irak hükümetiyle yaptığınız sözleşmeler hangi modelde? Hizmet anlaşması mı, yoksa kâr paylaşımı modeli mi?
Abdullah el-Kazi: Kâr paylaşımı modeli üzerinden çalışıyoruz. Irak hükümeti, ilk dört lisans turunda hizmet sözleşmeleri modeli uyguladı. Ancak beşinci lisans turundan itibaren ve özellikle Mansuriye sahası gibi bazı özel projelerde kâr paylaşımı esasına dayalı sözleşmeler imzalanmaya başlandı. Bu model, hem hizmet sözleşmelerinin hem de üretim paylaşımı modellerinin özelliklerini birleştiriyor ve Irak’ın ekonomik yapısına daha uygun hale getirildi.
Rûdaw: Kâr paylaşımı modeli, özellikle gaz sektöründe, hizmet sözleşmelerine kıyasla daha avantajlı mı?
Abdullah el-Kazi: Hem hükümet hem de yatırımcı için daha avantajlıdı
Rûdaw: Yani her iki taraf da kazançlı çıkıyor?
Abdullah el-Kadı: Kesinlikle. Hizmet sözleşmelerinin de avantajları ve dezavantajları vardır. Ancak kâr paylaşımı modeli, yatırımcıyı teşvik eden daha fazla avantaja sahiptir. Bu model, yatırımcıyı üretimi hızlandırmaya, maliyetleri düşürmeye ve verimi artırmaya motive eder. Sonuç olarak, ekonomik getiri yükselir ve süreç her iki tarafın da çıkarlarına uygun hale gelir.
Rûdaw: Peki, Kürdistan Hükümeti ile yaptığınız sözleşmelerle bu model arasında fark var mı?
Abdullah el-Kazi: Her sözleşme kendine özgüdür. Dünyada tamamen aynı iki sözleşme yoktur. Örneğin, Kaşım el-Ahmer sahasını geliştirmek için yaptığımız sözleşme, Hıdır el-Maa sahasındaki sözleşmeyle birebir aynı değildir, hatta aynı dönemde imzalanmış olsalar bile.
Rûdaw: Genel olarak kâr paylaşımı modelini tercih ediyorsunuz diyebilir miyiz?
Abdullah el-Kazi: Evet, doğru.
Rûdaw: Eğer geçmişe dönebilseydiniz, Kürdistan Bölgesi Hükümeti ile mevcut sözleşmeleri yine aynı şekilde mi imzalardınız, yoksa farklı bir model mi tercih ederdiniz?
Abdullah el-Kazi: Kürdistan Bölgesi’ndeki kardeşlerimiz adına konuşamam, ancak onların bizim kardeşlerimiz ve ortaklarımız olduğunu biliyorsunuz. Yıllardır onlarla çalışmaktan gurur duyuyoruz. Her hükümetin kendi öncelikleri ve bakış açısı vardır.
Biz yatırımcılar olarak, tamamlayıcı ve gerçek bir ortaklık ilişkisine odaklanıyoruz. Sözleşmenin adı ne olursa olsun, önemli olan nasıl uygulandığıdır. Dünyada bazı sözleşmeler de tam denge sağlanmaya bilir; bazı ülkelerde hükümet çok fazla kontrol sahibiyken, bazı yerlerde yatırımcı aşırı yetkilere sahip olabilir. Ancak Irak’taki mevcut sözleşmelerin dengeli olduğunu ve tüm tarafların ortak hedeflerine hizmet ettiğini düşünüyorum.
Rûdaw: Kürdistan’daki projelerinizden bahsedelim. KM-250 projesinin mevcut üretim seviyesi nedir ve ne zaman tamamlanacak?
Abdullah el-Kadı: KM-250 veya Kormor 250 projesi, son dönemde bazı aksaklıklarla karşılaştı ve tamamlanması ertelendi. Aslında geçen yıl üretime başlamayı planlıyorduk. Ancak yaşanan sorunlar nedeniyle gecikme oldu. Şimdi bu engelleri aştık ve projenin ilk genişleme aşamasını tamamlamak için çalışıyoruz. Amacımız, bu yılın sonuna veya önümüzdeki yılın başına kadar projeyi tamamlayarak, Süleymaniye, Erbil, Duhok, Selahaddin ve diğer bölgelerde elektrik üretimi için ek gaz tedarik edebilmek.
Rûdaw: Peki, Kor Mor 250 projesinin önündeki en büyük engeller nelerdi?
Abdullah el-Kazi: İlk olarak COVID-19 pandemisi büyük bir gecikmeye neden oldu. 2020 yılında sözleşmeyi imzaladık ve projeye başlamak üzereydik, ancak pandemi nedeniyle planlarımız ertelendi.
Rûdaw: Proje için belirlenen bir zaman sınırı var mıydı?
Abdullah el-Kazi: Evet, projenin tamamlanması için yaklaşık iki buçuk yıllık bir süre öngörülmüştü. Ancak ne yazık ki COVID-19 pandemisi nedeniyle gecikmeler yaşadık. Daha sonra projeye yönelik bazı saldırılar oldu ve bu da çalışmaları aksattı. Ancak tüm zorluklara rağmen devam ettik, çünkü bu proje sadece ticari değil, aynı zamanda Irak için stratejik bir öneme sahip. Üretilen gaz, elektrik üretiminde kullanılıyor ve bu da doğrudan Irak halkının yaşamına etki ediyor. Bu bilinçle, başka şirketlerin üstesinden gelemeyeceği zorlukları aştık ve bu konuda gururluyuz.
Rûdaw: Peki, projenin tamamlanması için kesin bir tarih var mı?
Abdullah el-Kazi: Büyük ihtimalle bu yılın sonuna kadar tamamlanacak. Eğer bir gecikme olursa, en geç önümüzdeki yılın başlarında bitirmeyi hedefliyoruz.
Rûdaw: Şu anda üretim seviyesi nedir?
Abdullah el-Kazi: Şu anda günlük yaklaşık 530 milyon standart fit küp (MMSCF) gaz üretiyoruz. Bu miktar, Kürdistan Bölgesi’ndeki elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 75’ini karşılıyor. Üretimi 800 milyon fit küpe çıkarmayı hedefliyoruz. Bu seviyeye ulaştığımızda, bölgenin elektrik üretimi için ihtiyaç duyduğu gazı tamamen karşılayabiliriz ve ilerleyen süreçte Irak’ın diğer bölgelerine de gaz sağlanabilir.
Rûdaw: Kor Mor sahasında bazı sorunlar yaşandığı ve bir sorumlu firmanın işten çıkarıldığı söyleniyor. Şu anda mühendislik ve operasyon çalışmalarını kim yürütüyor?
Abdullah el-Kazi: Şu anda bu işleri doğrudan biz yürütüyoruz.
Rûdaw: Yani, şirketiniz mi devraldı?
Abdullah el-Kazi: Evet, sorumlu firma yaşanan olaylar nedeniyle projeden çekilmek zorunda kaldı. Bu bizim için büyük bir zorluktu. Normalde biz bir üretim şirketiyiz, proje yürütme konusunda uzmanlaşmış bir firma değiliz. Ancak bu projenin kritik önemi nedeniyle yönetimi üstlendik ve tamamlamak için çalışıyoruz. Petrol ve gaz sektöründe böyle durumlar nadir görülse de tamamen alışılmadık değildir.
Rûdaw: Ödemelerinize ilişkin herhangi bir gecikme yaşadınız mı?
Abdullah el-Kazi: Son iki yıldır Kürdistan Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin Doğal Kaynaklar Bakanlığı ile düzenli ödeme yapılması konusunda mutabakata vardık. Genel olarak süreç memnuniyet verici şekilde ilerledi. Elbette bazı istisnai durumlar yaşandı, ancak ödemelerin düzenli devam etmesi yatırımcıların güvenini sağlamlaştırdığı için bu aksaklıkların da zamanla aşılacağını umuyoruz.
Rûdaw: Petrol boru hattının kapatılması projelerinizi ne ölçüde ve nasıl etkiledi? Doğrudan veya dolaylı bir etkisi oldu mu?
Abdullah el-Kazi: Doğrudan bir etkisi olmadı, çünkü bizim gaz üretimimiz doğrudan Süleymaniye ve Erbil’deki elektrik santrallerine gidiyor. Petrol ve LPG gibi yan ürünler ise tankerlerle Irak’ın çeşitli bölgelerine taşınıyor. Ancak dolaylı etkileri oldu. Petrol ihracatının durması, Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin mali kaynaklarını azalttı ve bu da bazı dönemlerde şirketlerin ödemelerinde aksaklıklara neden oldu. Yine de bu durumu aşmayı başardık.
Rûdaw: Daha önce gaz sıvıları, Kürdistan petrolüyle karıştırılarak kullanılıyordu. Şu anda nasıl değerlendiriyorsunuz?
Abdullah el-Kazi: Gaz kondensatlarını yerel müteahhitlere satıyoruz ve bu ürünler Kürdistan Bölgesi ve Irak’ın çeşitli bölgelerinde kullanılıyor. Günlük yaklaşık 15 bin varil gaz kondensatı üretiyoruz ve bunlar doğrudan sahada satılıyor.
Rûdaw: Irak hükümeti gaz satın almak istediğini açıkladı. Bununla ilgili herhangi bir anlaşma yapıldı mı?
Abdullah el-Kazi: Şu ana kadar Irak hükümetiyle herhangi bir resmi anlaşma yapmadık. Sadece görüşmeler ve iyi niyet çerçevesinde bazı istişareler var. Ancak Kürdistan Bölgesi Hükümeti ile yaptığımız sözleşmelere bağlıyız. Bu yüzden Irak hükümeti veya özel şirketlerle herhangi bir anlaşma yapmadan önce, mevcut sözleşmeler çerçevesinde hareket etmeliyiz. Şu an için, Irak Elektrik Bakanlığı ile fazla gazın kullanımı konusunda görüşmeler yapıyoruz.
Rûdaw: Kürdistan Bölgesi’ndeki elektrik santrallerine yeterli gaz tedarik edemezken Irak’a nasıl gaz sağlayacaksınız?
Abdullah el-Kazi: Bu teknik bir konu. Tüm gazın elektrik üretimi için kullanılması her zaman mümkün değil. Fazla gaz sanayi veya başka alanlarda değerlendirilebilir. Ancak teknik altyapının geliştirilmesi gerekiyor ki bu gaz verimli şekilde kullanılabilsin.
Rûdaw: Kürdistan Bölgesi'nde gaz yatırımlarınız nedeniyle karbon emisyonlarının arttığı söyleniyor. Bunun azaltılması mümkün mü?
Abdullah el-Kazi: Bu soruyu sormanız beni sevindirdi. Çünkü şirketimiz, karbon nötr olmayı başaran tek şirket konumunda. Gaz üretimimiz sayesinde Kürdistan Bölgesi’ndeki karbon emisyonlarını yüzde 90 oranında azalttık. Geriye kalan düşük emisyon miktarı için de karbon kredisi satın alarak yüzde 100 karbon nötr hale geldik. Petrol üretiminde faaliyetimiz yok, ancak gelecekte böyle bir çalışma olursa, çevresel etkileri en aza indirmek için en yüksek standartları uygulayacağız.