Harvard Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Amr Tahir Ahmed, Kurmancca, Soranca, Zazaca, Goranca ve Lurice’nin lehçe olmadığını söyledi.
Dr. Amr Tahir Ahmed, "Edebi metinlerimizden de anlaşılacağı üzere, Kürt şairleri birbirlerinin eserlerinden habersiz. Goranca ve Soranca klasik edebiyatında, Fars edebiyatından Hafiz, Sadi ve Nizami'nin etkilerini görürsünüz ama onlarla Kurmanclar’ın büyük şairleri olan Melayê Cizîrî ve Ehmedê Xanî arasında bir etki ve ilgi yok" dedi.
En eski Kürtçe metinlerin Kurmancca metinler olduğunu tespit ettiklerini belirten Dr. Amr Tahir Ahmed, Rûdaw'ınsorularını yanıtladı...
Kürtler ilk hangi lehçeyle yazmıştır?
Şu ana kadar Goranca Kürtçesi ile ilgili el yazması bulunmuştur. Bunların çoğu Yarsan Kürtleri'ne ait ilahilerdir. Maalesef bunlar kayıt altına alınmamıştır ve Kürt edebiyat tarihçilerinin işi zorlaşmıştır. Fakat uzman kişilere göre, Goranca el yazmaları 18. YY'dan daha eskiye gitmiyor.
Benim gördüğüm kadarıyla ve akademik belgelere göre en eski metinlerin Kurmancca'ya ait olduğudur. En eski edebi eserler, Kuzey Kürdistan'ın Şemdinli Bölgesi'nde 16. YY'da (1530-1600) yaşayan Ali Hariri'nin, daha sonra Feqiyê Teyran, Melayê Cizîrî ve Ehmedê Xanî 'nin eserleri olarak bilinir.
Kürt Edebiyatı’nın Fars Edebiyatı’ndan daha eski olduğu söyleniyor, bu doğru mu?
Bu sorunun cevabı, önceki sorunun cevabının kapsamına giriyor. Elde bulunan belgeler ışığında söylemek gerekirse, Farsça edebiyat çok daha eskidir.
Eğer biz Islam'dan sonraki devreyi baz alırsak, Farsça ilk şiirlerin 9’uncu ve 10’uncu yüzyıllarda yazıldığı görülür. İslam öncesi Fars Edebiyatı da Kürt Edebiyatı’ndan 500 yıl daha eskidir.
Klasik Farsça edebiyat neden zengin olarak biliniyor?
Farsça edebiyatın zenginliği bana göre, bazı tarihi faktörlerden (siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel) dolayıdır. Farsça, İslam'dan önce de imparatorluk sahibiydi. Bunlardan biri de Sasani İmparatorluğu'ydu. Genel olarak eğer egemenlik varsa, kültür de gelişir ve ses getirir.
Lorice'nin Kürtçe'nin bir lehçesi olduğu iddiaları doğru mu? Bu konudaki görüşünüz nedir?
Bu soru daha çok dilbilimin kapsamına girer. Benim işim daha çok edebiyattır. Fakat ben kişisel görüşümü aktarabilirim.
Anadil olarak şu ana kadar bize miras olarak gelmiş, Kürtçe'nin aslı olarak gösterebileceģimiz ve üzerinde karar verebileceğimiz birşey yok.
Örneğin; Avrupa'da Latince en eski anadil olarak, Romence sayılır. Bunun üzerine Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Portekizce ve Rumca Latince'den ayrılan diller olarak bilinir. Eğer bizde de öyle bir durum olsaydı, bunu ölçüt alarak, hangi lehçe Kürtçe mi, değil mi karar verirdik.
Ben Kurmancca, Soranca, Zazaca, Lurice ve Goranca'nın dil olduğuna inanıyorum ama ben bunlar için Kürtçe diyorum. Ben annemden Kurmancca'yı öğrendim. Okulda Farsça, çevremden de Azeri Türkçesi'ni öğrendim.
Soranca konuşanlara rastlardım ama onları hiç anlamazdım. Kürtlük bilincim oluştuktan sonra Soranca'yı öğrenmeye karar verdim. Üniversitede Soranca'ya başladım ve halen çok zorluk çekiyordum.
Diğer bir deyişle, Soranca'yı konuşmak için farklı bir dil olarak gramerini öğrenip, okumam lazımdı. Zazaca ve Goranca için de bu geçerli. Eğer biri Zazaca gramer ve kelimeleri öğrenmezse, bir Zaza gibi hiçbir zaman konuşamaz ve anlayamaz.
Son yıllarda Kürtler’in birbirine yaklaşması, farklı medya alanlarının ortaya çıkmasıyla, bu dillerin birbiriyle olan ilişkileri açısından daha iyi bir merhale sözkonusu.
Hatta bunlar dünya akademik çevrelerce de farklı diller olarak muamele görür. Paris Üniversitesi’nde mesela Kürtçe'nin iki ayrı bölümü var: Soranca ve Kurmancca Kürtçesi. Şu an hocalık yaptığım Harvard Üniversitesi’nde, Kürtçe bilen Amerikalı Wheeler Thackston adlı bir Farsça öğretmenine göre de, Kürtçe Soranca ve Kurmancca'ya ayrılır. Aynı zamanda Kurmancca ve Soranca iki kitabı da var.
Eğer Kurmancca ve Soranca aynı dilse, niçin ikisi için farklı gramerler gerekiyor? Bundan başka Avrupa'da akademik çevrelerce nam yapmış ve dil üzerine çalışma yapan uzmanlar, Goranca, Zazaca ve Lurice'yi Kürtçe saymazlar. Ya da Goranca Kürtçesi, Zazaca Kürtçesi demezler.
Onlar için Kürtçe sadece Sorancca ve Kurmancca'dır. Çünkü bu dillerin tarihteki gelişimi de Kürtçe'den çok farklı olduğuna inanıyorlar.
Eğer öyleyse karşımıza tarihi bir soru çıkıyor: Xanayê Qubadî ve onun gibi Goranca yazan diğer şairler, "Kürtçe yazıyoruz" diyorlardı, acaba bunlar yanılıyor muydu?
Bende, ne Xanayê Qubadî ne de bu diller üzerinde uzman olan kişiler yanlış bir teşhiste bulunuyor. Bu dilleri konuşanlar kendilerine “Kürt” diyor. Bu dillerinin bir olduğundan dolayı değil, belki de aynı coğrafyada aynı kaderi yaşadıkları içindir.
Böyle bir durum olduğu gibi, bir zamanlar dillerinin de aynı kökenden geldiği de mümkün. Tabii buna karar vermek ve gerçeği aydınlatmak için elimizde yeterli argüman yok.
Kürtlük bana göre, sadece dil değildir ve buna bağlanamaz. Kürtlük, her şeyden önce his ve sözdür. Kürtlük, ortak tarih, ortak kader ve ortak gelecektir.
Örneğin; Kuzey Kürdistan'da yüzyıldır süren Kürtçe yasağa rağmen, oradakiler kendilerini Kürt olarak tanıtıyor ve bunun için ölüyorsa, kimse onlara sizi Kürt değilsiniz diyemez.
Bazıları da var ki, anadilleri Kürtçe ve Kürtçe konuşmaktadır ama halklarına karşı ne bir hisleri ne de sözleri vardır.
Baba Tahir Uryan’ın dörtlüklerinden onun Kürt olduğu anlaşılır mı?
Eğer Lurlar kendilerini Kürt sayarsa, edebiyatları da Kürtçe edebiyatının bir bölümü olur. Ya da soru böyle sorulursa: Eğer Lurlar kendini Kürt sayıyorsa? O zaman Lur edebiyat ve şiir için sorulan sorunun cevabı daha da kolaylaşır.
Fakat Baba Tahir Uryan’ın siirleri konusunda bir çıkmaz daha var. Eğer biz Uryan’ın şiirlerini şimdi bassak ve kıyas etsek, onların dili daha çok Farsça'ya kayar.
Fakat soru buysa: Peki bu dil, Baba Tahir Uryan’ın dörtlüklerinin orijinal dili mi? Dörtlükler ilk başta bu dille mi yazılmıştı?
Paris Üniversitesi’nde birkaç yıl önce Yarsan Kürtleri'nin edebiyatı üzerine çalışma yapan bir tandığım, Baba Tahir Uryan’ın Goranca yazılmış dörtlüklerine rastlamış ve bunun bir fotokopisini aldığını söylemişti. Yarsan Kürtleri'nin edebiyatı Goranca Kürtçesi'dir ve daha çok dini şarkılardan ileri gelir.
Bu kişiden orijinalliğini anlamak için fotokopisini görmek istedim ve bana gösterdi. Diğerlerinden pek farklı bir metin olmadığını anladım.
Baba Tahir Uryan’ın orijinal dörtlükleri bugüne ulaşmış mıdır?
Bazıları Uryan’ın dörtlüklerinin şimdi gördüğümüz dörtlüklerinden farklı olduğunu, daha sonra yavaş yavaş Farsçalaştığını söylüyor. Fars tarihi üzerine kitap yazan İranlı yazar ve araştırmacı Zebîhullah Sefa, Baba Tahir Uryan’ın kendi orijinal dillerinde yazdığı dörtlüklerini İstanbul'da bir müzede gördüğünü belirtiyor.
Bana göre bu metinler hakkında berrak birşey yok. En doğrusu Lurca dilini uzman derecesinde bilen birinin bu elyazması hakkında araştırma yapması ve el yazması konusunda uzman olan kişilere bunu doğrulatması ve basıp dağıtması gerekir.
PORTRE / Dr. Amr Taher AHMED
Dr. Amr Tahir Ahmed, aslen Güney Kürdistan'ın Duhok ilinin Amediye ilçesine bağlı Şeyh Piramis köyündendir. 1978'de İran'ın Tebriz kentinde doğdu.
Duhok Üniversitesi’nde 2000 yılında Kürt Dili ve Edebiyatı'dan mezun oldu. 2004'te Sorbone Nouvelle-Paris 3 Üniversitesi’nde Iran kürsüsünde master yaptı. 2009 yılında aynı üniversitede doktora verdi.
Yazar, Amerika'nın Harvard Üniversitesi’nde edebiyat derslerine giriyor.
Farsça ve Kürtçe konularında birçok akademik çalışması yayımlandı.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın