RÖPORTAJ - Kürt Devleti yolunda Brexit - İskoç etkisi!

01-07-2016
HÊMİN XOŞNAW
Etiketler Brexit İskoçya Sezin Öney Kürt Devleti Referandum FARC
A+ A-

Türkiyeli gazeteci - yazar Sezin Öney, bağımsız Kürt Devleti’nin artık sadece zamana kalmış bir gerçeklik olduğunu belirtti.

 

Öney, “Zamana kalmış derken de çok uzun bir sürecin söz konusu olduğunu düşüncesinde değilim. İskoçya ile AB şimdiden Britanya’dan bağımsız diyaloğa girdi. Bu durum, Irak Kürdistan Bölgesi’nin de uluslararası alanda siyasi iradesini güçlendirecektir” dedi.

 

Öney, Brexit’i değerlendirirken (İngiltere’nin AB referandumu) ulus-devletlerin modasının geçmesinden çok, ulus-devlet anlayışının değişebileceğini vurguladı ve ekledi:

 

“Klasik ulus-devletlerin dediğim dedik tavırlarının, ulus-devletler içinde de çoğunlukçu anlayışların halkların iradesini ne kadar temsil ettiği...”

 

Gazeteci - yazar Öney, Rûdaw’ın sorularını yanıtladı...

 

İngiltere’de AB’den ayrılma referandumu yapıldı, şimdi de İskoçya'da referandum konuşuluyor. Bu girişimler Türkiye'de Kürt siyasi hareketini etkiler mi?

 

Avrupa Birliği’nin ilgisi daha fazla biçimde kendi içine dönük olacak. Türkiye’nin sorunlarına odaklanacak fazla enerjisi olmayacaktır. Bir süredir, zaten AB’nin farklı öncelikleri özellikle de, mülteci krizi, Avrupa’nın Türkiye’deki meselelerle normal şartlar altında ilgilenebileceği gibi ilgilenmesini engelliyordu. Bu açılardan Kürt siyasi hareketi, insan hakları ihlalleri gibi konularda, Avrupa’nın daha fazla ilgisini çekebilecekken, bu dönemde bu desteği alamıyor. Bu durum, bir süre de devam edecektir.

 

Ancak, Brexit süreci bir yandan da, Avrupa’nın kendi öncelikleri, ilkelerini gözden geçirdiği bir zaman olacaktır. Bu süreçte, insan hakları ilkelerinin önemini AB tarafından yeniden keşfedilebilir. Kısa vadede olmasa bile, uzun vadede hak ve özgürlüklerin önemi AB için yeniden önem kazandıkça, Türkiye’de Kürtler’in hakları da yeniden Brüksel tarafından önemli gündem maddelerinden birine dönüşecektir. Ancak, Türkiye’deki Kürtlerin o kadar sabrı olabilecek mi, açıkçası çok emin değilim. Zor süreçler bekliyor Türkiye’yi.

 

Ayrılıkçı hareketler bu gelişmelerden dolaylı stratejik değişikliklere gidiyorlar mı? Sözkonusu siyasi hareketler Brexit sürecinden sonra uluslararası çapta meşruiyet kazanacaklar mı?

 

İskoçya’nın Britanya’dan ayrılması artık engellenemez bir süreç haline gelecek gibi gözüküyor. Dünya genelinde ayrılıkçı siyasi hareketler de, İskoçya’nın Britanya’dan ayrılma çabalarının yeniden güçlenmesinden etkilenecektir elbette. Bu tür hareketler ve talepler daha çok gündemde olacak, daha çok meşruiyet kazanacaktır. İlginç şekilde, Avrupa Birliği, Bask ve Katalan meselelerinde de, AB içi diğer ayrılıkçı hareketlerin ulus-devlet çatısında yaşamaya razı gelmelerine neden oluyordu. Şimdi, AB’nin bu gücünü kullanır hale gelmesi AB’nin, Brexit krizini atlatması açısından akıllıca olacaktır.

 

Ama, AB’deki eğilim Britanya’nın “kararının sonuçlarını çekmesi gerektiği” yolunda. AB,  İskoçya’nın ayrılık talebi örneğini de, Britanya’nın kendi Brexit hatası nedeniyle gerçekleşmiş varsayıp, İskoçya’ya köstek olmayacağını düşünüyorum. Avrupa genelindeyse, AB’nin bir arada kalmayı destekleyici gücüne olan inanç ve ihtiyaç artacaktır.

 

“Beraber yaşamak zorunda değiliz” tezi bundan sonra güç kazanacak mı?

 

Ne yazık ki, Türkiye içindeki duruma bakarsak özellikle böyle. Ama daha demokratik düzenlerde de, çoğunluk ve azınlıklar arasında nasıl bir politik güç dengesi oluşacak sorusu önümüzdeki dönemin en büyük meselelerinden olacak.

 

21’inci yüzyıl başında yeni devletlerin ve ulus devletlerin kurulması dönemi bitmiştir deniliyordu. Ama İngiltere referandumu sanki bu tespitin doğru olmadığını ortaya çıkardı. Ne dersiniz?

 

Ben, Brexit kararı sonrası, Britanya içinde yaşanacak politik krizle beraber yerel yönetimler ve bölgesel siyaset önem kazanacaktır. Avrupa Birliği, zaten yerel idarelerin ve bölgeler odaklı politikanın güçlenmesi konusunda çaba gösteriyordu. Şimdi, Britanya’nın çıkışı ertesi AB’nin kendi içini güçlendirmek çabası nedeniyle de, bölgesel siyaset-yerel idareler ön plana çıkacaktır. Zaten, İskoçya’nın “Biz, AB’de kalmak istiyoruz. Bizim irademiz dışında AB’den çıkılıyor” ifadesi, bölgesel siyasetlerin seslerinin daha çok çıkacağının bir göstergesi.

 

Ulus-devletlerin modasının geçmesinden çok, ulus-devlet anlayışımız değişebilir. Klasik ulus-devletlerin dediğim dedik tavırlarının, ulus-devletler içinde de çoğunlukçu anlayışların halkların iradesini ne kadar temsil ettiği...

 

Türkiye'de Kürt sorunun çözümü gündeme gelince, Kürt siyasal hareketi Güney Afrika modelini örnek gösteriyordu. Ama Türkiye devleti IRA modeline baktı. Sizce neden?

 

Ne yazık ki, ben Türkiye’nin çözüm için çok ciddi modeller üzerinde çalıştığını sanmıyorum. TBMM üyelerinin Türkiye’nin dışından sivil toplum örgütlerinin desteğiyle Kuzey İrlanda ve Güney Afrika’ya ziyaretleri söz konusu oldu ama devlet çapında çok ciddi projelendirmeler ve hazırlıklar olduğunu düşünmüyorum. Zaten bu ciddiyetsizlik ve plansız programsızlık sonucu bugünlere geldik.

 

Kuzey İrlanda modelinin daha çok gündemde olmuş olması da, Ankara’nın önceliğinin silahsızlanma olmasından kaynaklanmıştır. Güney Afrika’daki Apartheid rejimi, siyah-beyaz ayrımına Türkiye’de zaten “hepimiz kardeşiz” iddiasıyla karşı çıkıyor ama gerçekte ayrımcılık tabii söz konusu.

 

Türkiye Kürt sorunun çözümü konusunda kendine özgü bir model yaratacak kabiliyete sahip mi? Değilse neden?

 

Herşey siyasi iradeye ve kararlılığa bağlı. Siyasi irade ve kararlılık varsa, bir yol da bulunur. Dendiği gibi, irade varsa bir yol da vardır.

 

Peki bu gelişmeler, insanların doğrudan demokratik karar alma sürecine katılma ihtiyacını ortaya koyar mı?

 

Demokrasi, her zaman daha fazla demokrasiyi çeker. Türkiye’de kitlelerin, hem de her kesimden kitlelerin karar alma süreçlerine çok daha fazla katılma ihtiyacı var. Bu ihtiyaç da kendini, toplum genelinde yaşanan huzursuzluklarla ortaya koyuyor. Kamuoyu araştırmalarına baktığımızda, toplum genelinde geleceğe yönelik kaygıların arttığını görüyoruz.

 

Türkiye Avrupa’daki gelişmeleri bahane ederek içine kapanır mı?

 

Evet, Türkiye’de yönetimin böyle bir eğilimi var; dış dünyada gerçekleşenleri (ve hatta gerçekleştiği sadece iddia edilenleri-mesela ‘Avrupa batıyor’ gibi) bahane edip, Türkiye’nin iç sorunlarının gündeme gelmesini engellemek. 

 

Kolombiya’da barışa ulaşıldı. Türkiye kendi iç barışı için bundan ders çıkarabilir mi?

 

Evet; elbette… Ders çıkarmak gibi bir niyet olursa çıkarılır, ama böyle bir niyet olduğundan çok emin değilim.

 

Latin Amerika Türkiye’den uzak ama benzer bir çatışma süreci yaşandı orada. Türkiye ile karşılaştırdığınız zaman benzerlik ve ayrılık noktaları nedir?

 

Türkiye’nin sorunu, Ortadoğu çerçevesinde yer almasına, yani bölgesel sorunlara rağmen, aslında Kolombiya’dan daha kolay şartlara sahip bir meseleye sahip. Kolombiya, kendi meselesinin de katkısıyla dünyanın en önde gelen kokain ticareti merkezlerinden birine dönüşmüş durumda. Ülkenin bazı kısımları, devletin adım dahi atamadığı silahlı örgüt FARC veya çeşitli taraflarda yer alan paramiliter güçlerin kontrolü altına girmişti.

 

Ayrıca Kolombiya’da çatışma 220 bin can aldı; yaklaşık 6-7 milyon insanın yerinden olmasına neden oldu. Dünyanın en uzun süren iç savaşı olarak bilinen, yarım aşırı aşkın bir sorundan bahsediyoruz. Bu açılardan mesele çok farklı boyutlara dönüşmüş ve çözümü çok daha zor idi. Ama demek isteyince oluyor.

 

Kolombiya’daki barış Türkiye için bir umut olur mu?

 

Bu kadar uzun sürmüş, bu kadar çok can yakmış bir sorun bile çözülüyorsa, Türkiye’den de umut kesilmez tabii. Ama hep vurguluyorum; önemli olan tarafların çözüm iradesi olması.

 

PKK ve Türkiye'ye gibi FARC ve Kolombiya Hükümeti’nin görüşmeleri de Oslo'da başladı. Bunda bilinmeyen bir sır var mı?

 

Üçüncü tarafların çözüm için destek olması çok önemli. Norveç zaten “yumuşak gücünü” yani barış süreçlerine destek olma yetisini kullanan bir ülke. O nedenle, iki sürecin de Oslo’da başlaması çok şaşılacak bir şey değil. Kolombiya barış sürecine, bölge ülkeleri ve özellikle de Küba da çok destek oldu. Görüşmelerin en can alıcı kısımlarından bazıları, Küba’da gerçekleşti.

 

Kolombiya’nın komşu ülkeleri iki tarafın görüşmelerine destek verdi. Ama Türkiye'de bu, en azından kısa bir süreçte olmaz. Bu bir dezavantaj mı?

 

Elbette dezavantaj çünkü, çevre ülkeler değil destek olmak, köstek de olabilirler. Çevre ülkeler başta olmak üzere bölgesel destek, barış süreçlerini sigortalayan bir faktör de oluyor. Yani, sürecin asıl çatışan tarafları bir konuda anlaşamaz veya bir kriz yaşanırsa, bu ülkeler devreye girerek arabuluculuk yapıyorlar.

 

Kolombiya’da barış anlaşması imzalanırken bir gerilla komutanı beyaz gömlekle masanın bir tarafına oturmuş, diğer tarafta ise devlet başkanı vardı. Türkiye’de böyle bir tabloyu hayal edebilir misiniz?

 

Hiç belli olmaz; günün birinde tam böyle olmasa da, buna benzer süreçleri Türkiye de yaşamak zorunda kalacak. Sonsuza kadar süren savaş yok. Kolombiya’da da, savaş politikalarıyla sonuç alınacağı sanıldı ancak, taraflar yanıldıklarını anladılar. Savaş bıkkınlığı yaşanması gerekiyor ne yazık ki.

 

Bu tablonun olması için en büyük etken nedir? Acaba psikolojik nedenler mi?

 

Çatışma çözümü ve analizine yönelik çalışmalarda, bir “çatışma doygunluğundan” bahsedilir. Aslında konu, çatışma “doygunluk” değil, bıkkınlığı, yorgunluğu. Savaşan kesimler, ordu-devlet tarafı olsun silahlı örgüt tarafı olsun, bir nokta geliyor artık çatışmak istemiyor. Ancak, ayrılık kalıcı hale de gelebilir; İsrail-Filistin meselesinde o bıkkınlık bir türlü gelmiyor çünkü etkilenen taraf Filistin tarafı.

 

İngiltere meselesi, bölgemizde bağımsızlık refendandumuna hazırlık yapılırken Kürdistan Bölgesi’ni nasıl etkiler?

 

Bağımsız Kürt devletinin artık sadece zamana kalmış bir gerçeklik olduğunu düşünüyorum. Ve zamana kalmış derken de çok uzun bir sürecin söz konusu olduğunu düşüncesinde değilim. İskoçya ile AB şimdiden Britanya’dan bağımsız diyaloğa girdi. Bu durum, Irak Kürdistan Bölgesi’nin de uluslararası alanda siyasi iradesini güçlendirecektir. 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli