HKN Başkan Yardımcısı: Türkiye kaybediyor, Irak’ın kendisi de kaybediyor

HKN Energy Başkan Yardımcısı Matthew Zeiss, Kürdistan petrolü ihracatının durdurulmasının tüm taraflara zarar vereceğini belirterek “Petrol ihracatı krizini çözmeye çalışıyoruz” dedi.

Rûdaw TV Washington Temsilcisi Diyar Kurde’ye konuşan Matthew Zeiss, petrol ihracatı konusunu Amerikalı yetkililerle konuştuklarını ifade ederek “Pertol üretimini sürdürüyoruz fakat ürettiğimiz petrolü depolayacak yerimiz yok” şeklinde konuştu.

“Türkiye kaybediyor, bu konuda Irak’ın kendisi de kaybediyor” diyen HKN Energy Başkan Yardımcısı Matthew Zeiss’in Rûdaw TV Washington Temsilcisi Diyar Kurde’ye yaptığı açıklamalar şu şekilde:

Rûdaw: Bize eşlik ettiğiniz için çok teşekkürler. Başta şunu sormak istiyorum: Amerika’da kimlerle görüştünüz, hangi konuları görüştünüz ve görüşmelerin odak noktası neydi?

Matthew Zeiss: Sadece Kürdistan Bölgesi Hükûmeti, Irak ve Türkiye'nin değil, bizim gibi sözleşmesi olan uluslararası şirketlerin de yararına olacak bir çözüm umuyoruz.

Rûdaw: Kongre üyeleri size bu sorun hakkında ne söyledi? Dışişleri Bakanlığı ve Beyaz Saray'a herhangi bir bildirimde bulunuyorlar mı? Kürdistan Bölgesi Hükûmeti, Irak ve Türkiye arasındaki bu sorunun çözülmesi için ABD'li yetkililerden nasıl bir müdahale görmek istiyorsunuz?

Matthew Zeiss: ABD’nin çözüm noktasında büyük bir rol üstlenmek istediğini düşünüyorum, bu da bölge ve Irak’ın siyasi durumundaki karmaşadan ileri geliyor. ABD’nin endüstri için iki şey yapma noktasında çözüm için sert bir tutum takınmaya mecbur kalacağını düşünüyorum: Birincisi, sözleşmenin itibarını korumak; ikincisi de ödeme güvencesi. Kürdistan Bölgesi’nde 15 sene çalışmak için ruhsatımız var, bundan ötürü her çözüm bu iki şeyi koruyabilir.

Rûdaw: Kürdistan petrolünün küresel piyasalara ihracatının sürdürülmesi için Kürdistan Bölgesi, Irak ve Türkiye arasından bir toplantı yapılmasını öngörüyor musunuz?

Matthew Zeiss: Evet, petrol ihracatının durması küresel piyasaları etkilediği ve bu konunun kaybedeni çok olduğu sürece baskıların sürekli artacağını kastediyorum. Türkiye kaybediyor, bu konuda Irak’ın kendisi de kaybediyor, gözle görülür bir gelirden oluyor. Özellikle de onaylanan 2023 bütçesinden sonra. Uluslararası toplum da kaybediyor çünkü Kürdistan Bölgesi’nden Avrupa’ya, Rusya petrolünü tazmin edecek miktarda petrol gidiyordu. Bu, Ukrayna savaşı sırasında Avrupa'ya petrol ihracatını doğrudan kolaylaştırdığı için herkesi etkiliyor ve çözüm bulunana kadar da baskı artacak.

Rûdaw: Kürdistan Bölgesi rafinerilerindeki çalışmayı tamamen mi bıraktınız? Bu rafinerilerdeki çalışmalarınızı sürdürmek için ne kadar zamana gereksiminiz olacak?

Matthew Zeiss: Çalışmalarımızı durdurmadık fakat depolama üzerine çalışıyoruz ve petrolü başka birkaç yerde satabiliyoruz. Bence bu da üzerine düşünülmesi gereken başka bir sonuç. Bu petrol, boru hattına gitmiyorsa nereye gidiyor. Küresel piyasalarda gördüğümüz şey şu: Petrol için bir yol bulunuyor fakat haberlerde gördüğüm üzre birçok şirket çalışmalarını durdurdu ve bizim de zamanımız depolama ve alternatif satışlara bağlı fakat petrolü boru hattı yoluyla satamazsak çalışmayı tamamen durdurmak için sadece birkaç günümüz var.

Rûdaw: Kürdistan Bölgesi’ndeki çalışmalarınızı bırakırsanız zararınızın boyutu ne olur?

Matthew Zeiss: Zarar ortada ve bunun sonuçları olur. Ticari şirketlerin gözle görülür bir borcu var ve biz de gelir olmaksızın üretim yapmayı sürdüremeyiz. Zararı herkes için büyük olur, şirketler ve ilgili hükûmetler için de.

Rûdaw: Kürdistan Bölgesi’nin size olan borcu ne kadar?

Matthew Zeiss: Kesin meblağı bilmiyorum fakat sadece biz değiliz, diğer şirketler de aynı. Sorun, Erbil ile Bağdat arasında Anayasa çerçevesinde bir bütçe anlaşmasının olmamasıyla alakalı. Hepimiz, ortaya çıkan siyasi bir çıkmazla karşı karşıyayız. Bence Irak'ta çalışan yabancı güçlerin olduğunun söylenmesi ve ilerleme kaydedilmesi için bu yabancı güçlerin de bu sorunun bir çözüm olasılığı konusunda bilgilendirilmesi gerekiyor.

Rûdaw: Kürdistan Bölgesi’nde çalışan şirketler için en iyi çözüm ne?

Matthew Zeiss: Dediğim gibi, en iyi çözüm iki şeyin korunması: Anlaşmanın itibarı ve ödeme güvencesi. Üretim ve yatırımlarımızın tazmin edileceği konusunda bize güvence verilmesi gerekiyor.

Rûdaw: Paris'teki Uluslararası Ticaret Odası’nın kararının detaylarını gördünüz mü?

Matthew Zeiss: Hayır, kararın kendisini görmedik. Sadece kararı görmüş olan bazı yetkililerle konuştuk.

Rûdaw: Elinizde bu kararla ilgili hangi ayrıntılar var?

Matthew Zeiss: İlk haberlerin pek ayrıntılı olmadığı ve her iki tarafın da zafer ilan etmek istediği diğer tahkim davalarına çok benzer olduğunu düşünüyorum. Kararın bir iki noktada açıkça Irak lehine olduğunu düşünüyorum ki Irak Hükûmeti, Kürdistan Bölgesi petrolünün ihracatına izin vermeli ve petrol satışında Kürdistan Bölgesi ile Irak arasındaki fiyat farkı tazmin edilmeli. Diğer her şey Irak lehine değildi. Bu nedenle ileriye dönük herhangi bir anlaşmanın, kararı ve bulgularını yansıtması gerektiğini ve dediğim gibi Kürdistan Bölgesi ve Irak’ta faaliyet gösteren tüm şirketler için sözleşmenin itibarının korunması gerektiğini düşünüyorum.

Rûdaw: Son sorum, Kürdistan Bölgesi ve Irak’ın masaya oturması ve iki hükûmet arasında bir anlaşma sağlanması için Amerika ne yapıyor?

Matthew Zeiss: Ne yaptıklarını bilmiyorum fakat birlikte aktif çalıştıklarını biliyorum. Anlaşmanın itibarının korunması, ödemenin kesin olarak yapılması ve Kürdistan Bölgesi ile küresel piyasaların istikrarlı olması için bir şeyler yapmaları gerektiğini bildikleri kanısındayım.

Rûdaw: Çok teşekkürler Matthew Zeiss.

Matthew Zeiss: Teşekkürler.