Ford: Rojava Özerk Yönetimi, sırtını ABD’ye yaslarsa büyük yanlış yapar
ABD'nin son Şam Büyükelçisi Robert Ford, Rûdaw’dan Nwenar Fatih’in sorularını yanıtladığı röportajda Rojava Özerk Yönetimi ile ilgili yaptığı açıklamada “Özerk yönetim ve oradaki çeşitli liderler, geri çekilmeden sonra ABD korumasına güvenerek çok ciddi bir hata yapıyorlar... ABD hükümeti Özgür Suriye Ordusu'na yardım edemedi, ABD hükümeti Cerablus'taki Suriye geçici hükümetine yardım edemedi, ABD hükümeti Astana'daki Suriye müzakere ekibine yardım edemedi. Müzakerelerde Suriye hükümetine taviz vermeleri gerekiyor. Şunu da eklemek isterim ki, özerk yönetim artık Suriye hükümetiyle birlikte çalışıyor ve hatta Halep'in bir kısmı ve Minbic'in bir kısmı gibi özerk yönetimin kontrolü altındaki bazı bölgelerde Suriye ordusu askerlerinin konuşlandırıldığı bilgisini de eklemek isterim. Şam ile Kamışlo arasında bir bağlantının olmadığı anlamına gelmiyor, aslında ilişkileri devam ediyor. Ancak Demokratik Suriye Güçleri ve Suriye ordusunun geleceğinin ne olacağı konusunda anlaşamıyorlar. Örneğin Haseke'deki eğitim sistemini kimin yöneteceği konusunda da anlaşamıyorlar ki bu da müzakere etmeleri gereken bir konu” dedi.
Rojava yetkililerinin ABD çekilmeden pozisyonlarını güçlendirmesi gerektiğini belirten Ford, “Benim önerim, Amerikalılar hâlâ Suriye'deyken konumlarının daha güçlü hale getirmeliler. Amerikalılar çekildiğinde, Amerikalıların ne zaman çekileceğini, bir ya da iki yıl içinde olup olmayacağını bilmiyorum. Ancak Amerikalılar geri çekildiğinde Kamışlo'nun Şam'la müzakere pozisyonu zayıflayacak, bu yüzden müzakerelere şimdi başlamak ve bazı teknik konularda anlaşmaya varmak daha isabetli olur. Bütçeyi kim yönetecek? Eğitim politikasından kim sorumlu olacak? Hastanelerin işleyişinden kim sorumlu olacak? Sağlık politikasından kim sorumlu olacak? Bunlar teknik konular, dolayısıyla özerk yönetimin Şam'da hükümetin zayıf olması nedeniyle gücünün büyük kısmını elinde tutabileceğini görmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.
ABD'nin son Şam Büyükelçisi Robert Ford’un Rûdaw’ın sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
Rûdaw: Şöyle bir soruyla başlamak istiyorum: Suriye meselesi şu anda ABD politikasının neresinde yer alıyor?
Robert Ford: Suriye, yaklaşık 10 yıldır ABD'nin önceliği değil. Biden yönetimiyle Suriye nispetten daha düşük bir öncelikte. Ukrayna çok daha büyük bir mesele. Tayvan ve Çin Halk Cumhuriyeti daha büyük önceliklerde. Hatta Gazze’deki çatışmalara ABD için daha öncelikli meseleler, Suriye listenin en altında diyebiliriz.
Rûdaw: Suriye'nin özellikle Biden yönetiminde öncelik olmaması ne anlam taşıyor? Bu, ABD'nin sahadaki katılımını nasıl etkiler?
Robert Ford: Evet, Suriye'yi daha az öncelikli hale getiren iki önemli sonuç var: Birincisi, Biden yönetimi daha fazla kaynak harcamak istemiyor, Suriye'ye daha fazla para harcamak istemiyor, daha fazla para göndermek istemiyor. Ülkeye daha fazla asker ve ordu göndermek istemiyor. İkinci sonuç, başkan, savunma bakanı, dışişleri bakanı ve CIA direktörü gibi üst düzey yetkililerin, Ukrayna veya Gazze gibi daha yüksek öncelikli konularla meşgul olmaları nedeniyle Suriye üzerinde çalışmaya daha az zaman ayırıyorlar. Genellikle öncellikli olmayan konulara orta seviye yetkililer bu konularla ilgileniyorlar. Söz konusu yetkililer de genellikle büyük girişimlerde bulunmazlar.
Rûdaw: Önceliğin daha az olması, şu anlama mı geliyor; ABD Suriye'nin geleceği ile ilgili daha az mı zaman harcayacak? Hatta siyasi olarak da örneğin önümüzdeki birkaç yıl içinde Suriye denklemine ne olacağı konusunda daha az endişe duyacağı anlamına mı geliyor?
Robert Ford: Kesinlikle haklısınız, Biden yönetimi hatta Trump idaresi bile Suriye ile ilgili bir planı yoktu. Suriye’deki politikaların yönünü nasıl etkileyeceği, iç savaşına nihai çözüme nasıl ulaşılacağı konusunda aslında herhangi bir stratejisi yoktu.
Rûdaw: Son günlerde ABD'nin Suriye'den çekileceğine yönelik bazı haberler çıktı. Bu gelişme yaşanacak mı?
Robert Ford: Bunun mümkün olacağını düşünüyorum ama yakın bir tarihte değil, belki bir veya iki yıl içinde. Birinci neden, Biden yönetiminin Suriye'den ayrılırken bu ayrılmayı bir mağlubiyet olarak görünmesini istemiyor; çünkü örneğin gelecek ay çekilirlerse, herkes onların ABD üslerine saldıran İran müttefiki milislerin baskısı nedeniyle çekildiğini düşünecek. Biden yönetimi Suriye'den çekilerek bu çekilmeyi bir mağlubiyet olarak algılanmasını istemiyor. İkinci faktör ise ABD ordusunun, ABD çekilmeden önce Demokratik Suriye Güçleri’ni daha fazla hazırlamak istemesinden kaynaklanıyor. Dolayısıyla Demokratik Suriye Güçleri’ni eğitmek ve hazırlamak için biraz daha zamana ihtiyaçları var.
Rûdaw: ABD birliklerinin Suriye'den çekilmesi durumunda, siz Suriye konusunda en iyi uzmanlardan birisiniz, bu konuda ne düşünüyorsunuz? Mesela DSG’den bahsettiniz, ne kadar güçlü olursa olsunlar sonuçta büyük denizdeki bir balık gibiler? Öyle değil mi?
Robert Ford: Demokratik Suriye Güçleri muhtemelen doğu Suriye'deki Suriye ordusundan daha güçlü. Demokratik Suriye Güçleri’ne karşı 10 yıldır süren iç savaşın ardından Suriye ordusu artık çok zayıf. Geleceğe dair soru ise henüz bilmediğimiz Şam hükümeti ile Kamişlo'daki özerk yönetim arasındaki ilişkinin nasıl olacağıdır. Rusların birkaç kez Şam ile Kamışlo arasında arabuluculuk yapmayı denediğini ancak başarılı olamadıklarını gördük. Amerikalılar çekilmeye hazırlanırken eninde sonunda geri çekileceklerini düşünüyorum ama Amerikalılar çekilmeye hazırlanırken Rusya'nın rolü daha önemli hale gelecektir.
Rûdaw: Rusya'nın arabuluculuk girişiminin başarısızlığının bir nedeni, Kuzeydoğu Suriye'deki Kürtlerin ve özerk yönetimin arabuluculuk konusunda pozitif olmamalarıydı çünkü onlar bunu özerk bir bölge olarak haklarını korumaktan ziyade merkezi Suriye'ye dönmeye yönelik bir teşvik olarak görüyorlardı. ABD çekilirse Kuzeydoğu Suriye'nin ve özerk yönetimin kaderinin belli olmayacağını mı düşünüyorsunuz?
Robert Ford: Şam ile Kamışlo arasında müzakerelerin konusunun mevcut yönetimin yetkileri olacağını düşünüyorum. Burada iki önemli husus var: Birincisi, Demokratik Suriye Güçleri'nin spesifik rolü ne olacak? Suriye ordusuna yüzde 100 entegre mi olacaklar, yoksa tabur veya onlara bağlı özel bir statüye mi sahip olacaklar, Şam'daki Suriye hükümetinin Demokratik Suriye Güçlerini tamamen entegre etmek isteyip istemediğini bilmiyoruz. İkinci büyük soru ise özerk yönetimin yetkilerine ne olacak? Kamışlo'nun aslında 2016'dan bu yana hatta 2015'ten önce özerk yönetim sağlık, eğitim, tarım, finans ve bu idari işlevlerden sorumluyken ileride bu işlevler ne olacak? Şam'la bu idari sorumlulukların gelecekte yönetilip yönetilmeyeceği konusunda müzakereler yapılması gerekiyor ki bence bunu başarabilirler. Örneğin özerk yönetimin Şam'dan bir çeşit onay alarak yerel düzeyde projeler uygulamaya devam edeceğini hayal etmek benim için çok kolay bir öngörü ve tasavvur olabilir. Şam artık bürokratları ve hükümet yetkililerini Haseke'ye, Suriye'nin doğusuna veya Fırat Nehri'nin doğusuna gönderme konusunda isteksiz. İç savaştan önce bile Suriye hükümeti, vilayeti yönetmek için yerel aktörlere, özellikle de Deyrizor çevresindeki aşiret güçlerine güveniyordu.
Rûdaw: Sayın Ford, sizce Kürtler, DSG ve özerk yönetimi ABD’nin geri çekilmelerinin ardından bazı hakları garanti altına almak veya en azından siyasi destek sağlamak için hükümetinize bel bağlayabilir mi? Yani en azından siyasi güvence. Sorum şu, eğer kendi başlarına bırakılırlarsa zayıf olacaklar. Tabii ki çift tırnak arasında ABD tarafından eğitilen ve ABD tarafından silahlandırılan güçler zaten suçlanıyorlar ve halkın gözünde hain olarak görülüyorlar. Bir yanda İran ve Rusya'ya çok yakın bir hükümet olan Suriye hükümeti diğer yanda kuzeyde kendilerine saldırmak için her fırsatı kollayan Türkiye var. Dolayısıyla çok zayıf bir konumda kalacaklar ve herkes onlara saldırmaya hazır olacak. ABD hükümetinin en azından bölgesel güçlere baskı yapmasına ve Suriye hükümetine bazı hakları garanti etmesi konusunda güvenebilirler mi?
Robert Ford: Bu soruyu sormanıza sevindim ve bunun çok ama çok önemli olduğunu düşünüyorum, dolayısıyla çok açık konuşmak istiyorum. Özerk yönetim ve oradaki çeşitli liderler, geri çekilmeden sonra ABD korumasına güvenerek çok ciddi bir hata yapıyorlar. . ABD hükümeti Özgür Suriye Ordusu'na yardım edemedi, ABD hükümeti Cerablus'taki Suriye geçici hükümetine yardım edemedi, ABD hükümeti Astana'daki Suriye müzakere ekibine yardım edemedi. Müzakerelerde Suriye hükümetine taviz vermeleri gerekiyor. Şunu da eklemek isterim ki, özerk yönetim artık Suriye hükümetiyle birlikte çalışıyor ve hatta Halep'in bir kısmı ve Minbic'in bir kısmı gibi özerk yönetimin kontrolü altındaki bazı bölgelerde Suriye ordusu askerlerinin konuşlandırıldığı bilgisini de eklemek isterim. Şam ile Kamışlo arasında bir bağlantının olmadığı anlamına gelmiyor, aslında ilişkileri devam ediyor. Ancak Demokratik Suriye Güçleri ve Suriye ordusunun geleceğinin ne olacağı konusunda anlaşamıyorlar. Örneğin Haseke'deki eğitim sistemini kimin yöneteceği konusunda da anlaşamıyorlar ki bu da müzakere etmeleri gereken bir konu.
Rûdaw: Peki Kürtlerin şimdiden müzakerelere başlamasının ve Suriye içindeki ilişkilerini yeniden yapılandırmasının şimdiden başlamalarının daha iyi olacağını mı düşünüyorsunuz?
Robert Ford: Benim önerim, Amerikalılar hâlâ Suriye'deyken konumlarının daha güçlü hale getirmeliler. Amerikalılar çekildiğinde, Amerikalıların ne zaman çekileceğini, bir ya da iki yıl içinde olup olmayacağını bilmiyorum. Ancak Amerikalılar geri çekildiğinde Kamışlo'nun Şam'la müzakere pozisyonu zayıflayacak, bu yüzden müzakerelere şimdi başlamak ve bazı teknik konularda anlaşmaya varmak daha isabetli olur. Bütçeyi kim yönetecek? Eğitim politikasından kim sorumlu olacak? Hastanelerin işleyişinden kim sorumlu olacak? Sağlık politikasından kim sorumlu olacak? Bunlar teknik konular, dolayısıyla özerk yönetimin Şam'da hükümetin zayıf olması nedeniyle gücünün büyük kısmını elinde tutabileceğini görmesi gerektiğini düşünüyorum.
Rûdaw: Kuzeyde de Türkiye var, özellikle ABD'nin çekilmesinden sonra boşluk oluşursa Türkiye yeni bir saldırı hazırlığına girebilir hatta karadan saldırabilir. Bu kez Suriye'nin kuzeydoğusundaki altyapıyı hedef alıyor. DSG komutanı Mazlum Abdi, ABD'yi Türkiye'nin son saldırılarına karşı sessiz kalması nedeniyle eleştirmişti. Siz bu eleştirileri haklı buluyor musunuz?
Robert Ford: Basitçe söylemek gerekirse, Amerikalılar hiçbir zaman özerk yönetimini Türkiye'ye karşı koruma sözü vermediler, bunun yerine ABD her zaman Türkiye ile özerk yönetim arasında bir tür anlaşma olmasını istedi. Şam ve Kamışlo'nun üzerinde anlaşabileceği bir nokta olduğunu düşünüyorum. Her iki taraf Türkiye'nin Türkiye sınırları dışına çekilmesini istiyor. Şam ve Kamışlo, Türklerin hava saldırılarını durdurmasını istiyor. Bu nedenle özerk yönetim, Suriye ordusunu ve Suriye'yi davet etti. Rusya, Suriye'nin kuzeydoğusundaki Türkiye sınırına asker konuşlandıracak ve hatta Rusya askeri aramalar yapacak. Ancak Kamışlo ile Türkiye arasındaki ilişkiler zor olacak ve bir tarafta Kamişlo, diğer tarafta Şam arasında bir anlaşma sağlanana kadar da zor olmaya devam edecek.
Rûdaw: ABD'nin Kuzeydoğu Suriye'ye müdahalesiyle ilgili bir soru daha sormak istiyorum. Batıdaki Kürt siyasi partileri arasındaki görüşmeleri hepimiz hatırlıyoruz. Bu görüşmeler çoğunlukla ABD tarafından izleniyordu. Ancak başarılı olmadı. Yaklaşık bir yıldır, ihtilaflar nedeniyle askıya alındı. Bu iç mesele artık ABD için önemli değil mi?
Robert Ford: Gerçekten güzel bir soru sordunuz, ABD'nin bir tarafta Irak Kürdistan Demokrat Partisi ile diğer tarafta Kürdistan Yurtseverler Birliği, Celal Talabani'nin Irak Kürdistanı'ndaki Süleymaniye'deki siyasi partileri arasında oynadığı rolü anımsıyorum. O dönemde ABD’li diplomatlar arabulucu rolü görüyorlardı. Aslında ABD'nin Suriye'deki çabaları başarılı olmadı, nedenini açıklayamam ama bunun kısmen Suriye Özerk Yönetimi'nin zaman zaman baskıcı davranması, PYD dışı partilerin genel merkezlerine saldırması, gazetecilere yönelik ihlallerin yaşanması ve bazen tutuklaması nedeniyle olduğunu söyleyebilirim. Dolayısıyla Kürt siyasi partileri arasında güven eksikliği var ve Amerikalılar kuzeydoğu Suriye'de adil siyasi rekabetin kurallarının ne olduğu konusunda bir uzlaşma sağlayamadı. Bütün tarafların üzerinde uzlaşıya vardığı adil bir siyasi rekabet yasası belirlenmediği takdirde Kürt siyasi partiler arasında Doğu Suriye'de faaliyet gösteren farklı Kürt siyasi partileri arasında herhangi bir anlaşmaya varabileceğimizi düşünmüyorum. Bunu esefle ifade etmek istiyorum.
Rûdaw: Nereden olursa olsun Kürtler arasında anlaşma her zaman sorun oluyor, siz Irak'ta da çalışma geçmişine sahipsiniz, size bu soruyu sormak istiyorum ve acemi bir gazeteci gibi görünmek istemiyorum. Ancak sizce Kürtler Suriye’de yalnız bırakılmadı mı? Artık yalnız olduklarını idrak etme zamanının geldiğini, sahip oldukları şeyin bu olduğunu bilip kendilerine söylemenin zamanı geldiğini düşünmüyor musunuz?
Robert Ford: Bu yolu izlemenin riskleri var ve Kürtlerin Irak ve Suriye'deki kaygılarına ortak olduğumu belirtmek isterim, ancak Suriye'de özerkliğin özellikle Türkiye, Şam, Rusya ve İran arasında kaydırılması riski de var. Düşülecek pek akıllıca bir durum değil, dolayısıyla özerk yönetim liderliğinin bir yol bulup Ruslar aracılığıyla Şam'daki hükümetle bir anlaşmaya varmasının çok daha iyi olacağını düşünüyorum. Benim Şam yönetimine karşı her hangi bir sempatim yok. Beşar Esad ve yönetimi hakkında yayınladığım beyannameler sanırım biliniyor ve Şam ile müzakere etmek kolay değil. Ancak aynı anda hem Türkiye hem de Şam'la savaşmaya çalışmak açıkçası bunun Kamışlo liderliği için intihar anlamına geleceğini düşünüyorum.
Rûdaw: Sizce ABD'nin 2011'den bu yana sürdürdüğü Suriye politikası ve rejimi değiştirmek için milyarlarca dolar harcaması süreci başarısız oldu mu?
Robert Ford: ABD'nin Suriye politikası devasa bir başarısızlıktı, çok büyük bir başarısızlık. Bunun kısmen sorumlusu benim ve sorumlu olan pek çok ABD'li yetkili de var. Şu anda Suriye’deki trajediye baktığımızda bundan Suriyeli birçok yetkili de sorumlu. Beşar Esad ve birçok üst düzey yetkili bu trajediden sorumlu. Bu sorumluluk herkes üzerinde paylaşılabilir. Ancak Amerikalılar Suriye iç savaşına siyasi bir çözüm bulamadılar, Amerikalılar Doğu Suriye'de IŞİD'i yenmeyi başardılar ama bu, Suriye'nin büyük sorunu ve siyasi geleceğinden çok daha küçük bir sorundu.