Feyyaz Duman’ı annesi uyardı: Kötü adam rolünü oynama
Mardinli oyuncu Feyyaz Duman,“Sadece Kürtçe filmlerde veya tiyatrolarda rol alacağım’ demek söz konusu bile olamaz. Neticede aktörsünüz” dedi.
Feyyaz Duman, “Rolümü mutlaka benimsemem ve sevmem gerekiyor. Bana, hayata bakışıma, değerlerime ters düşmediği sürece benim için sorun yok” ifadelerini kullandı.
6’ıncı Uluslararası Duhok Film Festivali’ne katılmak üzere Kürdistan Bölgesi’ne gelen Feyyaz Duman, Rûdaw’ın sorularını yanıtladı…
Öncelikle şunu sormak istiyorum, sinema hayatınız nasıl başladı?
Aslında oyunculuk kariyerime sinemadan önce tiyatro ile başladım. 1994’te İstanbul’da Mezopotamya Kültür Merkezi’nde tiyatroya başladım. O dönemde kültür ve sanata yönelik bir çok eğitim aldım. Ardından da profesyonal olarak tiyatroyu sürdürdüm.
O dönemde kaç tiyatro oyununda yer aldınız?
Tam olarak hatırlamıyorum ama 1994’ten 2000’ne kadar 10 oyunda yer aldım. 2000 yılından sonra da ilk sinema filmim olan Kazım Öz’ün yönettiği “Fotoğraf” filminde yer aldım. Rol aldığım ilk uzun metrajlı film idi.
Tiyatrodan sinemaya geçiş sizin için zor olmadı mı?
İlk etapta zordu çünkü tiyatro ve sinema farklı aslında. Kazım da Mezopotamya Kültür Merkezi’ndeydi o da tiyatro kökenliydi. Birlikte sinemaya başladığımızda da o yönetmen ben ise oyuncu olarak başladım. Bana gerçekten büyük yardımları da oldu. Sonuçta kamera karşısında olabildiğince doğal olunması gerekiyor. Bu nedenle tiyatro ile sinema arasında fark var.
Sinema hayatınızı nasıl sürdürdünüz?
“Büyük Adam Küçük Aşk” filminde rol aldıktan sonra 2006’da tiyatro dalında yüksek lisans için New York'a giderek, Brooklyn College'de yüksek lisans yaptım. Orada 5 buçuk yıl kaldıktan sonra Türkiye'ye döndüm.
Amerika’da sinema çevresinden bağlantılarınız olmadı mı?
Zordu! 5 yılda muhakkak İngilizce öğreniyorsunuz ancak sonunda yine bir aksan oluşuyor. Bu da sınırları daraltıyor. Çünkü sahip olduğunuz aksanla filmde bir Amerikalıyı oynamak oldukça zor.
Peki nasıl oldu da sinemadan sonra dizilerde de rol almaya başladınız?
Tiyatro, sinema veya dizi oyunculuğu arasında pek fark gözetmiyorum. Çünkü her halukârda aktörsünüz. Ya da “Sadece Kürtçe filmlerde veya tiyatrolarda rol alacağım” demek söz konusu bile olamaz. Bunun içinde hayatımda “dizilerde rol almam” gibi sözler de sarf etmedim.
Yönetmenliği ve senaryosunun Sahim Omar Kalifa’ya ait “Zagros” filminde rol aldınız. Sahim ile çalışmak nasıl?
Sahim ile arkadaşız. Filmin öncesinde tanışmıyorduk. “Annemin Şarkısı” filmi Saraybosna Film Festivali’nde ödüle lâyık görüldükten sonra Metos Film’in sahibi Mehmet Aktaş bana bu projeden söz etti. Proje için İstanbul’a gelindiğini ve bu ekibe yardım edebileceğimi söyledi. Bende dilerlerse tanıdığım Kürt aktörleri kendilerine yönelendirebileceğimi söyledim. Çünkü film Kürtçe idi. Ardından Sahim ile arkadaş olduk. Bende filmde severek rol aldım. Zagros karekteri oldukça güzel bir karekterdi, hayatı Kürtçe yaşıyordu. Severek oynadığım bir roldü.
Dizilerde size sunulan rolü sevmek zorunluluğunuz var mı? Yoksa “İşimdir sevsem de sevmesem de oynarım” mı diyorsunuz?
Rolümü mutlaka benimsemem ve sevmem gerekiyor elbette. Bana, hayata bakışıma, değerlerime ters düşmediği sürece benim için sorun yok.
Dizi mi, yoksa sinema filmlerinde mi rol almayı daha çok seviyorsunuz?
İkisi arasında da yapım aşamasından itibaren farklılıklar bulunuyor. Filmde 1-2 ay öncesinde detaylı hazırlıklar yapılıyor. Yani filmi izleyicisiyle buluşturana kadar bir yıl geçebiliyor. Dizilerde ise durum farklı. Haftada 5 gün çalışıyoruz ve 2 gün de tatil. Bu süre içinde de senaryo yazılıyor ve gereken tüm tekniki hazılıkları yapıyorsunuz. Bölümü yetiştirmek zorundasınız çünkü yayın saatine yetiştirmek zorundasınız. Bu oldukça zor bir süreç aslında. Ama sinemada aldığınız keyif çok farklıdır.
Aksiyon mu, yoksa romantik dizilerde mi rol almayı daha çok seviyorsunuz?
İçerik olarak bir birinden farklı, kötü adamı oynayan aktörler sevilmiyor.
Ancak unutulmuyor da?
Evet, unutulmayan roller ancak özellikle sosyal medyada Instagram ve Facebook’ta kötü tepkilere neden oluyor.
“İçerde” dizisinde mesela başrol oyuncuyu öldürdükten sonra herkes bana öfkelendi. Annem dahi “Kötü adam rollünü oynama kulağımıza kötü sözler geliyor”diyor. Tabii bu durum benim açımda hiç iyi değil.
PORTRE/ Feyyaz Duman:
1982 Mardin doğumlu olan Feyyaz Duman, İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuarı Halk Dansları Bölümü'nden mezunu. Yüksek Lisans için New York'a giden Feyyaz Duman Brooklyn College'de yüksek lisans yaptı. Feyyaz Duman 5 yıl kaldıktan sonra Türkiye'ye döndü.
Annemin Şarkısı adlı filmle 51. Uluslararası Altın Portakal Film Festivali'nde en iyi erkek oyuncu ödülünü alan Duman, aynı proje ile 2014 - Saraybosna Film Festivali - En İyi Erkek oyuncu ödülünü, 2014 - Altın Portakal Film Festivali - En İyi Erkek oyuncu ödülünü, 2015 - Belçika Uluslararası Film Festivali - En İyi Erkek oyuncu ödülünü 2015 - Duhok Film Festivali - En İyi Erkek Oyuncu ödülünü alarak bir ilke imza atmıştır.
Duman ayrıca, bu yıl düzenlenen Duhok Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü de aldı.
Kadın ve İçerde dizilerinin yanı sıra Zor Bir Karar, Zagros, Mardan,Annemin Şarkısı, Asla Beni Bırakma, Saat kaç? (Kısa Film), Tatlı Biber Diyarım, Fotoğraf filmlerinde rol aldı.