Brezilyalı kadın oyuncular Berlinale’yi ve Cidade Campo filmini anlattı
Breziyalı Juliana Rojas'ın yönettiği 2024 yapımı drama filmi “Cidade; Campo” (Şehir ve Kır) 19 Şubat’ta dünya prömiyerini yaptığı 74. Berlin Uluslararası Film Festivali'nde Karşılaşmalar'a seçildi.
Başrollerini Fernanda Vianna, Mirella Façanha ve Bruna Linzmeyer'in paylaştığı film, şehir ile kır arasındaki iki göç hikâyesini anlatıyor.
İlk hikayede, Joana, São Paulo'ya taşınır ve ülkesini sular altında bırakan bir felaketin ardından hayatına yeniden başlamaya çalışır. İkinci hikayede ise Flavia, görüşmediği babasının ölümünün ardından karısı Mara ile birlikte çiftçilik yapmak üzere kırsal bölgeye taşınır.
Brezilya, Almanya ve Fransa yapım şirketlerinin ortak yapımı olan filmin yönetmeni Juliana Rojas, oyuncular Fernanda Vianna, Mirella Façanha as Flavia, Bruna Linzmeyer Berlinale’de hazır bulundu.
Filmin ilginç kılan yapımında ve çekiminde yer alanların çoğunun kadınlardan oluşması. Rûdaw muhabiri Peyam Serbest, yönetmen ve oyuncularla festival ve film hakkında bir söyleşi yaptı.
Rûdaw: Öncellikle bize bu fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Juliana'yla başlamak istiyorum. Juliana, filmin hikâyesini bize biraz anlatır mısınız? Filmin ardındaki mesaj nedir?
Juliana: Film kasabadan şehre ve şehirden ise köye veya kasabaya göç edenlerin gerçek hikayesini anlatıyor. Çiftliğini selde kaybettikten sonra şehre taşınan Joanna adında bir karakterimiz var. Güney Amerika'nın en büyük şehri São Paulo'ya gidiyor. Orada yeniden hayatını kurmaya, yeni ilişkiler kurmaya ve yaşadığı kayıplarıyla uyum sağlamaya çalışıyor.
Filmde Flavia ve Mara adlarında iki karakterimiz daha var. Flavia babasını kaybettikten sonra kırsaldaki bir kasabaya yerleşiyorlar. Oradaki bir çiftlikte hayata yeniden tutunmaya çalışırlar. Kasabadaki yaşamın zorluklarıyla yüzleşmek zorunda kalıyorlar. Flavia'nın babasının ölümüne ve bunun doğaya ve atalarına dair anlayışlarını nasıl etkilediğine uyum sağlıyorlar.
Film daha çok göçün yanı sıra, zor zamanlarda yaşanan kayıplara uyum sağlama, sevgi ve azim gibi varoluşsal konulara odaklanıyor.
Rûdaw: Bu film aracılığıyla nasıl bir mesajı vermek istiyorsunuz?
Juliana: Kayıplarımızla, yaşam ve ölümlerle aynı zamanda atalarımızla nasıl başa çıkacağımızın mesajını vermek istiyoruz. Ayrıca nasıl yeni ilişkiler kuracağımızı ve başka bir yerde yeniden nasıl başlayacağımızla ilgili. Filmin ana temaları bunlar. Aynı zamanda karakterlerin zayıflıklarını ve bu dünyada farklı şekillerde ezilmelerini de gündeme alıyor. İlişki kurma ve sevgiyi gösterme içgüdüleri ön plana çıkarılıyor. İnsanların karşılaştıkları zor zamanlarda azim ve pes etmemeleriyle de ilgili.
Rûdaw: Sizi Berlinale'de rekabete sürükleyen motivasyon ve deneyim neydi? Filminizin yarıştığı Berlinale'ye gelme sürecinizi biraz anlatır mısınız?
Juliana: Filmimizi burada gösterime girmesinden dolayı oldukça heyecanlıyız. İlk kez gösterime girecek. Bu çok özel çünkü filmi yapmak çok zordu ve çok zorluk yaşadık. Filmin gösterime girmesi, bu karakterleri ve oyuncuları beyazperdede görmek için bu ekiple çalışmak bizim için çok önemliydi, çünkü sinemada bu tür karakterleri çok sık görmüyoruz. Dolayısıyla bu boşluğu doldurmak bizim için çok önemliydi. Festivalde ayrıca daha yıkıcı ve yenilikçi bir imaj yaratmaya çalışan filmlerin tanıtıldığı bir bölüm de bulunuyor. Bu bölüme kabul edilmek bizim için çok iyi oldu çünkü sinemanın anlatı ve sinema üzerine farklı düşünmesini seviyoruz. Sizler de bir şeyler eklemek ister misiniz bilmiyorum.
Rûdaw: Sayın Fernanda, bu sizin için nasıl bir deneyimdi? Bize biraz filmdeki rolünüzden bahseder misiniz?
Fernanda: Ben çiftliğini ve her şeyini kaybetmiş bir kadın olan Joanna'yı canlandırıyorum. Bölgedeki büyük bir şehir São Paulo'ya taşınıyor ve kız kardeşiyle birlikte yaşama tutunmaya çalışıyor. Film bir şeyleri kaybetmek ve yeniden başlamakla ilgili. Filmde benim canlandırıldığım karakter şefkat ve sevgi ile hayata yeninden başlıyor. Kız kardeşinin yanına girip onunla birlikte yaşamaya başlıyorlar. Buradan yeniden hayata başlıyorlar. Bana göre bu, kadınların hayata yeniden başlaması ve güçlenmesiyle ilgili bir hikaye. Minigerais'te yaşanan trajediyi anlatıyor.
Juliana: Bu, tüm şehri çökerten ve doğayı yok eden bir maden felaketi gibi.
Fernanda: Her şeyi mahvediyor.
Juliana: Bunun nedeni de bir şirketti.
Fernanda: Benim yaşadığım şehirde çok fazla maden ve kuyular var.
Rûdaw: Yani trajediyle dolu. Bu duyguları somutlaştırmak sizin için zor olmadı mı?
Fernanda: Evet, öyle. Daha önce her şeyini kaybetmiş trajik hikayeler duydum ve gördüm. Her şeylerini kaybetmişlerdi. Bu çok zordu ama bunu hatırlamanın çok önemli olduğunu düşünüyorum çünkü…
Juliana: Çünkü bunlar daha bitmedi.
Fernanda: Evet, daha bitmedi.
Juliana: İnsanlara henüz tazminat ödenmedi. Duruşmalar henüz sonuçlanmadı.
Fernanda: Güçlü bir kadını konu alıyor.
Rûdaw: Mirella, bana rolünden bahseder misiniz . Nasıl oldu? Bu filmde rol almaya nasıl karar verdiniz?
Mirella: Flavia çok derin bir yas ve acı içinde yaşıyor. Az konuşan, çok kederli çünkü
Juliana: Babasını tanımak istiyor, evet ölen babasını.
Mirella: Flavia babasını kaybettiği için derin bir üzüntü içinde yaşıyor. Ölümünden sonra Martha ile birlikte babasının çiftliğine gitmeye karar veriyor. Flavia içten içe bilinçaltında atalarına bağlı olduğunu hissediyor. Bunu da doğayı algılama ve anlama yoluyla yapmaya çalışıyor.
Rûdaw: Bruna, senin rolün nasıldı? Bu filmde karşılaştığınız zorlukları biraz anlatır mısınız?
Bruna: Flavia'nın arkadaşı Martha'yı canlandırdım. Martha, São Paulo'lu bir veteriner. Orada yaşamak, hayvanlarla ve bitkilerle yeni bir hayat kurmak için kasabaya büyük beklentilerle giderler ama işler istedikleri gibi gitmez. Ancak arkadaşı Martha için çok zor olan bu üzücü duyguyu yaşamaktadır. Çiftlikte tuhaf şeyler yaşandığı için başından beri her şey onun için zordur. Bunun üzerine Martha onunla yollarını ayırmaya karar verir. Aralarında temiz duygular var ancak ayrılık onları buluyor. Flavia, ölen babasına ulaşmak için yolculuğuna devam etme fırsatı buluyor.
Rûdaw: Senaryoyu okuduğunuzda ve rolü alabilirsiniz dendiğinde ne yaptınız? nasıl karar verdiniz? Sizin için ilginç olan neydi?
Bruna: Ben Juliana'nın hayranıyım. Juliana Brezilya'nın en büyük yönetmenlerinden biridir. Onun filmlerini çok beğeniyorum. Bu grup da çok güzel. İzleyicilerin fikirlerini ve görüşlerini getirip ekrana koyabilecekleri çok fazla alan var. Bu çok güzel ve özel bir durum. Filmde iki kız arkadaşımız da vardı ve bu beni çok mutlu etti çünkü ben bu alanda faaliyet yapan bir aktivistim. İki kadın arasındaki bu tür sevgi sahnelerini göremedik. Hakkında bir film yapılması gereken önemli bir konuydu. Aynı zamanda Brezilya'da harika bir yönetmen olan Sarah Silvater'le de arkadaşız. Bu yüzden bu ekibin bir parçası olmaktan dolayı oldukça memnumum.
Rûdaw: Peki, bu filmin çekimleri ne kadar zaman aldı?
Juliana: Uzun bir zamandı çünkü filmi hazırlamaya 2020'de başladık ve o zaman koronavirüs pandemisi ile karşılaştık. Bir süre ara vermek zorunda kaldık. Daha sonra 2021’e geri döndük ve ilk kısmını şehirde çekmeye başladık. Daha sonra yine koronavirüs nedeniyle çalışanlarımıza virüs bulaştığı için kısa bir ara verdik. 2022 yılında çekimlere geri döndük. Bu nedenlerle birlikte filmin yapımı dört yıl sürdü.
Rûdaw: Berlinale gibi bir festivale katılmanız filminizin başka ülkelerde de ses getirmesine olanak tanıması için ne kadar önemli?
Juliana: Berlinale'ye katılmak çok önemli çünkü Berlinale dünyanın en büyük festivallerinden biri. Yani buraya kabul edildiğinizde diğer ülkelerin ve festivallerin ilgisini çekecek, medyada da geniş yer bulma şansını yakalıyorsunuz. Muhakkak bu filmimiz için çok önemli ve her gösterime girecek. Film sembolik ve bunu göstermek bizim için çok önemli. Ülkemizi ve oyuncularımızı tanıtmak için de çok önemli. Bu nedenle burada olmak bizim için, sinemamız için çok önemli.
Rûdaw: Juliana, bu ekonomik bir soru. Bugünlerde filmlere fon sağlamanın zor olduğunu düşünüyor musunuz?
Juliana: Evet.
Rûdaw: Özür dilerim. Farklı bir şekilde sorayım. Şimdi yeni bir film yapmak ve yapımcılığını üstlenmek istediğinizde önünüze çıkan zorluklar neler?
Juliana: Evet, filmlerin finansmanı sağlamak her zaman bir sorundur. Hiçbir zamanda kolay olmadı. Benim için bu her zaman zor olmuştur çünkü çok fazla ortaya çıkmamış birçok ekip ve oyuncu ile çalışmayı seviyorum. Bu bana festivallerde bu tarz bir yolda yardımcı oluyor ve ödüller de manevi açıdan daha iyi olmanıza yardımcı oluyor. Özellikle sinemaya pek destek vermediğimiz ülkemizde bu çok zor, dolayısıyla Amerikan sinemasına yelken açtık. Ekranların ve sinemaların çoğunu işgal etmiş durumdalar. Bu yüzden kendi filmlerimizin izleyiciye ulaşma şansı pek fazla olmuyor. Bu tür festivallere katılmak ilgi çekmemize ve diğer filmlere maddi destek almamıza yardımcı oluyor.
Rûdaw: Berlinale'ye gelmeden önce filminizin kabul edilmesini bekliyor muydunuz?
Fernanda: Hayır.
Rûdaw: Gerçekten mi?
Fernanda: Hayır, hayır. Çok ama çok mutluyum ve gururluyum.
Rûdaw: Filminizin Berlinale'ye kabul edildiğini öğrendiğinizde nasıl tepki verdiniz?
Fernanda: Sanki dün yaşanmış gibi, yönetmen, yapımcı ve oyunculardan oluşan bu ekiple burada olmaktan çok mutluyum, gururluyum. Brezilya filmlerini buraya getirdiğimiz için çok mutluyum. Bu filmin her yerde gösterilebileceğini düşünüyorum. Juliana'nın yazdığı senaryo çok iyi ve oldukça etkili. Şakalar var, pek çok beklenmedik duygular içeriyor. Filmde ben bir köy kadınıyım ama çağdaş bir köy kadınıyım. Brezilya'da oluyor ama başka yerde de olabilir. Joanna ve ben taşınıyoruz. Bu göçmenlerin hayatlarını gösteriyor. Bir Filistinli ve dünyanın dört bir yanından gelen mülteciler kendilerini bu durumun içinde bulabilirler.
Rûdaw: Kadınların sinemadaki rolünü nasıl görüyorsunuz? Özellikle Berlinale'de olduğumuzdan beri çok fazla değişiklik görüyoruz. Bu yılki Berlinale'yi siyahi bir kadın olan Lupita Nyong'o yönetiyor. Kadının sinemadaki rolünü nasıl görüyorsunuz?
Bruna: Ben bir izleyici olarak kadınlar veya farklı ırklardan kadınlar tarafından yapılan bu filmleri görmek istiyorum. Önce seyirci olarak, sonra oyuncu ve sanatçı olarak ilgimi çekiyorlar. Bunun bir parçası olmak istiyorum. Burada bunun bir parçası olmaktan onur duyuyorum. Berlinale bu yüzden size filminizi tanıtma ve bu karakterlerle tanışma fırsatı veriyor.
Rûdaw: bir soru daha sormak istiyorum. Sanırım şu anda başka bir proje üzerinde çalışıyorsunuz, sanırım bir TV dizisi, değil mi? Brezilya'daki bakış açılarıyla ilgili.
Bruna: Evet, doğru. HBO şirketinin yapımcılığını üstlendiği bir dizi. Brezilya'da AIDS salgınının başlangıcını konu alıyor. 1980'lerde hükümetin tek tedavi edici ilacı yasaklaması yüzünden insanların nasıl öldüğünü anlatıyor. Evet çok güzel bir proje.
Rûdaw: Merela, sinemadaki hayalin nedir ve bundan sonra neler yapmayı planlıyorsun? Berlinale’daki bu güzel adımdan sonra. Neler başarmak istiyorsunuz?
Mirella: Umarım bu filmdeki rolüm insanlara benim gibi obez insanlara dair algılarını değiştirme fırsatı verir.
Mirella: Filmde şişman ve siyahi insanlara yönelik fırsatlar var. Umarım bu bir fark yaratır ve yeni anlayışlar getirir.
Rûdaw: Ne yazık ki zamanım azalıyor. Zamanın bu kadar hızlı geçtiğini hissetmedim dahi. Son sorumu sormak istiyorum. Bu filmin Berlinale'da vizyona girmesinden sonra nerede gösterime girecek?
Juliana: Film şu anda yayınlandı ve biz de onu diğer ülkelere gönderiyoruz. Filmin başka bölge ve ülkelere satılmasıyla ilgili birçok fırsatı tartışıyoruz. Dünyanın birçok ülkesindeki festivallerde de göstermeye başladık. Brezilyalıların da görüşünü almak için yakında Brezilya'da gösterime girmesini umuyoruz. Artık uluslararası bir misyona başladık ve birçok davet aldık. Umarım film birçok ülkeye gider ve çok kişiye ulaşır.
Rûdaw: Çok güzel. Çok teşekkür ederiz. Sana başarılar diliyorum. Umarım sizleri daha iyi bir yerde görürüz. Sizlerle gurur duyuyoruz. Çok teşekkür ederiz.
Yönetmeni Juliana Rojas, oyuncular Fernanda Vianna, Mirella Façanha as Flavia, ve Bruna Linzmeyer festivalin Encounters bölümünde 14 filim ile rekabet eden Cidade Campo filminin ekibiyle birlikteydik. Bizi izlediğiniz için sizlere de çok teşekkür ederim.