Van (Rûdaw) – Dengbej İsmet Şorayi, Temmuz 1930'da Van’ın Erciş ilçesindeki Zilan Deresi’nde gerçekleştirilen katliamı ve o gün yaşanan acıları kilamları ile dile getiriyor.
Van’ın Erciş ilçesi Şora köyünde yaşayan dengbej İsmet Şorayi’nin yaşadığı coğrafya, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında büyük bir katliama tanıklık etmiş. Bu büyük kıyım esnasında yaşananlar bugüne kadar dengbejlerin kilamlarında yaşayarak gelmiş.
Bugün o acıları ve çığlıkları kilamları ile dile getiren dengbej İsmet Şorayi, kendisini şöyle tanıtıyor:
“Zilan Deresi yerlisi, Hemoyi aşiretindenim. Zilan Deresi’nde doğdum. Zilan Deresi Katliamında babamın ailesinden, dedelerimden çok kişi öldürüldü. Çocukken çobanlık yapıyordum. Birgün eve geldiğimde annem dengbej Kerem’in eve geldiğini söyledi. Dedemlerdeydi. Bulunduğu divana gitmek istedim bırakmadılar. Sesine hayrandım. Bir kaç yıl sonra ben de dengbejliğe gönül verdim. Erciş’e kasetçiye gittim ve dengbej Keremê Oxçiya’nın kasetlerini aldım. Küçük bir teybim vardı, onun kilamlarını dinledim ve zamanla dengbej oldum.”
Dengbej İsmet’in ailesi ve akrabaları, nice dengbej gibi bu güçlü sesin de yitip gitmesini istemiyor.
Dengbej Aydın Şorayi, “Elinden tutan birileri olsa Dengbej İsmet çok başarılı olurdu. Ama kimse sahip çıkmadı. Hak ettiği değeri bulamadı. Çok güçlü ve iyi bir sese sahip. Onun gibi dengbej az bulunur” diyor.
Dengbêj İsmat’in oğlu da, babasının sesini överek, halk içerisinde çok beğenildiğini belirtiyor ve bu sesin her yerde yankılanması gerektiğini söylüyor.
Zilan Deresi’ni kar bürümüş. Ancak bu kanlı vadide ne Zilan Katliamı’nın acısı, ne de Heso ve Naze’nin aşkının sıcaklığı bitmemiş.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın