‘Mêdêa’ oyunu Ankara’da Kürtçe olarak sahnelendi

Haber Merkezi – Atinalı üçüncü büyük tragedya ozanı Euripides tarafından kaleme alınan ve ilk kez M.Ö. 432’de sahnelenen Mêdêa, Kürtçe versiyonu ile ilk kez Ankara’da izleyici ile buluştu.

Prömiyerini 1’inci Amed Kadın Tiyatro Günleri’nde yapan Kürtçe tiyatro oyunu ‘Mêdêa’ Ankara Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Gösteri Merkezi’nde sahnelendi.

Yönetmenliğini Zelal Angay’ın yaptığı oyunu, Urmiyeli Kürt oyuncu Şebnem Yusufi oynadı.

Mêdêa Türkiye’de ilk kez Kürtçe olarak oynandı. İngilizce metinden Kürtçe uyarlaması Eziz Nimeti tarafından yapılan tragedya, Kürtçe tek kişilik bir anlatı tiyatrosuna dönüştürüldü.

Prova çalışmaları Ankara Düş Kapanı sahnesinde yapılan oyun 3 Ocak tarihinden itibaren; Diyarbakır, Mardin, Van, Batman ve Urfa’da, ardından Şubat ayında İstanbul’da tiyatroseverlerle buluşacak.

“Mêdêa kadının trajedisini yine kadın merkezli olarak anlatıyor”

Urmiye Kürtlerinden olan oyuncu Yusufi, Kürtçe Mêdêa oyunu hakkında Rûdaw’a yaptığı açıklamada “Mêdêa 2 bin yıldan fazladır kadının bitmeyen trajedisini yine kadın merkezli olarak anlatıyor” dedi.

Kürtçe versiyonu hakkında da bilgi veren Yusufi, “Adaptasyon çalışması hocamız Eziz Nimeti tarafından yapıldı. Sahnede Mêdêa’nın hikayesini daha Kürdi bir tarzda yansıtmaya çalıştık” ifadelerini kullandı.  

Öte yandan Ankara’daki gösterime Ankara’daki Kürt tiyatroseverlerin yanı sıra Türk tiyatroseverler de katıldı. Birçok Türk izleyici ilk kez Kürtçe tiyatro izlediğini ifade etti.

Oyunu izleyen Hale Gündoğan, “Hayatımda ilk kez Kürtçe bir tiyatro izledim. Doğrusu Kürtçenin bu kadar şiirsel bir dil olduğunu bilmiyordum. Oyunun konusu da oyuncunun performansı da büyüleyiciydi. Ama beni en çok etkileyen oyunun Kürtçe olmasıydı” dedi.

Mêdêa’nın hikayesi

Oyun; güç, ihanet, intikam gibi güçlü duyguları barındıran oyun, gururlu ve incinmiş bir kadının dönüşümünü konu alıyor.

Tanrıça soyundan gelen Mêdêa, iktidarı temsil eden Altın Post’u tüm ailesine ihanet etme pahasına aşık olduğu eşi için alıp Yunanistan’a getirir. Ancak eşi başka bir kadın için ona ihanet eder ve o kadınla evlenebilmek için Mêdêa ve iki çocuğunu sürgüne göndermeye karar verir.

Mêdêa, bu noktadan sonra bir karar vermek zorunda kalır: Ya intikam almak ya da ihaneti sineye çekmek.