Areye Kay Tiyatro Grubu Kırmancki'nin yaşatılması için mücadele veriyor
Dersim (Rûdaw) – Kırmancki(Zazaki) tiyatro yapan ilk gruplardan biri olan Areye Kay (Oyun Değirmeni) Kırmanckinin yaşatılması ve daha çok konuşulması için tiyatro oyunlarını sergilemeye devam ediyor.
15 yıl önce 5 kişiyle Areye Kay (Oyun Değirmeni) kuran Yılmazcan Şare, zor şartlar altında kurduğu büyüyen tiyatro grubu, zamanla gösterimlerinin artmasıyla Dersim başta olmak üzere metropol ve Avrupa kentlerinde yoğun ilgiyle karşılandı.
Çalışmalarını daha sonra Dersim Belediyesi tiyatro grubu bünyesinde sürdüren Areye Kay, kentte Kırmancki tiyatroya ilgi duyanlara hem eğitim veriyor hem de tiyatro grubunun provalarını sürdürüyor.
UNESCO'ya göre, dünya üzerinde kaybolmakta olan dillerden 18 tanesi Türkiye'de bulunuyor. Bu diller arasında Kürtçenin Kırmancki (Zazaca) lehçesi bulunuyor.
Nüfusunun büyük bölümünün Kırmancki konuşulduğu Dersim'de 1993-94 yıllarında köy boşaltmalarının ardından Kırmancki(Zazaca) üzerinde yaşanan asimilasyon politikaları nedeniyle kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
Kırmancki'nin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını gören YılmazCan Şare, ilk Kırmancki(Zazaki) tiyatro grubunu kurarak başta Dersim olmak üzere, çeşitli illerde sergilemeye başladı.
Kırmanckiye yönelik ilginin artmasıyla birlikte Avrupa'ya açılarak oyunlarını sergileyen 'Areye Kay' grubu, yoğun ilgi gördü.
Kırmanckiyi öğrenmek isteyen ve tiyatro eğitimi görmek isteyenler için çalışmalarını sürdüren tiyatro grubu, toplumun Kırmanckiyi ve tiyatro grubunu sahiplenmesini istiyor.
"Üç seyirciyle başladık"
Areye Kay Tiyatro Grubunun kurucusu Yılmazcan Şare, "Bundan 15 yıl önce UNESCO bir rapor yayınladı. Ve bu raporda dünya üzerinde birçok dil kaybolmak üzere bunların arasında da Kırmancki(Zazaca) olduğunu söyledi. Areye Kay grubu da bu ihtiyaçtan ortaya çıktı. Areye Kay İstanbul'da kuruldu ve üç seyirciyle başladık daha sonra mücadele ettik. İstanbul'da Dersim'de Ankara olmak üzere birçok ilde oyunlarımızı oynadık. Almanya, İsviçre,İngiltere, Avustur'ya da oynadık. Bu oyunları izleyen insanlar da bu dilde sanat ve tiyatro olabiliyor demeye başladılar. Bunun ardından bu gruba güvendiler ve destek vermeye başladılar" dedi.
"Bizde bu dil için 15 yıldır zor koşullarda şehir şehir geziyoruz"
Kısıtlı imkânlara rağmen tiyatro ekibi olarak çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Can Şare, "Bizde bu dil için 15 yıldır zor koşullarda şehir şehir geziyoruz. Dersim'de ve Varto'da oynuyoruz. Bazen dekorumuzu bir kahve önünde bazen de bir evin önünde kuruyoruz. Oradaki yaşlılarda işlerini bitirdikten sonra gelip oyunumuzu zevkle izliyorlar" diye konuştu.
"Dilimiz bu tiyatro sayesinde belki canlanır"
Tiyatro grubunun iki kadın oyuncusundan biri olan Yıldız Deniz, "Dilimiz darda, dilimiz ölmek üzere bizde düşündük bu dil için yapabiliriz diye. Sonunda bu oyunu oynamaya başladık. Dilimiz bu tiyatro sayesinde canlanır belki kurtarırız. Bu amaçla köy köy, şehir şehir diyar diyar geziyoruz. Belki insanlar konuşmaya başlar" ifadesini kullandı.
Senem Tacay, "Biz bu oyunu oynuyoruz insanlar seviniyor ve gülüyorlar. Yurt dışına gidiyoruz, köyleri geziyoruz, dilimizi unutmasınlar diye bu oyunu oynamaya devam ediyoruz. Torunlarına, gençlerine bu dili öğretsinler, gençler diyor anlıyoruz ama konuşamıyoruz diyorlar. Bizde diyoruz ki bu dilimiz kaybolmasın" dedi.
Oyuncu Yusuf Güven,"Kırmancki üzerinde asimilasyon var. Köylerimiz dolu iken herkes adetini, töresi ve dili neyse anne babasından, dedesinden ne görmüşse onu konuşurdu. Ama köylerimiz 1994 yılında boşaltıldıktan sonra dilimiz o vakit ölüm döşeğine girdi. Areye Kay işte bu yüzden ortaya çıktı" ifadelerini kullandı.
"Harika bir diliniz var"
Kırmancki tiyatro ve müziğe ilgi duyan Edirneli olan Ruziye Girgin Kandil, "Dersim belediye tiyatrosunda Yılmazcan Şare'nin öğrencisiyim, aslen Edirne'liyim. İlk öğrendiğim cümle mara niya(bizden değil) çünkü etrafımdakiler bana hep bunu söylüyordu. Bende mecbur kaldım bu dili öğrenmeye. Harika bir diliniz var, harika bir dilimiz var demek istiyorum. Zazaca tiyatro ve koraya ilk başladığımda bana çok estetik geldi, Fransızcayla farklı bir karışım, romantik ve eğlenceli geldi. Öğrenmek istiyorum bende sizinle gülmek istiyorum bende sizinle ağlamak istiyorum onun için öğrenmeye başladım. Zazaca türkü bile söylüyorum, dilimiz gerçekten sahip çıkılması gereken bir dil" şeklinde konuştu.
Tiyatronun yeni oyuncularından Rojda Güngör ise, "Merhaba ben Rojda, ben dilimle konuştuğum zaman huzur buluyorum, hoşçakalın"dedi.