Öcalan’ın hayatı kitap oldu

Ankara (Rûdaw) - PKK lideri Abdullah Öcalan’ın ilk biyografisi yazıldı. Yazar Müslüm Yücel’in kaleme aldığı “Amara’dan İmralı’ya Abdullah Öcalan” adlı kitap piyasaya çıktı.

 

Alfa Yayınları’ndan çıkan 580 sayfalık kitabın 16 sayfası Öcalan’ın fotoğraflarından oluşuyor. 13 bölümden oluşan kitapta ailesi, anne ve babası, kardeşleri; çocukluğu, ilk arkadaşlıkları, ilk kavgaları, ilk örgütü, Ankara günleri, nişanlanması ve evlenmesi, PKK’nin kurulması, Öcalan’ın Suriye’ye çıkışı, Eruh ve Şemdinli baskınları, ateşkes, Özal’ın ölümü, Suriye’den çıkışı, İmralı günleri ve Tayyip Erdoğan’la başlayan süreç ayrıntılı bir şekilde anlatılıyor.

 

Kitap, Öcalan’ın ilk biyografisi olma özelliğini taşıyor.

 

Yazar Müslüm Yücel, kitabını Rûdaw’a değerlendirdi. Yansız görünmeye çalıştığını belirten Yücel, “Gerçeklik yan tutar; bu yüzden, arada denemelere yer verdim. Yer yer düzensizlik ve kasıtlı biçimde kaymalar da oldu, olacaktı… Ama her düzensizlik, lastik izi gibi bir iz bıraksın istedim. Bu yüzden kimi yerleri kendi haline bıraktım” dedi.

 

Yazdığı kişinin özellikleri ve konunun zorluğundan dolayı kitabı yazarken pek çok yöntem izlediğini belirten Yücel, tarih, edebiyat ve gazeteciliğin birlikte yürüdüğünü söyledi.

 

Yücel, Öcalan’ın en çok konuşulduğu bir zamanda onunla ilgili tek bir kitabın olmadığına dikkat çekerek, kitapla bu açığı kapatmayı amaçladığını belirtti. Kitabı yazma amacını ise Yücel şöyle açıkladı:

 

“Duygusal anlamda kitabı yazmamın pek çok nedeni vardır. Arada bahsedilir zaten. Bunlar, Öcalan’ın ‘iki ağacıma su taşımak için yanıbaşımdan bir nehir geçerken dağa çıktım’ ya da ‘kırbaçlanmış bir at gibi ışığı görünce, soluğu dağda aldım’ gibi beni etkileyen sözlerdir.

 

Genelde bu tür kitaplar belli bir kurum - kuruluşun, ya da kişinin desteği ile yazılır; bu olmazsa bir yayınevi, böylesi bir kitabın maddi külfetini karşılayarak çalışmaya ön ayak olur. Ancak Kürt çevresinde böyle bir kaynak yok daha. Kitabı kendim yazmak istedim ve kendi imkanlarımla yazdım. Böylece ölçütlerini kendim belirledim. Bu iyi de oldu. İstedim ki başkasının ticari ve siyasi ölçütleri dışında bir kitap- bir düşünce, hatta vicdanın gelişsin, gelişir mi?”