Erbil (Rûdaw) – Rûdaw’a konuşan Rojavalı Kürt romancı Jan Dost, “hendek çatışmalarını” konu alan yeni romanı için Şırnak’ın Cizre ilçesine gideceğini söyledi.
Kürt yazar Jan Dost’un Arapça yazdığı 414 sayfalık “Şimdi Şafağı Bekliyorlar” adlı kitabının Sorani çevirisi okuyucuyla buluştu.
Kobani’li Gelawêj Ödülü sahibi yazar Dost, Rûdaw’ın “Rojava” bültenine katılarak Dilbixwin Dara’nın sorularını yanıtladı.
Kitapları pek çok dile çevrilen Kürt yazar ve çevirmen Dost, kitabın Kurmanci lehçesine çevrilmeyeceğini, yeni kitap yazacağını belirterek kitabın konusunun siyasi olacağını, belgelere dayalı olacağını ve bölge kentlerinde yaşanan “hendek çatışmalarını” konu edineceğini dile getirdi.
“Romanda çok bahsedilmeyen hendek savaşlarına odaklanıyorum”
Kitabını bir yılda yazdığını kaydeden Jan Dost, şunları ifade etti:
“Romanım Türkiye’deki Kürt sorununun kaynağını ve sorunun nasıl başladığını konu ediniyor. Ardından kitapta adım adım PKK’nin kuruluşunu ele alıyorum.
Sonrasında ise Türkiye ile Kürt halkı arasındaki gerilimi işliyorum. Nihai olarak hendek çatışmalarından bahsediyorum. Romanda o kısımda çok bahsedilmeyen hendek savaşlarına odaklanıyorum. Ben orada neler olduğunu ve nasıl sonuçlar ortaya çıkardığını okuyucuya anlatıyorum.”
Roman için Cizre’ye gidecek
Romanında 4 esas karakter olduğunu söyleyen Dost, birinin Kürt bir kadın olduğunu ve Cizre’deki hendek savaşında hayatını kaybettiğini bildirdi.
Kitabın Kürtçenin Kurmanci lehçesine çevrilmesi yerine bizzat kendisinin kitabı Kurmanci yazacağını dile getiren Jan Dost, Cizre’ye gideceğini açıkladı.
Dost Kürtçe konusunda ise “Kürtçe her zaman için benim ruhumun dili ama Arapça da eğitim dilim. Ruh dili ile eğitim dili arasında çok fark var. Kürtçe ruhumun, annemin ve babamın dili. Beni var eden dil Kürtçe. Aynı zamanda ben kolaylıkla Arapça da yazabiliyorum. Ama şunu vurgulayayım; Kürtçe benim için bambaşka bir şey” ifadelerini kullandı.
“Yazarlık derin bir sükunet ve konsantrasyon gerektiriyor”
Tek meşgalesinin yazarlık olduğunu belirten Jan Dost, yazarlığın son derece zahmetli bir iş olduğunu kaydederek “Derin bir sükunet ve konsantrasyon istiyor” dedi.
Aynı anda iki farklı kitap yazabildiğini anlatan Kürt yazar, yazarlık serüvenini şöyle betimledi:
“Paralel yazabiliyorum. Bilgisayarda ikisi açık oluyor. Bazen birinden sıkılıyorum. Devam edemiyorum. Ardından diğerine geçiyorum.
Roman dünyası aklımda kalabiliyor. Bazen sabah 5’te uyanıp yazıyorum. Bazen öğlen yazıyorum. Herhangi spesifik bir zamanı yok.
“Roman yazmak, insani ilişkilerimi zayıflatıyor”
Roman yazmak, insani ilişkilerimi çok zayıflatıyor. Beni ‘yabanileştiriyor’. İnsanlarla etkileşime giremiyorum. Pek çok kişi benim ‘kendini üstün görüyor’ diyor. Halbuki kendimi üstün görmüyorum. Ama nasıl ilişki kuracağımı bilmiyorum. Sokaktan uzaklaşıyorum. Bazen aylarca kimse bana gelip kahve içmez, ben kimseye gitmem. Belki pek çok kişi bu tür bir hayat tarzından hazzetmez fakat benim çok hoşuma gidiyor.
Mekan benim için hiç fark etmez. Beni Tokyo’ya da fırlatsanız yine işimi yapar, kitabımı yazarım. Benim dünyam bir laptop, bunu yanımda götürürüm.”
Son olarak şiiri terk ettiğini belirten Jan Dost, “Yani buna terk etmek denilir mi bilemem ama şiir dilini romanlarıma yansıtıyorum” dedi.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın