Ressam Hakan Yaşar: Diyarbakır'a gidince toprağını öpeceğim

Orta Anadolu Kürtlerinden sanatçı Hakan Yaşar, son derece beğeni toplayan çalışmaları ile geçtiğimiz günlerde İstanbul'daydı. Kabiliyeti ve tekniği ile dünya çapında yavaş yavaş tanınan bir sanatçı olma yolunda ilerleyen Yaşar’ın eserleri birçok ülkeden yoğun ilgi görüyord.

Sanatçı, Konya'da doğup daha sonra Norveç’e yerleşerek Norveç vatandaşı olmasına rağmen kendisini hep Diyarbakırlı olarak gördüğünü anlatıyor. Yaşar, Diyarbakır'a giderse toprağı öpeceğini söylüyor.

Yaşar, tablolarını Antika ve Sanat Sergisi kapsamında İstanbul'a getirdi. 3-7 Kasım günleri arasında açık olan sergiye Yaşar’ın değişik illerden sevenleri ve hayranları da geldi.

Ünlü ressam Hakan Yaşar, Rûdaw TV’de yayınlanan söyleşide Rawin Sterk’e hakkında merak edilenleri anlattı.

Rûdaw: Öncelikle İstanbul'a hoş geldiniz. İstanbul'u ve buradaki atmosferi nasıl gördüğünüzü bilmek istiyorum.

İstanbul güzel ama trafik yoğun ve zor. Üç dört yıl önce gelmiştim ama bu sefer sergi için geldim ve çok güzel oldu.

Rûdaw: Son zamanlarda Kürt ve Türkiye kamuoyu sizi epey tanımaya başladı. Neden daha önce değil de şimdi?

Norveç'te birçok sergi açtım. 2020'de Norveç'te bir sergi hazırladım ve 3 hafta içinde tüm eserler satıldı. O ülkenin insanları beni çok sevdi. Sonra hem Norveç’in büyük televizyonları, hem de Almanya'daki, Çek Cumhuriyeti'ndeki, Fransa'daki ve tüm İskandinavya'daki büyük televizyonlar hakkımda haberler yaptılar ve sonra böyle ses getirdi.

Rûdaw: Ne kadar süredir Norveç'te yaşıyorsunuz ve neden o ülkeye gittiniz?

1990'larda gitmiştim. 31 yıl önce. Babam o ülkeye 1987 yılında işçi olarak gitti. Sonra biz ailece gittik ve o zamandan beri orada yaşıyoruz.

Rûdaw: Siz doğmadan önce aileniz Anadolu'ya yerleşmiş. Daha sonra ailenizle birlikte Norveç'e gitmişsiniz. Bu mültecilik, bir sanatçıya yaratıcılık ve estetik açısından nasıl bir his kazandırıyor?

Gittiğimizde 14 yaşındaydım. Orada Norveççe öğrenmek zorunda kaldım. Şimdi İngilizce ve İspanyolca da biliyorum. Orada okula başladım. Avrupa'ya giden tüm yeni nesiller gibi ben de 20 yıl başka işler yaptım, burayagelene kadar.

Rûdaw: O zamanlar hayatınızda resaamlık var mıydı yoksa henüz başlamamış mıydınız?

Hayır, daha çocukken okulda resim yapmaya başladım. Ayrıca tarihlerini de üzerlerine yazıyordum. O zamanlar çok karikatür çiziyordum. Ama resim her zaman vardı.

Rûdaw: Bazı eserlerinizde kendi yüzünüzü çizdiğiniz görülüyor. Bir sanatçı açısından kendisini çizme ihtiyacı nereden geliyor ve diğerlerine kıyasla kendini çizmenin zorluğu nedir?

Tabii ki zor ama klasik figüratif bakarsanız, kendi resimlerini yapmış birçok büyük sanatçı vardır. Ayrıca serbest modeldir. Nasıl yapmak isterseniz yaparsınız ve 24 saat hep yanınızdadır.

Rûdaw: Model kullanıyor musunuz?

Evet modellerim var. Carolina Kanada'da. Bu da benim. Bence insan önce kendini sevmeli, sonra başka insanları sevmeli. Bu kafamdaki de annemin yazması. Ben istedim o da kafama doladı.

Rûdaw: Şu tablodaki mesajınız yendi?

Her sergide sanat diyorum, evet 20-30 eser görüyorsunuz ama asıl sanat benim. Bu yüzden ona “Ben Hakan'ın” adını verdim.

Rûdaw: Bazı tartışmalarla tanındınız. Türkiye medyası sizi bir Türk sanatçısı olarak tanıttı. Daha sonra bazı Kürt çevreler size saldırdı, bunun sebebi neydi?

İyi bir şey yaptığımda, Alman ve Fransız kanallarında çıktığımda Türkler de ilgi göstermek istedi. Böylece Türk dediler. Ancak Norveç kanalları Norveç Kürt’ü diyorlar. Bu daha doğru bir tanım. Türk televizyonları Türkiye'de Kürt’ü dese olurdu ama böyle demediler.

Rûdaw: Kürtler sizden ne istedi?

Bu kadar derneğimiz var neden sanat yapmak için küçük bir kurs açmıyorsunuz dedim. Hakan gel 10 Kürt'e bu işi öğret deyin. Neden bir heykeltıraş getirip 10 çocuğa ders vermesini istemiyorlar? Sanat büyük bir güçtür. Bugün bir ülkede siyasi bir şey söylense gündem oluyor ama başarılı sanat tüm dünyada ses getiriyor. Sanat her şeyden daha büyüktür.

Rûdaw: Sanırım kendi boyalarınızı kendiniz yapıyorsunuz?

Evet doğru, pigmentle kendim yapıyorum. Yumurta kullanıyorum, boyalarım bana özel ve pazarda satın alamazsınız. Kendim yapmak zorundayım. Rönesans sanatçıları da nadiren kendi boyalarını yapardı. Şimdi bu teknikleri buldum ve boyaları tübe doldurabiliyorum. Çerçeve ve her şeyi kendim yapıyorum.

Rûdaw: Özel bir soru... Tablolarınızın fikatı ne kadardır? Örneğin şu tablo...

Bu tablo 250 bin TL.

Rûdaw: Sanırım Diyarbakır’da da bir serginiz olacak?

Evet, bu sergiden sonra Diyarbakır'a gidip sergi için uygun bir yer bakacağım. 4-5 yer var ve ben de tarihi bir yer olmasını istiyorum.

Rûdaw: Diyarbakır’a ilk defa mı gidiyorsunuz?

Evet, ilk defa.

Rûdaw: Heyecan var mı?

Diyarbakır'a gideceğim için çok heyecanlıyım. Evet Konya'da doğdum ama kendimi hiç Konyalı gibi hissetmedim. Ben her zaman Diyarbakırlıyım derim. Diyarbakır'a gittiğimde toprağını öpeceğim. O kadar kalbimde yeri var. Nerede olursanız olun, her zaman ülkenizi arıyorsunuz.