Göbeklitepe’yi anlatan ‘Atiye’ dizisi mahkemelik oldu
Haber Merkezi - Başrollerinde Beren Saat ve Mehmet Günsür’ün yer aldığı ‘Atiye’ dizisinin yapımcısı, senaryonun Ece Özbaş’ın kitabından kopyalandığı iddiası ile mahkemelik oldu.
Atiye dizisinin senaryosunun yazar Ece Özbaş tarafından 2017 yılında yazılan 'Sihrin Kovulmuş Melekleri' adlı kitaptan çalıntı olduğu iddia edildi.
“Kitabı defalarca okuduk, dizinin her bölümünü defalarca izledik ve notlar çıkardık. Yaklaşık yirmi keskin benzeşme ile esinlenmenin ötesinde bir intihal yakaladık” diyen Özbaş'ın avukatı Tolga Hasan Özalp, müvekkilinin hukuk mücadelesini şöyle anlattı:
“Önce yayıncı kuruluşu bulduk. RTÜK'e, kurumsal adını öğrenmek maksadıyla yazılar yazdık, sonra yapımcıyı bulduk, kanuni haklarımızın himayesi babında önce uzlaşma yollarını aradık, ama öyle tepeden baktılar ki... Birkaç ay geçmesine rağmen en sonunda aldığımız cevap 'Hayır, sizinle anlaşamayız' oldu.”
Sabah'tan Ömer Karahan'ın haberine göre; Özalp, sürecin sonunda İstanbul 2. Fikri ve Sinai Haklar Mahkemesi'nde dava açmak zorunda kaldıklarını belirtti.
Yazar Ece Özbaş ise “Düşünün çocuğunuz var, annesi olduğunu biliyorsunuz, fakat o çocuk sizi bilmiyor. Haykırıyorsunuz, kimse dinlemiyor, o benim diyorsunuz umursayan yok. Gerçekten çok acı bir durum” diye konuştu.
Dizide bir çok şey hayal ürünü
Netflix’in 2019’da yayınlanan Atiye dizisi, İstanbul’da yaşayan genç bir ressamın öyküsünü, dünyanın en eski yerleşim yeri olan Göbeklitepe (Girê Miraza) üzerinden anlatıyor.
Konuyu fantastik ögelerle ele alan dizide bir çok figür ve anlatım sadece hayal ürünü. Mesela Göbeklitepe’de alnında yıldız lekesi olan bir kızın figürü yok. Yine dizide gösterildiği gibi Göbeklitepe’de ametist benzeri değerli taşlar yok.
Arkeologlara göre ,dizide geçen Sirius yıldızının da Göbeklitepe’nin sırrı ile bir ilgisi yok.
Göbeklitepe
Kürtçe adıyla “Girê Miraza”, Urfa'ya 18 kilometre mesafede Xirapreşk (Örencik) köyü yakınlarında bulunan Göbeklitepe, “tarihin sıfır noktası” olarak biliniyor.
İlk kez 1963'te görevlilerin yüzey araştırmaları sırasında fark edilen Göbeklitepe'deki kazı çalışmalarını 1995'ten bu yana Urfa Müzesi ve Berlin Alman Arkeoloji Enstitüsü ortaklaşa yürütüyor.
Göbeklitepe’de yapılan kazı çalışmaları, Alman arkeolog Klaus Schmidt ve ekibinin 1995’li yıllarda bölgede buldukları kalıntılar sayesinde zirve yaptı.
Bölgede şimdiye kadar Neolitik döneme ait yabani hayvan figürlü "T" biçimli dikili taşlar, 8-30 metre çapında dairesel ve dikdörtgen şekilli dünyanın en eski tapınak kalıntıları, çok sayıda yabani hayvan figürü, dikili taşlar ve yaklaşık 12 bin yıl öncesine ait olduğu belirtilen 65 santimetre uzunluğunda insan heykeli gibi tarihi eserler bulundu.
Dünyanın en eski "tapınak merkezi" olduğu ifade edilen Göbeklitepe, 2018'de UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alındı.