TESPAM Başkanı Akyener: Enerji Türkiye için çok daha önemli hale gelecek
Erbil (Rûdaw) – TESPAM Başkanı Oğuzhan Akyener, önümüzdeki yüzyılda enerjinin Türkiye için çok daha önemli bir hale geleceğini vurgulayarak, “Çünkü Türkiye hem nüfus anlamında hem de GSMH anlamında büyüyen bir ülke. Biz Türkiye’nin nüfusunun 2100’lü yıllara yaklaşırken 130 milyona yaklaşıp pik yapmasını bekliyoruz. Nüfus ve GSMH perspektifinden baktığımızda enerji açığını gidermek için bir çok hamle yapmamız gerekiyor” dedi.
Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM) ile Gazi Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirilen 3. Uluslararası Türkiye Enerji Birliği Kongresi, bu yıl "Türk ve Türkiye Yüzyılı için bir kilit olarak enerji" temasıyla yapıldı.
Kongrede, gelecek 100 yılda Türkiye’de enerjinin rolü, enerjinin dönüşümü, ulusal enerji planı ve net sıfır emisyon hedefleri ile ülkenin hidrojen yol haritası konuları ele alındı.
Rûdaw TV Ekonomi bültenine katılan TESPAM Başkanı Oğuzhan Akyener, bugün Türkiye Enerji Birliği Kongresi’nin özel bir oturumunu gerçekleştireceklerini söyledi.
Bu etkinliğin ana temasının “Türkiye Yüzyılı” olduğunu, Türkiye’nin de böyle bir vizyon ve hedefinin bulunduğunu belirten Akyener, “Hiç şüphesiz ki enerji de bu bağlamda önemli bir kaldıraç, olmazsa olmazların başında geliyor. Biz TESPAM olarak bu perspektifte yaptığımız çalışmaları paylaşacağız” dedi.
Geçtiğimiz yüzyılda Türkiye’deki enerji dengeleri ne durumdaydı, önümüzdeki yüzyılda neler bekleniyor, bu dengeleri neler etkileyecek, enerji tüketimi ve kaynak çeşitleri nasıl şekillenecek, enerjide yerlilik oranı nasıl şekillenecek, nükleer tirendler ve yatırımlar nereye evirilecek gibi konu başlıkların tümünün hem geçmiş hem de gelecek perspektifinden tartışılacağını aktaran Akyener, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’nin nüfusu 2100’lü yıllara doğru 130 milyona yaklaşıp pik yapacak”
“Enerji Türkiye için hiç şüphesiz çok daha önemli hale gelecek. Çünkü Türkiye hem nüfus anlamında hem de GSMH anlamında büyüyen bir ülke ve bu devam edecek. Biz bu büyüme ile yurt dışından aldığımız göçe kadar çok detaylı analizler yaptık. Türkiye’nin nüfusunun 2100’lü yıllara yaklaşırken 130 milyona yaklaşıp pik yapmasını bekliyoruz. Akabinde büyüme hızında bir yavaşlama ve küçülme söz konusu olabilir. Nüfus ve GSMH perspektifinden baktığımızda enerji açığını gidermek için bir çok hamle yapmamız gerekiyor.
“Petrol, doğalgaz ve kömürü dışlayan bir denklem işlemez”
Öte taraftan net sıfır karbon hedeflerimiz var. Dünyada gelişmiş diğer ülkelerde olduğu gibi net sıfır karbon hedefine ulaşılamayabilir çünkü dünyada ciddi anlamda artan bir nüfus ve enerji talebi var. Bu talebi dizginlemek öyle kolay da değil. Türkiye bununla alakalı modüler nükleer, mikro nükleer teknolojilerine yönelecek, yenilenebilir enerji ile ilgili çalışmalarına devam edecek. Aslına bakarsanız doğalgaz da yine bu denklemde önemli bir yer alacak. Petrol ve doğalgazın devri öyle kolay bitmeyecek. Yaptığımız projeksiyonlar bunu gösteriyor. Petrol, doğalgaz ve hatta kömürü de ekliyorum, bunları tamamıyla dışarıya attığınız bir denklem işlemez hale geliyor, hem Türkiye hem de diğer ülkeler için.”
“Türkiye yatırım yapılabilecek yegane ülkelerden bir tanesi”
Yabancı yatırımlar açısından Türkiye’de güven ve siyasal istikrar sorunu bulunmadığını, Akyener, “Tabi bazı batılı yatırımcılar her ne kadar Türkiye’ye yatırım yapmak istemiyor olsalar da dahi, şu an küresel açıdan baktığımızda gerek finans sektörü, gerek bankacılık sektörü, gerek vergi sistemi, hatta hukuk sistemi ve işgücü maliyetleri ve lojistik imkanları da dahil edebiliriz, Türkiye yatırım yapılabilecek yegane ülkelerden bir tanesi” dedi.
TESPAM Başkanı Oğuzhan Akyener, uluslararası fonların günümüzde iki alana doğru yöneldiğini, bunlardan birinin enerji alanı ve diğerinin de yenilenebilen fonlar olduğunu söyledi.
Rus enerji kaynaklarının daha az satın alınması ve tüketilmesi için verilen fonlar bulunduğunu belirten Akyener, eş zamanlı olarak Türkiye’nin bundan da yararlanabileceğini kaydetti.
Akyener, Türkiye’nin komşuları ile ilişkileride ciddi anlamda normalleştirme süreci başlattığını vurgulayarak, “Hamas ve İsrail savaşı haliyle bu süreci negatif etkiledi. Sadece Türkiye’yi değil, genel perspektifte bir çok ülkeyi de etkiledi. Ben bu savaşın son bulacağını ve bir an önce normalleşme sürecinin başlayacağını düşünüyorum. Ermenistan’la bile Karabağ savaşının akabinde yeniden masaya oturuluyor. Bu bağlamda bütün sorunların çözülebileceğine inanıyorum” dedi.