DTSO Başkanı Kaya: Kürt illeri ile gelişmiş illere düşen pay arasında uçurumlar var
Diyarbakır (Rûdaw) - DTSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kaya, beyin ve sermaye göçünün yanı sıra, yatırım güvencesi, dış ticaretin düşmesi ve işsizlik konuları gibi nedenlerle bölgedeki illerin Türkiye'de en düşük gelirli iller olduğunu söyledi.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), açıkladığı 2020 yılı "Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması Bölgesel Sonuçları"na göre, Türkiye'de ortalama yıllık eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert geliri, 33 bin 428 lira olarak hesaplandı.
Yıllık ortalama eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert gelirinin en yüksek gerçekleştiği İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması (İBBS) 2. Düzey bölgesi "İstanbul" olurken, en düşük 15 bin 198 lirayla TRB2 "Van, Muş, Bitlis, Hakkari" çıktı.
Konu hakkında Rûdaw’a konuşan Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kaya, bölgedeki illerindeki kullanılabilir fert gelirinin düşük olmasının iki sebebi bulunduğuna dikkat çekti.
Kaya, “Biz bunu sürekli ifade ediyoruz. Gayri Safi Milli Hasıladan bölgeye yani Kürt illerine düşen pay ile gelişmiş illere düşen pay arasında astronomik uçurumlar var. Tabi sadece pay rakamı da değil gelirin dengeli dağıtımında da önemli sorun var” dedi.
“Kürt illerinden beyin ve sermaye göçü yaşanıyor”
Bunun bir kaç nedeni olduğuna dikkat çeken Kaya, bu nedenleri şöyle dile getirdi:
“Birincisi 30 yılı geçen bir çatışmalı bölgeden bahsediyoruz ve bu önemli bir etken. İkincisi bu çatışmanın yarattığı travma ve neticesinde bölgede yaşanan sermaye ve beyin göçü oldukça fazla. 1990’lı yıllarda da çok fazlaydı, bu dönemde de maalesef istemediğimiz halde beyin ve sermaye göçü yaşanıyor. Yani bölge köylerden vasıfsız göç alırken burada yetişmiş, sanayicileşmiş, istihdam yaratmış insanlar da farklı nedenlerle, güvenlik, gerek finansa ulaşma sorunları nedeniyle ve gerekse de bazı yatırtım altyapıları ile ilgili ister istemez batı illerine göç etmekte.
“Kürt şirketlerine yönetlik ayrımcılıklar başladı”
Bir de son dönemde bunun üzerine özellikle Kürt şirketlerine yönetlik ayrımcılıklar başladı. Yani Diyarbakır merkezli şirketler batıda iş yapamaz hale geldiler. Herhangi bir ihaleye giremez hale geldiler, değil ihaleyi almak. Şimdi ister istemez bu şirketler yaşamak zorunda. Kendi illerinde de biraz bölgedeki kayyum uygulamalarından kaynaklanan iş alma konusunda da sıkıntı yaşamaktadırlar. Yani bazen seçilmiş belediyeden aldıkları işin parasını kayyumdan alamamakta veya kayyumdan aldıkları işin parasını seçilmiş belediyelerden alamamaktadırlar. İster istemez bu da şirketlerin merkezlerinin batı illerine göç etmesine neden oluyor. Biz DTSO’da yaptığımız bir çalışmada şunu gördük. Barış Süreci ve öncesinde bölgeden batı illerine merkezlerini götüren şirketlerin sayısı yılda 10-12 kadarken ki bu büyümeye endeksli olarak doğal bir rakam, özellikle Barış Sürecinden sonra bu ramak yılda 100 şirkete kadar vardı. Yani neredeyse on kat artmış oluyor ki bu Diyarbakır için büyük bir rakam. Sayısal anlamda 18 bin üyemiz var, küçük görülebilir ama göç edenlerin önemli bir kısmı büyük şirketler. Gerek sermaye ve gerekse de istihdam anlamında büyük şirketler. Bunlar da göç edince ister istemez bölgenin GSMH’sına yansımaktadır. Tabi ki Türkiye’de GSMH’ın toplumun gelir dağılıma eşit yansımasında da tıpkı Türkiye’nin batısında olduğu gibi ilimizde de, yani ilk yüzde 5 diliminden yaralananların oranı ile son yüzde 5 diliminden yararlananların oranlarına baktığımızda Türkiye ile aynı oranda seyretmektedir.”
"Sınır ticareti durma noktasına gelmiş"
Bölgede yatırım ortamının güvenliği konusunda hala tereddütlerin yaşandığına dikkat çeken Mehmet Kaya, “Aynı zamanda sınır ticareti bölgenin en önemli gelir kaynaklarından biridir. Irak’la, Kürdistan Bölgesi ile ticaret en önemli kaynaklardan biridir. Şu an o da durma noktasına gelmiştir. Yani ihracatımızın yaklaşık yüzde 65’i Kürdistan Bölgesi’ne iken şimdi bu oran rakamsal anlamda yarı yarıya düşmüş durumda” dedi.
DTSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kaya, “Tüm bunları üst üste koyduğunuzda ister istemez bölgenin GSMH’sı düşer. Bir diğeri de işsizlik rakamlarıdır. Yani hane halkına düşen gelire baktığınızda da bölge illeri bu anlamda en düşük gelire sahip yerler olduğu için bunların toplamı GSMH’ya yansımaktadır” yoprumunu yaptı.