Dünya piyasalarında Kürdistan petrol ve doğalgaz rezervi

Erbil (Rûdaw) - Kürdistan’da 2013 ile 2018 yılları arasında petrol sektörü 3 ayrı nedenden dolayı sekteye uğradı. Birincisi petrol fiyatların düşmesi, ikincisi IŞİD savaşı, Kerkük-Ceyhan petrol boru hattının kapatılması sonucu gelirlerin düşmesi ve 16 Ekim olayları. Üçüncüsü, Kürdistan Bölgesi ve petrol firmaların petrol rezervi karşısına çıkan tehlikeler.

 

Kürdistan Bölgesi’nin enerji sektörünü dünya piyasalarındaki yerini anlaması için önce petrol ve doğalgaz rezervi hakkında bilgi sahibi olmamız gerekiyor. Bunu öğrenmenin yolu da bölgenin petrol kuyularını ve hidrokarbon kapasitesinden iyi tanıyıp analiz etmemiz gerekmektedir. Öte yandan enerji sektörünün Kürdistan Bölgesi’nin bütçesi üzerindeki etkisini ele almamız gerekiyor.

 

1 - Kürdistan Bölgesi’nin petrol kaynak ve rezervi

 

Çoğu zaman Kürdistan’ın petrol ve doğalgaz rezervinin kapasitesiniyle ilgili hatalı rakamlar ortaya konuyor. Bunun sebebi kaynak (Resource) ile (Reserve) rezerv arasındaki farkı ayırt etmemekten geliyor. Enerji sektöründe petrol, doğalgaz ve kömür kaynakları sözcüğü, bulunmuş ya da bulunmamış bütün madenlerin ham maddeleri için kullanılır. Ancak rezerv sözcüğü daha çok yeri tespit edilmiş jeolojik ve mühendislik filtrelerden geçmiş enerji kaynaklar için kullanılır. Kaynağı yedeğe dönüştürmek teknik, jeolojik, güvenlik ve fiyat dönüşümü olmak üzere dört ana unsurdan geçmektedir.

 

Tekniksel yönü: Irak’ı örnek alacak olursak, ğlke petrol açısından zengin ancak teknik açıdan yabancı firmalardan yardım almaktadır bu nedenle çoğu zaman dışa bağımlı olarak hareket etmektedir.

 

Jeolojik yönü: Ağır ham petrolün (Heavy Crude Oil) katılık standartları ‘The American Petroleum Institute’ Amerika Petroleum Enstitüsü (API) tarafından belirlendiği üzere 20 derecenin altına düşmemesi gerekiyor. Ancak bazen petrol kuyuları zamanla erozyona uğrayabilir, su ile karışabilir ve bazen de kurumayla karşı karşıya kalabilir. Örneğin Kürdistan Bölgesi’nde bulunan Kewa Chirmila petrol sahası zamanla kurudu. Meditrina Bölgesel Araştırmalar Enstitüsü (MIRS) tarafından hazırlanan yıllık raporlara göre Oil Search Ltd şirketi yeni bir sahada petrol araştırması yaptığını ancak alanda petrole ulaşamadıklarını açıkladı. Firmanın, yapmış olduğu çalışmaların sonuçsuz kalmasından dolayı 393 milyon dolar zarara ettiği belirtildi.

 

Berderaş petrol sahasında rezerv oranının azaldığı kaydedildi. Kuruma tehlikesi ile karşı karşıya olan bir diğer petrol kuyusu de Tak Tak sahası. 2011 yılında 683 milyon varil yedek petrol kapasitesi bulunan kuyu, 2015 yılında 356 milyon varile düştü. Tak Tak petrol kuyusunda günlük 140 bin varil üretim yapılırken geçtiğimiz sene bu kapasite 14 bin varile kadar geriledi.

 

Güvenlik meselesi: Petrol ve Gaz yedeklerini belirleme konusunda önemli bir yere sahiptir. Örneğin dünyadaki limanlar her zaman bölgesel ve uluslararası tartışmaların odak noktası olmuştur. Çoğu zaman savaş nedenleri haline bile gelmişleridir. Ürdün’de bulunan Akaba (Aqaba), Rusya’nın etkisinde bulunan Krimya adalarında bulunan Cifastobol, İsrail’de bulunan Hayfa, Suriye’de bulunan Tertus ve son olarak Türkiye’de bulunan Ceyhan gibi limanlardan su rotaları olarak petrol sevkiyatı yapılıyor.

 

Kürdistan Bölgesi’nin iki ana petrol ve doğalgaz sahası, Irak merkezi hükümet ile Kürdistan Bölgesi yönetimi arasında bir konumda yer aldığından ötürü devamlı tehlike altındadır. Bu nedenle yüklü bir enerji rezervinin kaybı endişesi bulunmaktadır. Türkiye’ye giden Kürdistan’ın petrol boru hatlarının zarar görmesi ikinci bir diğer güvenlik tehdidi olarak görülüyor (bu husus biraz Jeopolitik meselelere bağlı olarak iki hususta ele alabiliriz, birincisi bölgesel işbirliği, ikincisi anlaşmazlıklar). Bazen boru hatları içeriden sorunlarla karşı karşıya kalabiliyor.

 

Fiyat Dönüşümü: Örneğin bir petrol şirketi, ilk etapta arazide kapsamlı bir arama başlatır ancak daha sonra üretime geçtiğinde petrol fiyatları düşüşe geçer. Bu olaydan dolayı sahayı terk etmek zorunda kalırlar. Kürdistan hükümeti ile yapılan anlaşmalar (Üretim ortaklı) esaslıdır. Yasal, mali ve ekolojik bütün sorumluluklar Kürdistan Hükümeti'ne aittir.

 

2 -Kürdistan Bölgesi’nin real rezervi

 

Yukarıda belirtiğimiz hususlar doğrultusunda Kürdistan Bölgesi’nde bulunan Real Petrol ve Doğalgaz rezervleri tehlike altında olduğu gerçeği ortadadır. Kürdistan’da bulunan rezervlerin gerçek rakamlarını ortaya koyan üç güvenilir ve resmi kaynak bulunmaktadır. Doğal Kaynaklar Bakanlığı, uluslararası Enerji Ajansı (IEA), Amerika Birleşik Devletleri Jeoloji Araştırmaları Kurumu (USGS) verilerine göre Kürdistan Bölgesi’nde (41) milyar varil petrol ile 54 trilyon metreküp doğalgaz rezervi olduğu tahmin edilmektedir.

 

Kürdistan Bölgesi Doğal Kaynaklar Bakanlığı 2006 yılında kuruldu. O yıllarda yayınlanan verilere göre Kürdistan Bölgesi’nin petrol rezervinin 45 milyar varil olduğu açıklanmıştı. Ancak bu rakam 2011’de 70 miyar varil olduğu öne sürüldü.

 

Meditrina Enstitüsü tarafından Süleymaniye’de düzenlenen 1’inci Irak Enerji Konferansında konuşan Kürdistan Bölgesi Güvenlik Konseyi eski Müsteşarı Dr. Rebwar Hınsi “Rezervin 60 Milyar” olduğuna dikkat çekmişti.

 

Kürdistan’ın 57 ayrı bloğunda toplam 200 trilyon metreküp doğalgaz rezervi olduğu tahmin ediliyor. Buda dünya rezervinin yüzde 3’üne tekabül ediyor.

 

Kormo petrol sahasından çıkarılan enerji ürünlerinin yüzde 70’i Kürdistan’da elektrik üretiminde kullanılmak üzere Elektrik Bakanlığına verilmektedir.

 

Kürdistan’ın en büyük jeneratör satış noktası sahibi Erdewan Muhsin Memundi Rûdaw’a yaptığı konuşmasında, “Kürdistan’a yıllık 500 bin adet jeneratör ithal ediyoruz” dedi.

 

Elektrik Bakanlığı Müsteşarı Hamademin Hawrami, Kürdistan’ın günlük elektrik üretimi için 11 milyon litre yakıta ihtiyaç duyduğunu söyledi. Bu kapasitenin maliyetli olduğunu anımsatan Hawrami, “Günlük 2 bin 600 megavat elektrik üretmek için 420 milyon metreküp gazın kullanılması için çalışmalarımız devam ediyor. Tabi ki nüfusu az olup fabrikaları da olmayan bir bölge için bu kapasite araştırılması gereken bir mesele” ifadelerini kullandı.

 

3 - Kürdistan Bölgesi’nde Mali Bütçe açığı

 

John Robert Atlantik Kuruluna hazırladığı (Irak Kürdistan’ı Petrol ve Doğalgaz gelişmeleri) raporunda, “20 Kasım 2015’te İstanbul’da düzenlenen Atlantik Enerji ve Ekonomi zirvesinde konuşan Kürdistan Bölgesi Doğal Kaynaklar Bakanı Dr. Aşti hawrami, daha önce yaptığımız tahminlerin yanlış olmasından dolayı büyük bir bütçe açığıyla karşı karşıya kaldık. 2015’in ilk yarısında 7 milyar dolar gelir elde edeceğimizi beklerken sadece 2 milyar dolar gelir elde ettik. Bu nedenle aylık 1,4 milyon dolarlık bir bütçeyi giderlere tahsis edemeyiz şeklinde açıklama yapmıştı” dedi.


Öte yandan Kubat Talabani 14 Nisan 2016’da verdiği bir demeçte, “Petrol sektöründe aylık 400 milyon dolar bütçe açığı verdiklerini” söylemişti.

 

Doğal Kaynaklar Bakanlığı resmi sitesinde yayınladığı 2007 yılına ait verilere göre, “Hükümetin 2015’e kadar günlük 1 milyon varil petrol ithalatına başlamasını planladığını 2019 yılında ise bu rakamı iki katına çıkarmayı hedeflemişti. Ancak 2018’de Kürdistan Bölgesi günlük 326 bin 774 varil petrol üretimi yapıyordu. Petrol fiyatlarının 78 dolarken sekiz dolar piyasanın altından alıcıya ulaştırılıyordu. Böylece aylık 709 milyon 100 bin dolar gelir elde ediliyordu. Geçtiğimiz yıllarda yapılan yanlış tahminler ve hesaplardan dolayı petrol gelirlerin bir kısmı bütçe açıklarını kapatmak için kullanılıyor.

 

4 - Kürdistan Bölgesi’nde enerji tedarik etmek

 

Petrol ve doğalgaz uluslararası ilişkiler kapsamına giren yeni bir bilim dalı. Uluslararası ekonomik ilişkiler olarak da bilinir. Eğer uluslararası ilişkiler fail ve karakterler arasında amaç ve çeşitlilik tartışmak için bir amaç veya bir çeşit ise buna göre uluslararası ekonomik ilişkiler Hükümetler ile dünya piyasaları arasındaki ilişkileri tanımlar. Sorulması gereken soru şu: Kürdistan Bölgesi yetkilileri ya da petrol ve doğal gaz sektörünün dünya pazarıyla ilişkisi ne durumda?


Realistler şu ana kadar en güçlü teoriye sahip kitleler olarak biliniyor. Onlara göre insanlığın doğasında kötülük yatıyor. Dünya pazarında en güçlü karakterler kuşkusuz devletleridir. Devletler ve kişiler arasındaki ilişkiler de yardım esaslı değildir. Daha fazla güç elde etmek için bir rekabet mekanizmasıdır. Bu nedenle siyasi güç ile ekonomik kaynaklar arasında direk bir bağlantı vardır. Friedrich List’in 1841 yılında yazdığı Ulusal Politik Ekonomi Sistemi (The National System of Political Economy) kitabında ekonomik siyasetin ulusal sistemdeki etkisinden bahsediyor. Bir ülke veya bir ulusun kaynak ve gücünü artırmaya yönelik kozmopolit bir yaklaşımla ortaya koyuyor. Bu söylemleri yüzünden Alman hükümeti tarafından hapishaneye mahkum edildi.

 

Kürdistan Bölgesi Sanayi alanlarda üretim kapasitesi olan bir bölge olmamakla birlikte üretim yapmaya kalktığı zaman ise ham maddelerin çoğunu yurt dışından tedarik etmek durumunda kalacaktır. Bunların yanında yatırımların giderlerini de kendi karşılamak durumundadır.


Buna paralel olarak da petrol ve doğal gaz sektörünü ulusal ve sistematik bir çerçevede düzene sokamadığı aşikâr.

 

Sonuç:

 

Kürdistan’ın petrol rezervi 45 milyar varil olduğu tahmin ediliyor, ancak bu kapasite de şu an tehlike altında olduğunu söyleyebiliriz. Mali bir sistemin olmamasından kaynaklı olarak Kürdistan Bölgesi’nde ekonominin olduğunu söyleyemeyiz. Bir diğer husus ulusal bir kurum petrol ve doğalgaz sektörünü yönlendirmiyor. Kürdistan için önemli olan husus elindeki enerji rezervini dünya piyasalarında pazarlamasıdır. Mutlaka Akdeniz üzerinden bu enerji kaynağı bir gün ihraç edilecektir. Dolayısıyla Kürdistan Bölgesi etrafında gelişen jeopolitik gelişmeleri doğru takip etmesi

 

Behroz Cafer - Meditrina Bölgesel Araştırmalar enstitüsü (MIRS) Başkanı ve Uluslararası Ekonomik İlişkiler Doktora öğrencisi.

 

Redaktör: Ali Tahsin