İstanbul (Rûdaw) - Türkiye'de hükümet, memur ve emekli maaşlarına yüzde 30 zam yapılması kararı aldı. Konuyla ilgili kanun teklisi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edildi. Ancak hem sendikalar hem de ekonomistler bu zammın memur ve emeklilerin cebine yansımayacağını söylüyor.
Asgari ücrete yapılan yüzde 54 zam sonrası açıklanan enflasyon verileriyle memur ve emeklilerin maaş artışı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yüzde 25 olarak açıklandı. Ancak memur ve emekli ve Memur-Sen'in tepki göstermesinin ardından yeni bir gelişme yaşandı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gün sonra yaptığı açıklamada memur ve emekliye zammın yüzde 30'a çıkarıldığını duyurdu.
Asgari ücrette “ara zam” açıklamasına rağmen memur ve ekonomistler, bunun vatandaşların geçim derdini bitirmeye yeterli olmayacağı düşüncesinde.
“Bu kamu çalışanları ile alay etmektir”
İstanbul’da yaşayan Hüseyin Özev, 34 yıllık öğretmen. Özev’in iki çocuğundan biri üniversite okuyor. Maaşı ortalama 11 bin TL. Kendisi Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası İstanbul 9’uncu Şubesi başkanı.
Hüseyin Özev, oturduğu semtte en ucuz ev kiralarının 7-8 bin TL civarında olduğunu söylüyor. Enflasyonla ile birlikte artan maliyetler karşısında yüzde 30 zammı az bulduğunu belirten Özev, bunun kamu çalışanlarını “küçük düşürme, alay etme” olduğuna inanıyor.
Özev, “Bir markete veya manava gittiğimiz zaman her şeyin fiyatının nasıl günü gününe arttığını görüyoruz. Hükümet bütün adeta bütün kamu çalışanları ile alay edercesine yüzde 25 gibi bir zam yaptı. Bu gerçekten kamu çalışanları ile alay etmektir. Yüzde 25 gibi bir zam oranı, bırakın emekçilerin, eğitimcilerin, kamu çalışanlarının hayatlarını düzgün bir şekilde sürdürmesini günlük ihtiyaçlarını bile karşılamaktan çok çok uzaktadır” diyor.
TÜİK ve ENAG’ın açıkladığı rakamlar arasında uçurum var
Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre, 2022 yılında tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) yüzde 64,27 oldu. Memur ve emekli maaşlarına, ocak ayında yapılacak zammın belirlenmesi için kullanılan altı aylık enflasyon ise yüzde 15,39 oldu. Ancak Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise enflasyonu yıllık yüzde 137,55 ve aylık yüzde 5,18 olarak belirledi. ENAG, 6 aylık enflasyonu ise yüzde 38,57 olarak açıkladı.
Ekonomistlere göre kamu emekçilerine yapılacak zam miktarı yüzde 50'den az olmamalı. Uzmanlar ayrıca hükümet tarafından yapılan zammın “yüksek gösterilmesini” de “seçimlere hazırlık” olarak değerlendiriyor.
Ekonomist Prof. Dr. Öner Günçavdı ise, ekonomi cephesinde yaşananların sadece ekonomik kriterlerle yorumlamanın yetersiz olacağı görüşünde.
“Temel sıkıntı AKP’nin seçime giderken kamuoyu rızasında ciddi erozyon yaşaması”
Günçavdı, hükümetin bu yönde attığı adımları şöyle yorumluyor:
“Bizim gördüğümüz kadarıyla uzun zamandan beridir siyasi motivasyonlarla iktisadi uygulamalar yapıyor. Bunların arasında EYT uygulaması, devlet memuruna ve emeklilerin maaşına zam ve asgari ücret uygulamaları geliyor. Bu bir çaresizlik göstergesi. Biliyorsunuz bütçe görüşmeleri sırasında 500 milyar TL’lik bir açıktan bahsediliyordu. Onun da büyük ölçüde seçim hazırlıkları için kullanılabileceği ifade ediliyordu. Ancak bunun ötesine geçen bir miktar söz konusu ve daha da bitmedi. Önümüzdeki günlerde bunun daha da artması söz konusu olacak.
Buradaki temel sıkıntı şu; AKP’nin özelikle böylesine kritik bir seçime giderken kamuoyu rızasında ciddi bir erozyon yaşaması. Bugüne kadar görmediği bir düşüş, erozyon bu ve kamuoyu rızasını da vatandaşa bir takım imtiyazlar sunarak gerçekleştirebileceğini düşünüyor. Ancak devlet memurlarına ve emekliye verilen bu ücret Türkiye’de emeklilik imkanına sahip olan çok dar bir kesime yönelik bir uygulama. Diğer taraftan Türkiye’de geniş bir halk kitlesi, tarım sektöründe yaşıyor özellikle de Anadolu’da. Keza enflasyonun varlığıyla ücretlerin satış alma gücündeki düşüş devam ediyor. Bunları engelleyemediğiniz taktirde verdiğiniz bu tür desteklerin hiç bir önemi olmayacak.
Aslına bakarsanız geçen yıldan beri AKP’nin bir refah modelinin çöküşünü de bir arada görüyoruz. Genellikle yeniden dağıtıma dayanan, etrafındaki yandaşına bir takım imtiyazlar tanıyan bir modeldi bu. Son derece üretime değil tüketime yönelik, çok fazla kaynak tüketen bir modeldi bu. Maalesef AKP bunda bir dönüşümü gerçekleştiremedi. Bunun da temel sebebi tabii ki önümüzdeki seçimler. Alınması gereken tedbirleri alamıyor. Çünkü önümüzde ciddi bir seçim var. Acı reçeteyi kimseye içiremiyor. Dolayısıyla çöken modelin yerine yeni bir refah modeli koymakta da zorlanıyor. O zaman ne yapıyor? Elde olan kaynakları, sağdan soldan bir şekilde temin ettiği dış kaynakları bir araya getirerek içeride kendisine maksimum fayda sağlayacak kesimlere dağıtıyor. Umudu bu verdiklerinin neticesini alabilmek ve seçimlerde bu verdiklerinden destek devşirebilmek. Ancak mevcut enflasyonist koşullarda bunun da yapılabilmesi çok zor gibi geliyor bana.”
Emekli ücretlerinin asgari ücretin altında olduğunu ve dolayısıyla vatandaşların bu zamdan memnun olmayacağını vurgulayan Prof. Dr. Öner Günçavdı, dışarıdaki fiyat artış ile içeride kurlardaki artış engellenemediği taktirde “bu kurulan oyunun erken çökme ihtimali” olduğunu söyledi.
Yeni artışa göre Türkiye’de en düşün memur maaşı 10 bin TL, en yüksek ise 38 bin TL civarında. Tüm devlet kurum ve kuruluşlarındaki memur sayısı ise 5 milyon 52 bin kişiyi bulunuyor. Uzmanlara göre maaş zammı enflasyon arasındaki fark 3-4 ay içerisinde eriyip gider.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın