Mucize çözüm aramayın

Gerçek reform olmadan, günlük bir milyon varil petrol (bir varil 100 dolara çıksa) üretilse bile petrol geliri Kürdistan Bölgesi Hükümeti'nin alışkanlık haline gelen ekstra giderlerine yetmez.

 

Kürt liderlerinin Kürdistan Bölgesi'nin maruz kaldığı ekonomik sorunlara karşı mücadele etme zamanı geldi. Artık farklılıkları bir kenara bırakarak birlikte bu duruma bir çözüm bulmamız lazım. Kürdistan'ın ekonomi geleceği için sağlıklı bir temel atmalıyız.

 

Kürdistan Bölgesi Hükümeti son iki yılda Dünya Bankası'na danışarak gerçek bir reform yapmak için birtakım hazırlıklar yaptı. Şimdiye kadar siyasi partiler, yetkililer ve medya, hükümetin geliri (petrol geliri) üzerinde durdu. Ancak hükümetin giderleri denetlenmedi.

 

Bu durum devam etmez ancak şu bir gerçek ki Kürdistan Bölgesi'nde geçmişte olduğu gibi şimdi de gelir ve gider tablosunda bir denge yok. Hepimiz bunun sorumluluğunu almalıyız; hem hükümet hem parlamento, hem siyasi partiler hem de medya. Petrol fiyatlarının yükselmesiyle sorunların mucizevi bir şekilde çözüleceğini düşünüyorsak, bu ciddi bir siyasi seçenek değil. Çünkü bu kesinlikle Kürdistan Bölgesi Hükümeti'nin sorunlu durumunu çözemez.

 

Yukarda belirttiklerim Ortadoğu Araştırma Enstitüsü'nin (MERI) Erbil'de düzenlediği forumda yaptığım konuşmada ilettiğim mesajlardı. Konuşmamada 2010 yılından beri Kürdistan Bölgesi'nin gelir ve giderlerine ilişkin gerçeklere dayanarak bazı detayları paylaşarak her yıl giderlerin, gelirleri geçtiğini vurgulamak istedim.

 

IŞİD'in ortaya çıkması, göç dalgası, Bağdat'ın Kürdistan Bölgesi'nin bütçesini  kesmesi ve petrol fiyatlarının düşmesinin ekonomiye büyük bir baskı olduğunu dile getirdim. Bu faktörler Kürdistan Bölgesi'nde çalışan yabancı şirketleri de etkiledi. Bütün bunlar, Kürdistan Bölgesi Hükümeti'nin 2016 yılında günlük 1 milyon varil ham petrol üretme hedefini de etkiledi.

 

Gittikçe artan borçlar ve son 6 yılda gelir-gider dengesindeki açığa dikkat çekerken, şu uyarıda bulundum:  Hükümet eskisi gibi devam eder, giderler kısıtlanıp gerçek bir reform yapılmazsa günlük 1 milyon varil petrol üretilse de (bir varil petrol yeniden 100 dolara çıksa bile) yine de mali ihtiyaçlarımızı karşılayamayız.

 

Kürdistan medyasında bu bilgiler tartışmalara yol açtı. Bir kısım medya sorumsuzca benim sözlerimi çarpıttı.

 

Aşağıdaki gerçeklerin gözönünde bulundurulması önemli:

 

–Kürdistan Bölgesi Hükümeti 24 trilyon dinar (20 milyar dolar) borçludur. Bu paraınn 4 trilyon dinarını, memurların ödenememiş maaşları oluşturuyor. Bu borcun büyük bir miktarını yakıt ve elektrik harcamaları için ödenen 28 trilyon dinar oluşturuyor. Bu ödemeler 2010'da küçük miktarlarla başladı. Daha sonra kontrolden çıkarak 2011 ve 2012 yıllarında üçe katlandı. Kürdistan Bölgesi Hükümeti'nin bütçe payının Bağdat tarafından kesilmesi ve petrol fiyatlarının düşmesine rağmen bu ödemeler 2013 ve 2014'te de devam etti. Çünkü Kürdistan Bölgesi Hükümeti öyle bir duruma düşmüştü ki zararların nasıl sınırlı tutacağını bilemedi. Doğrusu, Enerji Komisyonu'nun bazı üyeleri başta olmak üzere parlamento ve siyasiler söz konusu mali desteğin devam etmesi için Kürdistan Bölgesi Hükümeti'ne baskı yapmıştı. Bunun sonucunda hükümetin borç miktarı ciddi oranda arttı.

 

–2012 ve 2013 yıllarında varil başına petrol fiyatı 100 doların üzerindeyken Maliye Bakanlığı'nın yıllık gideri 18 trilyon dinar dolayındaydı. Bağdat'ın Kürdistan Bölgesi'ne gönderdiği bütçe 14.5 - 15 trilyon dolayındaydı, yani 3 - 3.5 trilyon dinarlık bir bütçe açığı vardı. Bakanlık bu açığı kapatıyordu. Bunun için yerli özel bankalardan yüklü miktarda borç alınırken, açığın bir bölümü de hükümetle sözleşmesi bulunan elektrik şirketlerine ödemelerinin bir kısmı yapılmayarak kapatılmaya çalışıldı.

 

–Maliye Bakanlığı'nın yıllık 18 trilyon dinar harcamaları dışında, Doğal Kaynaklar Bakanlığı yıllık 5-6 trilyon dinarı iç kullanım ve elektrik üretimi için harcıyordu. Petrolün varil fiyatı 100 dolarken Kürdistan Bölgesi Hükümeti'nin yıllık gideri 23-24 trilyon dinar dolayındaydı.

 

–Brent petrol fiyatı 100 dolara yükselse (Kürdistan petrolü için 90 dolara olacak, çünkü paranın bir bölümü petrol kalitesi ve önceden alınan maliyet olarak geri ödenecek) ve günde 1 milyon varil üretilse (100 bin varil rafineri edilerek 900 bin varil de ihraç edilirse) Kürdistan'ın aylık geliri 2.8 - 2.9 trilyon dinar dolayında olacak. Petrol ihracat bedeli ve üretici şirketlerin ödemeleri yapıldıktan sonra aylık net gelir 2 - 2.1 trilyon dolayında olacak.

 

–Kağıt üzerinde bu net gelir Kürdistan Bölgesi Hükümeti'nin giderlerine yetse bile, eğer ki giderler 2014 öncesi gibi kalırsa, mevcut politikayla bu gelir bile yetmez.

 

–Örneğin 4 trilyon dinarlık maaş kesintilerinin borçları veya 6 yıllık 20 trilyon dinarlık borcun geri ödenmesi için masraflardan bir para artmaz. Ayrıca Kürdistan Bölgesi Hükümeti mevcut politikasını sürdürürse maaşları arttırmak, kamu kurumlarına yeni atamalar yapmak veya mali destekte bulunmak için (24 saat elektrik hizmeti sağlamak için verilecek destek) ekstra bir gelir bulamaz.

 

–Bunlar dışında petrol fiyatlarının yükselmesiyle borçların ödenmesinde acele edilmesi talep edilecek. Gelecek 24 ay içinde kesilen maaşlar ve diğer borçlar ödenmeliydi. Bunun için aylık 800 milyar dinar ayırmalıydık. Daha sonra Kürdistan Bölgesi Hükümet'nin 2011 -2013 yılları arasındaki aylık 1.9 - 2 trilyon dolar dolayında olan borçlarını kapatmak için elinde 1.2 - 1.3 trilyon dinar kalacaktı.

 

Bu durumda eğer sistemde reform yapmazsak gelir yetmez. Zengin Körfez ülkeleri de bizimle aynı durumu yaşıyor, hükümetleri bütün sektörlere yapılan mali desteğin kesilmesi yönünde zor kararlar alıyor. Bundan sonra petrol gelirlerine bel bağlamamak için planlar yapıyorlar.

 

Bizim de Kürdistan'da sorunu çözmemiz ve enerji kaynağı fiyatlarına bağımlılığımızı sınırlandırmak için birtakım yapısal reformlar yapmamız lazım. Bazı gereksiz giderleri kaldırmalı, mali desteklerin tamamını azaltmalıyız ve yeni gelir kaynakları bulmalıyız. Petrol ve doğalgaz sektörleri dışında özel sektörde sanayiyi desteklemeliyiz.

 

Gerçeklerin bazen rahatsız edici ve acı verici olduğunu biliyorum. Ancak Kürdistan halkı gerçekleri   bilmeyi hakkediyor.

 

Kürdistan Bölgesi'nde çalıştığım 10 yıl içinde yaşanan ekonomik sorunların tamamını biliyorum. Şimdi de bu konudaki görüşümü halka açıklamaya karar verdim.

 

Bu konu ile ilgili gerçek bir tartışma açmak istedim. Bu yüzden hükümet ve siyasi partilerin bu krizde sorumlu olduğunu söyledim.

 

Mucize gibi bir çözüm söz konusu değil. Petrol fiyatlarının yükselmesi krizi çözmez. Gizli petrol ambarları yok. Kürdistan Bölgesi Hükümeti, bütün ilgili tarafların siyasi iradesi olmadan tek başına sorunları çözemez.

 

MERI'deki konuşmamda söylediğim gibi siyasi liderler gerçeği görerek, ekonomik sorunlara birlikte uzun vadeli ortak bir çözüm bulmalı.

 

*Kürdistan Bölgesi Doğal Kaynakları Bakanı Aşti Hewrami